Çukurbostan’dan Eğitim Parkı’na…

2
627

İstanbul’a gitmek için o kadar çok bahane çıkıyor ki. Kimi zaman tesadüfler kimi zaman ise şansımın yaver gitmesiyle kendimi birkaç hafta arayla İstanbul sokaklarında dolaşırken buluyorum.

cukurbostan (1)

Sınavlar, sıcaklar, aile ve günlük rutinlerin bunalttığı bir dönemde çalan telefon yine beni İstanbul’a yönlendirdi. İstanbul’a gideceğimi öğrendiğim gün günlerden Çarşamba idi. Cuma günü öğlen İstanbul’da olmam gerekiyordu. Seve seve kabul ettiğim İstanbul seyahatimde her seferinde olduğu gibi İstanbul bana yine yeni bir şeyler öğretecekti.

***

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda başlayan yolculuğum 45 dakika sonra İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sona erdi. İstanbul sokakları beni bekliyordu.

Havaş’ın otobüsüne bindiğim gibi kendimi Taksim’e attım.

Taksim, İstiklal ve Beyoğlu sokaklarının havasını ciğerlerime çektikten sonra arkadaşımın evine giderek günü dinlenerek geçirmeye karar verdim.

Ertesi gün eğitimim vardı, bu yüzden mutlaka dinlenmem gerekiyordu.

Ancak dinlenme isteğim sadece bir fikirden ibaret kaldı. Arkadaşların yoğun baskısına boyun eğerek Beyoğlu eğlence mekânlarında kendimizi bulduk. Uykunun gözümden aktığı anlar vücuduma baskı yapmaya başladığında eve dönüp sabahı uyuyarak karşıladım.

***

Sabahın ilk saatleri ile birlikte eğitime geç kalmama adına erkenden kalkarak hazırlanamaya koyuldum.

İstikametim Fındıkzade!

Fındıkzade’ye daha önce birkaç kez gelmiştim. Fatih ilçesine bağlı bir semt olan Fındıkzade Fatih’in genel izlenimine göre daha çağdaş görüntüler sergiliyor gözümde. Elimde not kâğıdına yazmış olduğum adrese ilerlerken güneşin kavurucu sıcağından etkilenmeye başlıyorum.

SARNIÇ’TAN SEBZE HALİ’NE

TEGV Sema ve Aydın Doğan Eğitim Parkı tabelasını görmemle beraber adresi bulduğum için mutlu oluyorum.

cukurbostan (2)
Ancak gözlerime inanamadığım bir nokta var. TEGV İzmir Çiğli Eğitim Parkı’nda gönüllülük yapan ben bu eğitim parkını görünce kıskanmadan edemiyorum. Alabildiğince büyük bir çukur içinde bol ağaçlı, birbirinden bağımsız binalar çocukları bekliyor.

Gerçekten çok ilginç bir görüntüye sahip bir yer burası.

Fındıkzade’nin arkalarında kalan bu semtin adı Çukurbostan’mış…

Bizans İmparatorluğu döneminde şehre su sağlamak için hazırlanan bu devasa krater şeklindeki çukur su sarnıçları ile çevrilmiş.

Bu sarnıçlar İstanbul’un fethinden sonra önemini kaybetmiş ve 80’li yıllar Türkiye’sine gelene dek yeşillik bir alan olarak kalmış. Zamanla bağ, bahçe ve bostan olarak kullanıldığından ismi Çukurbostan olarak anılmış.

Çok daha yakınlarda ise çocukların futbol maçlarını yaptığı, kimsesiz ayyaşların içkilerini yudumladığı ve zamanla gecekondulaşan bir alan haline gelmiş. Mahalleli mezbelelik bu alandan şikâyet etmeye başlamış.

Bunca uzun yıllara direnen tek şey ise tarihi su sarnıçları olmuş. Yol seviyesinin oldukça altında kalan alanı çevreleyen tarihi duvarlar halen görülebilir durumda ve ayakta.

80’li yılların başında Sebze Hali yapılması amacıyla gecekondulardan temizlenerek dükkânlar yapılmış. Dükkânlar beklenen ilgiyi görmeyince planlanan proje başarılı olmamış. Halk pazarı olarak da denenmiş ancak bu da tutmayınca alan atıl halde bekletilmiş.

cukurbostan (3)

ÇUKURBOSTAN’A TEGV’İN SİHİRLİ ELLERİ DEĞİYOR

20 Nisan 1996 tarihinde Çukurbostan’da açılan TEGV Fındıkzade Eğitim Parkı Çukurbostan’ın kaderini ve çehresini değiştirmiş. Çevrede yaşayan çocukların okul ve evlerinden sonra uğradıkları mekân haline gelen eğitim parkı sağladığı imkânlarla çocuklara büyük destek olmuş.

Eğitim parkına adımımı attığım ilk andan itibaren görüntü karşısında hayrete düşmeye devam ettim. Tamam, TEGV’e gelen tüm çocuklar şanslıydı ama buraya gelenler bir kat daha şanslı bence.

abah sporunu yapmak isteyen mahalleli de eğitim parkının çevresinde yürüyüş yapıyor. Çocuklarını etkinliklere getiren veliler ise kahvaltı telaşındalar.

96 yılında açıldığı ilk günlerde ismi “Fındıkzade” olan Eğitim Parkı, 2008 yılında Aydın Doğan’ın 10 yıllık işletme giderlerini karşılaması ile birlikte baştan aşağıya yenilenerek “TEGV Sema ve Aydın Doğan Eğitim Parkı” adını almış.

Eğitim boyunca sık sık nefes alarak bahçesinde yürüdüğüm eğitim parkını bence tüm İstanbulluların ziyaret edip görmesi gerekli…

2 Yorumlar

  1. ve verdiğiniz bilgilerde bir eksiklik/yanlışlık gözüme çarptı, 80ler sonu 90lar başı mahallelinin şikayet ettiği bir yer haline geldi çukurbostan alanı. ondan öncesinde Lefter’in bile şut attığı, Davutpaşa Spor Kulübünün antermanlarını yaptığı bir top sahası imiş çukurbostan. Arşive girilince değerli spor üstadı Halit Kıvanç’ın fotoğrafları bulunmakta çukurbostan denilen yerde.

  2. FEP, eski adıyla Fatih Eğitim Parkı, yeni adıyla Fındıkzade Eğitim Parkı, şehremini, fındıkzade, çapa, kocamustafapaşa ve hatta samatya çocuklarının anısıdır 90’larda… Sadece çocuklarının mı, bu çocukların ebeveynlerinin de… Sabah 8 9 gibi açılır, hepimiz soluğu orada alırdık…30ları geçtik,hala kendimi o saatlerde uyandıracak bir motivasyonu bulamadım. Pazar halini de hatırlayan biri olarak, o eski açık hava pazarırın ki, burada aklınıza gelen her şey satılırdı, böyle bir yere dönüşmesi sanırım biz çocuklara “laik Türkiye’nin son hediyesi” olarak zihinlerimizde yerini etti ve anne babalarımıza çocuklarını güvenilir bir yere teslim edebilmenin son kalesiydi.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz