Amerika oldukça büyük bir ülke. 50 eyalete sahip Amerika, doğuda Atlas Okyanusu’ndan, batıda Büyük Okyanus’a kadar 4 bin 500 km genişliğinde bir alana yayılıyor. Alaska ve Hawaii’yi de içine alan Amerika Birleşik Devletleri’nin 9 milyon kilometrekareden fazla yüzölçümü var. Bu yüzden nereye gideceğinize önceden karar vermenizde fayda var.
Amerika’nın En İyi Şehirleri
1. New York
“Dünya’nın başkenti” gerek finansal gerek sanatsal olsun bu ünvan’ı sonuna kadar hakediyor. Wall Street’den Broadway’e, her zaman büyük bir şeyler oluyor, yeni resotranlar açılıyor ve hemen hemen her şeyi bulmak mümkün. Eğer burada bulamadığınız bir şey varsa başka hiç bir yerde bulamazsınız. Herkesin hayatında en az bir kere görmesi gerekiyor.
2. San Francisco
Çekiciliğinin bir kısmını kaybetti ancak San Francisco Amerika’da ki en güzel şehir. Körfez kıyısındaki şehrin manzarası çok güzel ve kültürel etkinlikleriyle de şehri dinamik tutuyor. Muhteşem Victoryan evleri, parkları, kumsalları ve kartpostal güzelliğinde manzaralardan eksik olmayan Golden Gate Köprüsüyle Amerika’nın ayrılmak istemeyeceğiniz şehirlerinden biri.
3. Los Angeles
Herkesin hayalini kurduğu şehir aslında ne cennet ne de melekler şehri ama gidip kendi gözlerinizle görmeniz gereken bir yer. Ünlü ve zenginlerin hayatları birbirine çok benziyor ve buna ünlü evlerini gezdiren turlara katılıp kendi gözlerinizle de şahit olabilirsiniz. L.A. bir çok farklı şehirden oluşmuş bir şehir gibi ve ziyaretçiler Hollywood, Venice Plajı, Santa Monica yada Beverly Hills’den herhangi birine gittiğinde farklı bir deneyim yaşayacaktır ama bu deneyim kesinlikle unutulmayacak.
4. Washington D.C.
Estetik olarak Amerika’dan çok Avrupa’yı yansıtan görüntüsüne rağmen bu şehir Amerika’nın ruhu olarak da kabul ediliyor. Yüksek binalar yerine daha çoğu neo-klasik görkemli ancak kısa binalar bulunuyor. Hem Amerikalıları hem de yabancılar çekecek bir çok anıt ve abidelerle dolu ve şu sıralar ise her yıl kendisini çok daha geliştirdiği yemek konusundada oldukça iddialı.
5. Miami
Dünya’nın önde gelen parti şehirlerinden biri. Ulusal ve uluslararası parti tutkunları güneşin, kumların ve seksi vücutların tadını çıkartmak için buraya geliyor ama aynı zamanda bir Art Deco bölgesinin de bulunmasının yanında en güçlü Latin atmosferinin de yaşandığı şehir. Hepsini bir araya geldiğinde tüm yıl boyunca gidilebilecek bir destinasyon oluyor. En azından bir haftasonu kaçamağı mutlaka yapılmalı.
6. Las Vegas
Aslında tam olarak bir şehirden ziyade “sadece Amerika’da” bulunabilecek, çölün ortasında uzun bir cadde ile ortadan ikiye ayrılmış bir lunapark. İşte tam bu sebepten dolayı dünyanın her yerinden insanların ilgisini fazlasıyla çekmeyi başarıyor. Göz alıcı neon ışıklar, dünya ülkelerinin simgelerinin taklitleri, 24 saat canlı casinolar ve şovlar. Tam bir fantezi dünyası ve bir çok insan “Vegas’da olan Vegas’da kalır” demeden ölmek istemiyor.
7. Chicago
Nasıl oluyorsa Chicago üst sınıf bir şehir olmasına rağmen bir çok yabancı turist tarafından görmezlikten geliniyor. Ancak gidenlerin ilk dikkatini çekecek şey çok güzel bir mimari, yiyecek ve yaşam kültürü olacaktır. Olağanüstü bir tiyatroya, blues ve caz kulüplerine ve ülkenin en büyük alışveriş bulvarlarından biri olan Michigan Caddesi’ne sahip.
8. New Orleans
Katrina kasırgasından çok kötü şekilde etkilenmiş, fakirlik ve sosyal problemlerle dolu bir şehir olsa da Amerika gezisi sırasında mutlaka listede olması gereken bir şehir. Muhteşem yemekleri ve caz barlarında çok rahat bir atmosfer hakim. Çok kötü bir geçmişi olmasına rağmen halen manevi büyüsünü kaybetmemiş bir şehir.
9. Boston
Amerika’nın en eski şehirlerinden biri, dolayısıyla tarih konusunda anlatacak çok şeyi var. Ancak burada ki herşey tarihden ibaret değil – düzinelerce okul ve üniversiteler sayesinde çok genç bir nüfusa sahip. Ülke’nin en eski parkı olan Boston Common’dan yayılan “Eski Dünya” atmosferini mutlaka hissetmek gerekiyor. Yürüme mesafesinde yapacak ve görecek bir şeyler bulmak çok kolay.
10. Philadelphia
Uluslararasından çok ulusal bir görüntüsü var ancak Philadelphia Amerika’nın en hoş sürprizlere sahip şehri olabilir. Büyük Elma (Big Apple) ve başkentin gölgesinde kalmış bir değer olsa da son yıllarda kendini yenilemesiyle Amerika seyahatinde ziyaret edilecekler listesine girmesi gereken bir şehir.
Çok faydalı bir rehber olmuş.
Amerika çok kalabalık. Uzaktan bakarken bile yoruyor beni.
Şu sıralar bir Türk olarak Amerika’ya girmek sıkıntılı sanki. Eskiden de girişlerde biraz zorluyorlardı ama Trump sonrası çok daha gözle görülür olmuş. Ben açıkçası potansiyel kokain kaçakçısı muamelesi görmekten pek de memnun değilim havalimanlarında.