Afrika’yı Adım Adım Dolaştı Anılarını Kitaba Dönüştürdü

1
290

Son kitabı Afrika’nın Kavşağı – Tanzanya & Zanzibar ile seyahat severlerin karşısına çıkan Figen Gündüz Letaconnoux, blog yazarlığı ile başlayıp kitap yazarlığına uzanan öyküsünü anlattı. Seyahate olan bağlılığını virüse benzeten yazar, herkese önyargıları bırakıp seyahat etmeyi öneriyor.

Profesyonel yaşamında dünyanın önde gelen firmalarında görev alan Figen Gündüz Letaconnoux’nun yaşamı 2006 yılında Angola’nın başkenti Luanda’ya yerleştikten sonra değişti.

İnternette Angola ile ilgili yeterli ve doğru kaynak olmaması nedeniyle deneyimlerini yazmaya başlayan Letaconnoux’nun bu adımı Afrika ile ilgili birbirinden değerli kitapların doğuşuna öncülük etti. Son kitabı Afrika’nın Kavşağı – Tanzanya & Zanzibar’ı Oğlak Yayınları aracılığı ile kitap severlerle buluşturan Letaconnoux seyahate olan tutkusunu virüse benzetiyor.

Figen-Gunduz-Letaconnoux
Figen Gündüz Letaconnoux

Seni çok kısa tanımak istesek?

İlaç ve içecek sektörlerinde dünya lideri olan iki firmada uzun yıllar çalıştıktan sonra 40’lı yaşların başlarında rutin hayatın yüklerinden sıyrılıp hobilerime konsantre olduğum bir dönemde Kara Afrika’da on yıl süren uzun bir maceraya atılan araştırmacı biri olarak tanımlayabilirim kendimi.

İçimde yeni kültürleri tanımak, oralardaki değişik yaşam tarzlarını deneyimleyip fotoğraflamak için bastırılmaz çocuksu bir merak var. asıl beni cezbeden, farklı medeniyetleri keşfetmek, oralar ile ilgili bilgi edinmek, fotoğraf çekmek, o kültürler üzerine izlenimlerimi ve maceralarımı kağıda dökmek ve o uzak diyarları merak edenlerle paylaşmak.

Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?

Ben kendimi bildim bileli seyahat benim için bir tutkuydu. Çocukluğumda ailecek her yaz en az iki kere Türkiye’nin güzel beldelerine tatile giderdik. Gemiyle Akdeniz seyahatine çıktığımızda daha yedi yaşındaydım. Küçük yaşlarda seyahat virüsü kanıma girmişti bir kere. Kariyer hayatım sırasında resmi tatillerde, yıllık izinlerimde, bu süre yetmiyorsa hafta sonlarına eklediğim birkaç günle değişik yerlere yelken açardım. Daha tatil bitmeden bir sonraki tatilin planlarını yapmaya başlardım.

Figen-Gunduz-Bugra-Tokmakoglu
Buğra Tokmakoğlu, Figen Gündüz

Seyahat deneyimlerini kitaplara dönüştüren yola nasıl adım attın?

2006 yılında Angola’nın başşehri Luanda’ya eşin ile birlikte yerleştiğimizde fotoğraf karelerine sığdırmaya çalıştığım ilginç görüntüleri, kaleme aldığım anılarımı ailem ve arkadaşlarımla elektronik posta yoluyla paylaşıyordum. Luanda’ya yerleşmeden önce internette yaptığım araştırmalarda Angola ile ilgili pek doyurucu bilgiye ulaşamamış, ulaştıklarım da insanı Angola’ya yerleşmekten caydıracak nitelikte, ürkütücü bilgilerdi.

İnternet üzerinden dehşet saçan bu bilgilerin Angola ile ilgili gerçekleri yansıtmadığını Luanda’da yaşamaya başladığımda bizzat öğrenince daha büyük kitlelere ulaşabilmek, buradaki deneyimlerimi Angola’yı merak edenlerle paylaşabilmek, anılarımı arşivleyebilmek amacıyla Kasım 2006’da “Angola ile tanışmak ister misiniz?” adlı blogumu oluşturdum.

Blogum sayesinde anılarımı düzenli olarak kaleme almayı, kısa hikayeler yazmayı bir rutine oturtmuş ve bundan da çok keyif almaya başlamıştım. İki yıl yaşam sürdüğümüz Angola’dan Afrika’nın doğu yakasına Kenya’nın başkenti Nairobi’ye taşınmamızla kendime “figoltx Kenya’dan bildiriyor” isimli yeni blog açtım. Zaman içinde blog yazmayı bir etap daha ileri götürüp gezi kitapları yazmaya karar verdim.

Sanayi işçileri ve göçmenlerle ilgili fotoğraflarıyla ünlü bir Amerikalı fotoğraf sanatçısı “Gittiğim her yeri yazılarla anlatabilseydim eğer, belki bu kadar fotoğraf çekmez, belki de makinamı yanıma hiç almazdım” demiş. Ben de gittiğim yerleri en iyi iki ilgi alanım olan yazı ve fotoğraf sanatını kullanarak anlatabileceğimi düşündüm.

Figen-Gunduz-Afrika

Dünyanın sosyo-ekonomiki sosyo-kültürel gelişiminin geçmişle karşılaştırılması konusunda tarihe not düşerken önemli bir rol oynayan, bu diyarları geleneksel, tarihsel, coğrafi, turistik, folklorik, etnolojik ve hatta gastronomik açıdan inceleyen, değerli deneyimlerin paylaşıldığı, aydınlatıcı bilgiler taşıyan gezi-anı-inceleme kitaplarının öneminin altını çizmek isterim.

Dününü İbn Battuta, Evliya Çelebi gibi eski kâşif gezginlerin seyahatnamelerinde okuduğumuz diyarları bir de günümüz gezginlerinin gezi kitaplarında okumaktayız.

Angola, Kenya, Zambiya, Kamerun, Ruanda, Mauritus ve Reunion Adalarını kaleme aldığım ilk gezi/anı kitabım Yaşamımdan Süzülen Afrika, 2013 senesinde yayımlandı. Etiyopya ve Cibuti’yi anlattığım ikinci gezi/anı kitabım İnsanlığın Beşiğine Yolculuk, Oğlak Yayınları’ndan Nisan 2016’da yayımlandı.

Üçüncü gezi/anı kitabım Afrika’nın Kavşağı-Tanzanya & Zanzibar, Oğlak Yayınları’ndan Nisan 2017’de yayımlandı. Bu üç gezi/anı kitabına ilave olarak Afrika’nın yaban hayatını anlattığım hikayelerin yer aldığı yayımlanmış iki adet çocuk hikaye kitabım bulunuyor.

Son kitabın Afrika’nın Kavşağı – Tanzanya & Zanzibar’ı anlatır mısın?

Tanzanya’yı Afrika’ya dair her şeyi bulabileceğiniz minik bir mozaik olarak düşünüyorum. Engin coğrafyası, kendine has fauna ve florası, Afrika’nın çatısı diye de anılan Kilimanjaro Dağı, doğal parklarda turistlerin vazgeçilmezi safari turları, köle ticaretine sahne olmuş Hint Okyanusu kıyıları, UNESCO Dünya Mirası tropikal ada Zanzibar, baharat turları, süslü kapılarıyla ünlü Zanzibar’ın başkenti Stone Town, safarinin baş kahramanları olan Big 5, dünyaca ünlü Masai Kabilesi, Afrika’ya özgü öküz başlı antilop ve zebraların büyük göçü ve Afrika’nın beyaz yüzleri albinoların zorlu yaşam koşulları kitabımda işlediğim Afrika’nın mozaiğine dair örneklerden sadece birkaçı.

