Ayvalık‘ın tam karşısında yer alan Cunda Adası; yüzlerce çeşit mezenin eşlik ettiği yemek kültürü, kilise ve manastırları, tarihi taş evleri, benzersiz doğası, dar ve renkli sokakları, birbirinden güzel yeme-içme mekanları, püfür püfür esen rüzgarıyla ünü sınırlarını aşan bir destinasyon.
Ege Denizi’nin masmavi sularının çevrelediği Cunda; Ege kültürünü simgeleyen restoran ve meyhaneleri, etkileyici butik otelleri ve kültürel dokusu ile ziyaret eden herkesin zihninde unutulmaz anılara ev sahipliği yapıyor.
Türkiye‘nin ilk boğaz köprüsü olarak adlandırılan köprüyü aşarak karadan ulaşılan Cunda, Ayvalık şehir merkezinden 8 km uzaklıkta. Resmi adı Alibey Adası olan bu şirin yerleşim yerinin bu ismi almasında Ayvalık’ın kurtuluşunda büyük emeği olan Yarbay Ali Çetinkaya’nın başarısı saklı.
Mübadeleden sonra Girit, Batı Trakya ve Midilli’de yaşayan Türklerin yerleştirildiği Alibey Adası, günümüzde de bu kültürel yapının gözlemlenebildiği bir yer özelliğini taşıyor. Adada yürüdüğüm her sokakta karşılaştığım ve beni zaman yolculuğuna götüren birbirinden güzel mimari yapılar, her solukta Ege’de olduğum hissini yaşattı.
Adanın yerlisi sayılan göçmen nüfusa son yıllarda İstanbul’daki yaşamını bırakıp yeni bir sayfa açmak isteyen çok sayıda kişi eklenmiş. Gelenlerin sayısının artmasıyla adadaki mekanlar ve tarihi yapılarda da olumlu bir dönüşüm görülüyor.
Cunda Gezisine Taş Kahve’den başlamalı…
Ayvalık’ın mücevheri benzetmesiyle de tanınan Cunda, Türk turizminde öne çıkan rotalar arasında. Özellikle resmi tatiller, yaz dönemi ve hafta sonlarında ağırlıklı olarak yerli turistlerin tercih ettiği Alibey Adası’nda çok sayıda gezilecek, görülecek yer; onlarca yapılacak şey saymak mümkün.
Cunda’yı keşfetmek için ilk adım meydan olarak bilinen yerden atılabilir. Özel araçla adaya gelenlerin kendilerini bulacakları bu meydanın yanında meşhur Taş Kahve bulunuyor. Yapımında doğal sarımsak taşının kullanıldığı kahve binası oldukça etkileyici.
Yüksek tavanları, geniş pencereleri, vitraylı camları ve iç mekanda kolon olmamasının yarattığı ferahlık insanı rahatlatıyor. Sıcak havalarda denizi seyretmek isteyenlerin mekanın dışını tercih etmesi nedeniyle içerisi bomboş. Bu boşluktan yararlanıp içeriyi iyice inceleme şansım oluyor. Buz gibi bir limonatayla ferahlayıp, ahşap tavandaki kırlangıç yuvalarına göz atıyorum.
Cunda Pazarı
Ayvalık ve çevresi birbirinden hareketli pazar yerleri ile tanınıyor. Perşembe Ayvalık merkezde, cumartesi Cunda’da, pazar günü Ayvalık’ın çıkışında kurulan pazar yerleri tam anlamıyla bir cümbüş yaşatıyor insana. Ayrıca cumartesi günü kurulan Ayvalık Bit Pazarı’nı da unutmamak gerek.
Sayısı 150’yi bulan meze çeşidinin yapıldığı adada, her cumartesi kurulan pazar yerinde Ege otları ve tarladan taze taze getirilen meyve sebzeler arasında kendimizden geçmiş bir şekilde yürürken, arkadaşımız Pınar en son çocukluğunda yediğini hatırladığı taze nohutu görünce heyecanlanıyor.
İri sapları ile satın aldığı taze nohutunu çantasına sardıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Bir yandan taze nohut yiyip, bir yandan muhteşem binalara göz atıyoruz.
Küçük birer hatırayla dönmek isteyenler için Cunda Hediyelik Eşya Çarşısı iyi bir seçenek. Onlarca takı çeşidi, buzdolabı süsü, oyuncak, kıyafet, biblo ve hediyelik eşyalar arasında gülümsüyor insan.
Cunda Adası Rahmi Koç Müzesi
Tıpkı Ayvalık merkezde olduğu gibi bir Taksiyarhis Kilisesi de Cunda’da var. 1873 yılına tarihlenen kilise, neo klasik mimari üslubunda inşa edilmiş. Tek kubbesi olan bu kilise yakın bir geçmişte Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından müze olarak restore edilmiş. Adaya gelen herkesin mutlaka uğraması gereken Taksiyarhis Kilisesi, Rahmi Koç Müzesi olarak ziyarete açık.
Müzede buharlı iş makinaları, eski otomobiller, motosiklet ve bisikletler, çocuk ve bebek oyuncakları, bebek arabaları, tarihi fotoğraf makinaları, saat, daktilo modelleri, gündelik yaşamda kullanılan ev araç ve gereçleri sergileniyor.
Giriş ücretli, Müze Kart’ınız varsa indirimli olarak girebiliyorsunuz. Bahçesinde bir kafe ve müze shop’un da olduğu bu yapının serinliğini geride bırakıp ara sokaklardan yürüye yürüye yukarılara tırmanıyoruz.
