Kaliforniya’nın Los Angeles’tan sonra en büyük ikinci şehri olan San Diego’da akşamı geçireceğimiz sakin bir yer arayışındayken özellikle bir döneme damgasını vuran GTA Vice City oyununun geçtiği sokaklar tanıdık geliyor bizlere.
Kiraladığımız arabamız, onca eşyamız ve sınırlı bütçemizle otopark parası vermeden, yeme-içme ve tuvalet imkanları olan uygun fiyatlı, en azından bir gecelik bir dinlenme mekanı çok iyi gelecek. Ancak koskoca şehirde araba içinde bile uyumak cesaret istiyor.
Oteller listesinden fiyat karşılaştırması yapan kuzenim ve arkadaşıma bir anda arabada uyumayı teklif ediyorum. Fikrin onlara da cazip geldiğini anlayarak hafif bir baskıyla arabada uyuma planlarımız gerçekleşecekmiş gibi görünüyor.
20 dolarlık araba park yerlerini görünce bir an önce şehir merkezinden daha sakin olan yerlere gidip, bir sonraki günkü gezi planımıza uygun bir biçimde zaman kaybetmeden başlamayı planlıyoruz.
Navigasyon cihazımızdan gezilebilecek yerlerin listesine baktıktan sonra aklımızın bir köşesinde yer edinen Coronado Adası’na gitmeye karar veriyoruz. Oyunlardan ve filmlerden bildiğimiz Coronado Adası, San Diego jet sosyetesinin kaldığı ve köprülerle kente bağlı olan marinaların, askeri üslerin bulunduğu bir takımadadan adını alan ilçe merkezi.
Coronado Köprüsü’nün muhteşem manzarası ile adaya geçiş yaparken hemen yanımızda kalan Güney San Diego Körfezi’nde yer alan marinaya bakıyoruz. Marina ve karşısında yer alan gökdelenleri ile San Diego, Amerika’da bulunduğumuzu hissettiren görüntüler içeriyor.
Zengin ailelerin çocuklarıyla rugby, golf ve beyzbol oynadıkları güzel tesislerin yanından marina yakınlarındaki yeşil alanın hemen yanına park ediyoruz aracımızı. Amaç, arabadan inip yürüyerek manzarayı izleyebilmek biraz. Palmiye ağaçları ile “Akdeniz İklimi’nin” tipik bitki örtüsünün özellikleri yansıtan ada, San Diego’nun en pahalı emlak yatırım alanı olarak biliniyor. Beş yıldızlı oteller ile spor, sağlık ve hobi merkezi olarak görülen adanın nüfusu 25 bin civarında.
Marinanın plajından köprü ile San Diego’yu seyrederken demir atmış teknelerden birine bir aile gidiyor botlarıyla, ellerinde ekmekleri ile birlikte. Anlaşılan geceyi körfez üzerinde geçirecekler. Havası ve yaşam tarzıyla yaşanabilecek yerler arasında üst sıralarda gösterebileceğimiz bu ada keyif veriyor bizlere.
Şehrin yoğun trafik ve gürültüsünden kaçan, ekonomik durumu üst seviyelerdeki kişiler burada yaşıyor genellikle. Coronado Adası ile San Diego arasında tekne seferleri de yapılıyor. Hem turistik hem de iki noktadan birbirine ulaşmak isteyenler için düzenlenen tekne seferleri ile manzaradan yararlanabilmek mümkün.
II. Dünya Savaşı’nda çok aktif olarak kullanılan Deniz Eğitim Tesisleri ile ABD Hava Üssü halen hizmetine devam ediyor. Adayı bıçak gibi bölen bölgenin ardında, tam kuzeyde eğitim uçuşları tüm hızıyla devam ediyor. Bu yüzden sık sık planör sesleri duyuyoruz. Savaş gemileri ise sessizce demirli oldukları yerden göz kırpıyorlar.
Amerika gezimiz sırasında uygun fiyatlarıyla bizlerle beraber olan fast food dünyasının Coronado ayağındaki temsilcisi Burger King oluyor. Türkiye’de Mc Donald’s ile Burger King arasında kesinlikle Burger King’i tercih eden biri olarak, ABD’de kesinlikle Burger King’e gitmeyin derim. Fiyat, hizmet, kalite ve kullanılan yağa kadar tüm olumlu yönler Mc Donald’s ı işaret ediyor. Burger King’ten yemek yediğimiz için bir kez daha pişman oluyoruz, ancak iş işten geçiyor.
Uzaktan seyrettiğimiz kalabalık tüm hızıyla oyunlarına devam ederken bizler arabamızla konaklayacağımız yeri de keşfetmiş oluyoruz. Hava üssünün girişine yakın bir noktada adım başı sokak lambalarının olduğu güvenlikli bir caddede bir yanımız Pasifik (Büyük) Okyanusu, diğer yanımızda ise dayalı döşeli malikaneler…
Sohbet ederken herkes yerini yapıyor arabanın içinde, Kaliforniya turumuzun 5 gecesinin 4’ü arabada geçecek; alışmak, uyuyabilmek lazım…