En’leri & İlk’leri

En sevdiği yurt içi destinasyon: Ayvalık, Foça, Alaçatı, Şirince, kısaca Ege Bölgemiz
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Benim için tutku haline gelen Afrika
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Yunanistan’nın Rodos ve Kos adaları
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Vietnam ve Kamboçya
En son seyahat ettiği yer: Hindistan’nın Rajastan Bölgesi

Seyahatlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?

Nairobi – The David Sheldrick Wildlife Trust Fil Yetimhanesi: Bu yetimhanede yaşları 1,5 ile 36 ay arası değişen 19 tane yavru fil bir arada yaşıyorlar. Yavru filler koruda geceyi geçirdikleri minik kulübelerinden çıkıyor, üşümesinler diye üzerlerine rengârenk battaniyeler örtünmüş olarak ağaçlar arasından bakıcılarıyla birlikte koşa koşa, bağıra çağıra, her sabah saat 11 de ziyaretçilerin olduğu yere biberonlarından süt içmek için geliyorlar.

Her minik filin ayrı bir hüzünlü yetim kalış hikâyesi var. Bacağını kırmış annesinin yanında nöbet tutan bir bebek fil annesinin hayatını kaybetmesi üzerine buraya nakledilmiş. Diğerinin annesi maalesef halen önüne tam geçilemeyen fildişi avcılarına kurban gitmiş. Bu katliamı gören minik fil yaşadığı travmayı üzerinden atamadığından uzun bir süre diğer yetim fillerin arasına katılmayı reddetmiş, bakıcılarına güvenmemiş.

Figen-Gunduz

Minik fillerin hayli aç oldukları bakıcılarının ellerindeki biberonlara yapışıp bir solukta içindeki sütü bitirmelerinden belli oluyor. Ardından ortadaki gölete yuvarlanıp, çamura bulanıyorlar. O kadar şekerler ki, insan hiç ayrılmak istemiyor yanlarından.

Tam bir tanesini gözüme kestirmiş, eve götürmek üzere planlar yapmaya başladığım an yetimhane yetkilisi Andrew minik fillerin 50 $’a 1 seneliğine evlat edinilebildiği müjdesiyle imdadıma yetişmesiyle kendimi bir anda işlemlerin yapıldığı masanın önünde buldum. Evet, o gün bir yıllığına minik Emily’nin annesi oldum. İstediğim zaman gidip onu görebilmek, sevebilmek güzel bir duyguydu.

Son olarak söylemek istediklerin?

Afrika denince ilk akla gelenler; safari, açlıktan ölmek üzere bir deri, bir kemik kalmış gözlerinin kenarlarından karasineklerin ayrılmadığı, her koşulda gülümseyen sevimli çocuklar ve susuzluktan kuruyup, çatlamış topraklar.

54 ülkeyi barındıran Afrika kesinlikle sadece bunlardan ibaret değil. Afrika’yı yazmamdaki amaçlardan biri de merak edenlere Kara Kıta’yı her yönüyle tanıtmak. Anılarımda geçmişe doğru yolculuğa çıkarak kaleme aldığım kitaplarım umarım siz gezginleri yoldan çıkartıp yollara düşürür. En kısa süre içinde kendi Afrika’nızı keşfetmeniz dileğimle. Tüm gezginlere rastgele!

Önceki İçerikKelebek Peşinde Sırt Çantasıyla Yollarda
Sonraki İçerikKayseri’nin Kalbinde Konaklama Önerisi: Hilton Kayseri
A.Buğra Tokmakoğlu
Gözlem yapmayı, izlemeyi, yeni yerler keşfetmeyi, şehirlerde insanların içine karışmayı seven biri. Eğitimli muhabir. Gördüklerini, hissettiklerini, deneyimlediklerini yazmaktan keyif alıyor.

1 Yorum

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz