Atatürk Barajı ve Bozova

Şanlıurfa sadece tarihi ve mistik mekânları ile değil birbirinden çok farklı alanlarda turizm merkezlerine ev sahipliği yapıyor.

Harran’da kurulan dünyanın ilk üniversitesi, Balıklıgöl, Urfa Kalesi gibi güzelliklerin yanı sıra insan eliyle daha yakın tarihlerde yapılmış görülmeye değer güzellikleri ile de ilgi çekiyor.

atatürk barajı

Şehri merkeziyle, güneyiyle gezdikten sonra bu kez Adıyaman yoluna, yani kentin kuzeybatısına doğru yöneliyoruz.

Hedefimizde Şanlıurfa’nın Bozova ilçesi var. Bozova’nın Urfa’ya uzaklığı 38 kilometre. Aynı zamanda Şanlıurfa ile Adıyaman arasında sınır konumunda bulunan bir ilçe.

Zaman açısından fazla uzun sayılmayacak bir sürede ilçe merkezine ulaşıyoruz. Birkaç eş dost ziyaretiyle ilçedeki gezimizi tamamlayacağız. Klasik Anadolu ilçelerinden biri olan Bozova’nın tek bir caddesi var. Tek bir cadde üzerinde sıralanmış kamu kurumları ilçenin en büyük cazibe merkezi. Caddeden çıktıktan sonra yerleşime dair bir ize rastlamak çok zor.

Bozova’ya gelmemizdeki en büyük sebep heyecanla beklediğim Atatürk Barajı ziyareti. Televizyonlarda ve şu bildiğimiz 6 sıfırlı 1.000.000 Lira’nın arka yüzünde görmeye alışık olduğumuz Atatürk Barajı’nı çıplak gözle görmek büyük bir tecrübe olacak.

Devlet Su İşleri’ne ait alana girerken alanı tanıyan eniştemizin rehberliği başlıyor. Bol çakıllı, toprak yüzeyli yolda ilerliyoruz.

Arabamızı park edeceğimiz park alanına geldikten sonra arabadan iniyoruz. Açıkhavadan dolayı rüzgâra kapılmamaya çalışırken “dikkat edin” uyarılarıyla beraber gözlem terasına ulaşıyoruz.

Hayatımda yaşayacağım en büyük tecrübelerden birisi bu olacak, eminim!

Bir adım ötemde yüzlerce metre aşağıda barajın önünü kestiği Fırat Nehri. Barajın arka kısmında kalan nehrin içinde kum tepeleri ve olabildiğince mavi tonu. Nehir ufuk çizgisine kadar ulaşıyor.

Koskocaman puntolarla “DSİ” yazılmış barajın alt kısmında ise tünellerle beraber akan bir miktar su. Uzaktan oldukça az görünen su elektrik üretiyormuş.

Baraj yapımında şehit düşen işçiler için bir de anıt yapılmış. Onların hatıralarının canlı tutulması için gelenler birkaç parça çiçek bırakmış.

Her kareyi hafızama kazımak istiyorum. Böyle bir manzara ile bir daha ne zaman ne şekilde karşılaşırım bilemem.

Barajın DSİ yazılmış dolgu alanı temelden tam 184 metre yükseklikteymiş. Nehir suları en azgın döneminde 150 metreye ulaşıyormuş. Boğaz köprüsünün 65 metre olduğunu düşünürsek boyutları zihninizde canlandırmanıza yardımcı olur diye düşünüyorum.

Toplamda 53 kilometreye ulaşan sulama tünelleri buradaki suyu Urfa’nın en güneyinde Suriye sınırına yani Harran Ovası’na taşıyor. Suriye Devleti’nin tüm engellemelerine rağmen zorda olsa bitirilmiş tüneller ve baraj.

Bu iki tünel dünyanın en uzun sulama tünelleri. Ciddi meblağlar harcanarak GAP kapsamında yapılmış. Tünellere ve baraja baktığımda helal olsun diyorum. Takdir etmek lazım. Bereketli sular Harran’a dâhice taşınıyor. Gerçi Harran’daki tuzlu toprağı görünce suyun bereket getirip getirmediği konusunda çelişkiye düşmüştüm ama…

Dünyanın 5.büyük barajı olan Atatürk Barajı’nın ilk ismi Karababa Barajı’ymış. Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı sebebiyle baraj tamamlandıktan sonra Atatürk ismi konulmasına 1981 yılında karar verilmiş. Barajın temeli 1983 yılında atılmış. Devreye girmesi ise 1993’lere kadar uzamış.

Rüzgâr yüzümüze çarparken mavilikler içinde kaybolmadan manzarayla vedalaşma vaktimizin geldiğini düşünüyoruz.

Aklımda barajın görüntüsü kazınmış durumdayken soran herkese “Bu baraj mutlaka görülmeli!” diyorum.

 

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You might also like