Ülkesinden, memleketinden, ailesinden, evinden, yurdundan, toprağından ayrı kalmanın insan üzerinde yarattığı olumsuz etkileri saymak çok da mümkün değil. Alışkın olunan çevreden kopmanın verdiği dayanılmaz duygularla, yepyeni bir ortamla beraber açılan yeni pencereye uyum sağlama çabası takdir edilmesi gereken çok önemli bir süreç.
Haziran ayında geldiğimiz Amerika topraklarında birbirinden farklı ülkelerden gelen öğrencilerle kaldığımız sitede ister istemez, her gün olmasa bile bir araya geliyoruz. Bu kadar değişik kültüre ve yaşam tarzına sahip kişilerin ortak yaşamlarında birbirlerinden öğrendikleri, gözlemledikleri, gördükleri, yorumladıkları birçok unsur var. En basitinden bir kişinin yaptığı yemek bile zaman zaman mide bulandırırken, başka bir zaman yemeğin tadına bakmak ya da yemeğin hangi malzemelerle oluşturulduğuna şahit olmak insanda merak ve şaşkınlık uyandırabiliyor. Aynı evde yaşama kısmı da devreye girince temizlikten tutun, gece geç saatte, oda arkadaşı uyurken yüksek sesle konuşmak ya da konuşmamak gibi basit görünen ancak günlük hayatın saygı unsurları dediğimiz her şey kişilerin birbirine “batmaya” ya da rahatsızlık yaratmaya başlıyor.
Memleket hasreti ve kendini kendi dilinle ifade edebilmenin verdiği huzur ister istemez aynı ülkeden gelen insanları birarada tutuyor. Bizlerde Türk ekibi olarak Amerika günlerimizin en başında mümkün olabilenin en üst limitini zorlayarak 25-30 kişilik gruplarla her gece birbirimizin evlerinde sohbetler edip, zaman geçirdik. Ancak belli bir süre sonra herkes çevre edinip kendi kabuğuna çekilince başladı; kim, nerede, ne yapıyorlar…
Amerika’da Öğrendiklerim
İki ayı devirmeye yaklaştığımız şu günlerden Amerika’ya ilk geldiğim güne kadar dönüp baktığımda birkaç noktaya yoğunlaşıp, dikkat ediyorum. Meğerse insan yurtdışında olunca daha çok dikkat ediyormuş yaşadıklarına, daha çok takıyormuş basit görünenleri…
- Ukrayna vatandaşı olan kızların en çok şikayet ettikleri konunun cinsel yaşama olan düşkünlükleri hakkında konuşulması olduğunu ısrarla belirtmelerine rağmen; Birleşmiş Milletler’den seçtikleri nice erkeğin kucağında vakit geçirmekten hoşlandıklarını farkettim.
- Türk kızlarının Türkiye’de “evlenmeden olmaz” demeyi bir gelenek haline getirdiklerini, ilk yurtdışı seyahatlerinde farklı tatları denemek için kuyruğa girdiklerini gözlemledim. Hele ki “memlekette ailem beni çok sıktı, tabii ki yapacağım” diyenler çok sayıda…
- Türk’ün Türk’e kazık attığını, sırt çevirdiğini, birbirinin arkasından konuştuğunu, hainlik yapmak için fırsat kolladığını anladım.
- İnsanların bir iki yabancıyla tanıştığında kendi arkadaşlarıyla bağlarını nasıl koparabileceğini gördüm.
- Türklerin trafik konusundaki magandalığını Amerika ile karşılaştırdığımda, gerçekten maganda olduğumuzu bir kez daha anladım.
- Herkesin üniversitede okuduğu bölüme göre değerlendirildiği hatta buna göre klasmanlara ayrıldığını; ayrıca bu bölümlere ithafen bu kişilerle sohbet edilip, uzmanlıkla ilgili sorular sorulduğuna şahit oldum.
- Koskoca sitede çok alakasız birinin yaptığı küçücük bir şeyin sitedeki en alakasız kişi tarafından olay üzerinden daha 5 dakika geçmeden öğrenilebileceğini gördüm.
- Ukraynalıların tembel, Çinlilerin pratik zeka yoksunu ve cimri, Jamaikalıların hırslı ve inanmazsınız ama Türklerin işleri için son derece titiz ve çalışkan olduklarını anladım. Ayrıca yabancı öğrenciler arasında anadili İngilizce olmayıp en iyi İngilizce konuşan grubun Türkler olduğunu gördüm.
- Türklerin sosyal statülerini geldikleri Amerika’da, peşlerinde bırakamayıp tripten tribe girdiklerini ve genelde hayatından memnun olmayan ve aşağılık kompleksine sahipmiş gibi davranan kişilerin Türkler olduğunu hissettim.
- Türk erkeklerinin uyuşturucu, alkol ve seks konusunda aç bir hayvan gibi davrandığını gördüm.
- Amerikalıların kendi yaşadıkları şehir dışında dünya genelinden bihaber olduklarını ve çok sınırlı bir dünyaları olduğunu farkettim.
- Yine Amerikalıların yemek yemeyi bilmediğini, barbekü sosa aşık olduklarını, içeceklerine içecekten çok buz koyduklarını, klimaları deli gibi açtıklarını, tam bir tüketim delisi olduklarını ve neden obez olduklarını şimdi daha iyi anladım.
Her işte bir hayır vardır derler ya. Ben daha çok şey gördüm ama şimdilik aklıma gelen bunlar… Çok zevk almasam da bulunduğum yerden; ilerleyen dönemde kullanabileceğim çok malzemeye sahibim.