Sağlı sollu sıralanan taş butik oteller, her bir sokağa ayrı bir renk katmış. Doğal yapının korunması, sürdürülebilir bir gelecek yolunda atılan adımlar beni hem mutlu ediyor hem de heyecanlandırıyor.
Birçok turistik beldenin tüketim hırsına kurban edilerek hızla doğallığından uzaklaştırılmasına tanık olurken; Alibey Adası bu doğallığı kaybetmesin diye dua ediyorum kendi kendime.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı
Geçmişte Agios Yannis Kilisesi olan ve 1924 yılında gerçekleşen mübadele sonrasında bakımsızlıktan yok olma tehlikesi geçiren yapı, büyük bir titizlikle yapılan çalışmaların ardından Cunda’nın en iyi manzarasına sahip olan kültürel bir mekana dönüşmüş. Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı ve beraberindeki yel değirmeni muhteşem manzarasıyla iyi bir soluklanma noktası.
Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’nın 2007’de restore ettirdiği kitaplığa ilerleyen yaşı nedeniyle göz sağlığı bozulan, ‘Göremediğime değil, okuyamadığıma üzülüyorum’ diyen İşadamı Muhtar Kent’in babası, emekli büyükelçi Necdet Kent ve eşinin ismi verilmiş.
Kitaplıkta Necdet Kent’e ait bin 300’den fazla kitap bulunuyor. Kitaplığın önünde, manzaraya karşı bir şeyler yiyip içme imkanı sunan Panorama Cafe’den Midilli’yi izleyerek, anın keyfini çıkarın.
Cunda’yı keşfetmenin en keyifli yolu sokaklarda yürümek. Her yeni sokakta karşınıza çıkacak birbirinden etkileyici tarihi binalar ile adayla özdeşleşen kedi ve köpekler hoş fotoğraf karelerine de hayat veriyor.
Cunda’da Ege Denizi’nin serinliğini deneyimleyin
Kuzey Ege’nin en serin sularına sahip olan Cunda ve çevresinde denize girilebilecek çok sayıda seçenek var. İster günübirlik ister konaklamalı olarak yararlanabileceğiniz bu tesislerde sıcak havanın bunaltıcı etkisinden uzaklaşmak ve ferahlamak mümkün.
22 adadan oluşan Ayvalık Adaları Tabiat Parkı, el değmemiş, doğal kıyılarında su sporları, dalış ve yüzme aktivitelerine olanak sağlıyor. Serinlemek için tercih ettiğim Cunda Ada Kamping, ada üzerinde Midilli’ye karşı yüzülebilecek tek tesis özelliğinde.
Günübirlik yararlanmak isteyenlerin giriş ücreti ödeyerek şezlong, duş ve tuvalet hizmeti aldığı tesiste zengin bir menüsü olan restoran, bungalov evlerden oluşan konaklama seçeneği ve karavan ve çadırlarıyla gelenler için kamp yerleri de var. Günün tüm sıcağından iskeleden denize atlayarak kurtulmanın tadı anlatılmaz.
Cunda’da günü ziyafetle sonlandırın
Cunda, göçmen nüfusu ve Ege kültürü donanımıyla leziz meze çeşitleri ve deniz ürünleri ile öne çıkan bir yer. Ada ve çevresindeki tarlalardan toplanan ot ve sebzelerle yapılan mezeler ve kaliteli deniz ürünlerinin servis edildiği şık restoranlar günün her öğünü için tercih edilebilir.
Cunda Uno Restaurant, 1991’den bu yana aile işletmesi olarak isim yapmış hoş bir mekan. Adadaki deniz ürünü çeşitliliği ve meyhane sayısının fazlalığı ile alternatif tatlara yönelen Nazikten-Yusuf Somay çiftinin kurduğu restoranda pizza çeşitlerinin yanı sıra müthiş başlangıç lezzetleri bulunuyor.
Hala aklıma geldiğinde ağzımı sulandıran eritme sepet peynirini mutlaka tadın. Erimiş bir şekilde servis edilen, kekik ve zeytinyağı aromalı sepet peynirini ekmeğinizi banarak yiyebilirsiniz. Restoranın ikinci kuşak işletmecileri, kurucu çiftin oğulları İsmet ve Ali Haydar, güleryüzlü hizmet anlayışına hoş sohbetlerine de ekleyince mekandan mutlu ayrılmamak mümkün olmuyor.
Cunda’ya Nasıl Gidilir? 🚗
Ayvalık’tan Cunda’ya ulaşmanın birkaç alternatifi var. Özel aracınızla Lale Adası üzerinden kara yolu ile ada merkezine kadar gelebiliyorsunuz. Ayvalık merkezdeki eski Tansaş (artık Migros) önünden kalkan minibüsler adaya gidiyor. Y
az aylarında gece geç saatlere kadar seferleri bulunan dolmuşların sefer sıklığı 15-30 dakika arasında değişiyor.
Bana göre Alibey Adası’na gitmenin en keyifli yolu deniz yolculuğu. Cumhuriyet Meydanı’ndan kalkan deniz motorları ile Cunda’ya 15-20 dakika gibi kısa bir sürede ulaşmak mümkün. Karşılıklı sefer yapan motorları kullanarak denizden hem Ayvalık’ı hem de Cunda’yı izleyerek keyif yapın!
Cunda; tarih, doğa, kültür ve lezzeti bir arada bulabileceğiniz nadir yerler arasında. Bozulmamış yapısı tüm bu güzellikleri daha da görünür kılıyor. Yeni rota ve doğallık arayışında olanlar bu güzel adayı ilk gidilecekler arasına not etmeli.