Bingöl Kârer Kültür Festivali’ndeydik

Kârer, Bingöl’ün Adaklı ilçesine bağlı bir dağın eteklerinde kurulmuş 9 köyün adına verilen isim. Bingöl’e 38. Km mesafede olan bu mevkiye araçlarla ulaşabilmek oldukça zor.

Yaz olmasına rağmen kırkikindi yağmurlarından nasibini alan bölge sürekli yağmur altında.

Yağmurun gece gündüz yağması ile birlikte asfalt bir yola sahip olamayan köy yolları çamur içinde aşılması zor bir hal alıyor. Bizde yol boyunca aracımızla sürekli kayar pozisyonda ilerliyoruz. Ters istikamete gelen tüm araçlar festivalin yağmur yüzünden iptal edildiğini söyleseler de bizler aldırış etmeden festival alanına ulaşmaya çalışıyoruz.

Zorlu ve yaklaşık bir saat süren yolculuğun ardından festival alanına vardığımızda anlatılması güç bir manzarayla karşılaşıyorum. Büyük bir düzlük etrafında kurulu olan ve sayıları yüze yaklaşan çadırlar, un helvası yapan kadınlar, mısır kaynatıp satan kişiler ve en önemlisi ortak bir amaç için bir araya gelen insanlar. Hava koşullarına aldırmadan türküler söyleyip halaylar çekiyorlar. Festivalin ilk gününün iptal edilmesi onların eğlenmesine engel olamamış.

Çevrede yer alan köylerdeki doğal yaşamda gözlerden kaçmıyor. Havanın soğuması ile birlikte kalın bir şeyler alıp ısınma derdine düşüyoruz.

Alevi vatandaşlarımızın kendilerini bu şekilde rahatça ifade edip, bir arada olmaları beni mutlu ediyor. Büyükşehirlerde birlik ve beraberlik duygusundan yoksun büyüyen bir neslin evladı olarak farklı bir kültürü, dayanışmayı ve beraberliği görmekten büyük haz alıyorum.

Festivalin iptal edilen ilk gecesini festival alanının kıyısında arabada uyuyarak geçiriyoruz.

Merakla beklediğim ikinci gün güneş kendini göstermeye başlıyor. Festival alanının en büyük sorunu ise tuvalet ve temizlik ihtiyaçlarının tam anlamıyla karşılanamaması. Bunca insanın ihtiyaçlarını gidermek için oldukça küçük bir tuvalet inşa edilmiş. Kuyrukta beklemekten sıkılanlar zorunlu olarak doğayla iç içe olmayı tercih ediyor.

Bölgenin sevilen sanatçılarından Erdal Erzincan’ın sahneye davet edilmesi ile Kanal 12’nin yayını da başlıyor. Kürtçe parçaların rahatça seslendirildiği konser; barış, demokrasi ve kardeşlik için anlamlı olan mesajlarla sürüyor.

Alevilik ve bölgeye dair birçok geleneği bir arada görüp ilk kez şahit oluyorum. Özellikle Kürtçe hakkındaki olumsuz önyargılarımı geride bırakırken Kürtler için önemli olan birçok sanatçıyı ilk kez Kârer’de izliyorum.

Kazo, Koma Çiya, Avni Polat bunlardan bazıları.

CIMG4993

KÜRTÇE POLEMİĞİ

Sanatçıların sahneye çıkmadan önce hazırlık yaptıkları çadırda Kanal 12’den arkadaşlarımızla yemek yerken bir an hava almak için çadırın girişine çıkıyorum. O anda çadır girişinden içeriyi süzen çocuklar yüzüme bakıp “Koma Çiya” diyorlar. Efendim diyorum, bir kez daha “Koma Çiya” diyorlar. Yine anlamayınca “Türkçe konuşun çocuklar Kürtçe bilmiyorum” diyorum. Çocuklar bir kez daha “Koma Çiya” deyince sinirlenip “dalga mı geçiyorsunuz” deyince olay ortaya çıkıyor. Çocuklardan biri “ağabey içerideki grup Koma Çiya mı, onu soruyoruz” diyor.

İster istemez kötü oluyorum. Koma Çiya gençlerin beğeniyle takip ettiği bir grupmuş. Zaten “koma” Kürtçe’de “grup” anlamına geliyormuş.

Yağan aşırı yağmurla beraber festival alanının çamur deryasına dönmesi ve her dakika sahneden yanlış park eden araçların plakalarının okunması festivalin işleyişine engel oluyor.

Çamura saplanan araçların kurtarılamaması, çadırların su altında kalmasına rağmen gerginlik yaşanmıyor. Yağmurun yağdığı anda herkes çadırlara koşarken yağmurun dinmesi ile beraber halaylar tekrar başlıyor.

CIMG5062

GERİLLA TÜRKÜSÜ

Hayatımda belki de bir kez daha deneyimleyemeyeceğim bir başka anda Gerilla Türküsü dinlemek oluyor. Gençlerin “oy gerilla gerilla gel bizi kurtar” şeklinde söylediği manidar sözlü türkü, hoşgörümün katsayıları arasında zihnimde anlamlanıyor. Böyle bir duruma şahit olacağımı hayatımda 40 yıl düşünsem aklıma getiremezdim.

Kanal 12 aracında görüntüleri takip ederken sürekli doktorunuz var mı sorusu ile karşılaşmak ise ayrı bir komedi oluyor. Canlı yayın aracının dışındaki 12 logosu insanlara ambulansı çağrıştırdığından doktor ve ilkyardım soranlar eksik olmuyor.

CIMG5069

BİR EVE KONUK OLUYORUZ

Tesadüfen tanrı misafiri olarak gittiğimiz bir köy evinde bana doktor soran teyzeyle karşılaşınca şaşırıyorum. Teyze bizi o kadar güzel karşılıyor ki. Karnımızı doyurup, duş almamızı sağlıyor; üstüne bahçesinden meyvelerle bize güzel anlar yaşatıyor.

Hayatımda bir başka ilki de bu evde yaşıyorum. Bize evini açan teyzemiz önümüzde yayık ayranı yapıyor ve bu ayrandan tereyağını bizim gözlerimiz önünde elde ediyor. Canlı canlı tereyağı yapılışına şahit olan ben, evin misafirperverliği karşısında şaşırmadan edemiyorum. Teyzenin gelinleriyle beraber oturma odasına geçiyoruz. Hemen ardından Alevilik, Sünnilik sohbeti başlıyor.

CIMG5044

Batıda bu kadar yoğun olarak bu iki kelimeyi duymayan ben, bu coğrafyaya geldiğim ilk andan beri insanların birbirlerini çeşitli sıfatlarla nitelendirdiğini görüyorum. Bunu belirtmemle beraber herkes bana hak veriyor. Sohbetin sonuna doğru Alevilik hakkında ne kadar eksik bilgiye sahip olduğumu anlıyorum. Aleviliğe dair birçok şey öğreniyorum.

SIFATLAR VE SIFATLAR

Bingöl’de dikkatimi çeken en önemli durumlardan biri insanların birbirlerine hitap şekilleri.

Genellikle kişiler birbirlerini belirli kişiler üzerinden anlamlandırıyorlar. Örneğin babanız çok tanınan bir kişi ise sizde babasının oğlu ya da kızı olarak ifade ediliyorsunuz. Bu sıfat sizin isminizden önde sürekli telaffuz ediliyor.

Bu durumu en yakın olarak arkadaşım Alican’da gördüm. Alican’ın babası Bingöl Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ali Bayram. Bingöl genelinde köklü bir geçmişe sahip olan Bayramlar Bingöl’ün her noktasında tanınıyor. Bayramlara ait bir araçla Bingöl sokaklarında seyir halindeyken hemen hemen her aracın selam vermeye kalkması beni yorsa da hoşuma gitti. Alican’ı tarif eden her Bingöllü’nün “Ali Bayram’ın oğlu” şeklinde tanıtması Bingöllülerin ve küçük şehirlerdeki ikili ilişkilerin yansımalarından…

***

Festivale damgasını vuran yağmur 3 gün boyunca aralıklarla ve şiddetli biçimde devam ederken çamur deryası alana veda etme vaktimiz gelmişti.

Kârer’de barış, hoşgörü, misafirperverlik ve insanlık adına birçok yeni şey öğrendikten sonra asfaltlanacağını öğrendiğimizde oldukça sevindiğimiz yoldan Bingöl Merkez’e döndük.

Bingöl tabelası önünde fotoğraf çekildikten sonra puslu bir havada Bingöl’e giriş yaptık.

Geceyi yemek yedikten sonra Bayramlara ait bağ evinde geçirdik.

  1. yasar eyice says:

    bazı şeyleri düşündüren bir yazı…belki farkında değilsin ama ben bu yazıdan çok şey çıkardım.Özellikle düşünceleri…

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You might also like