Profesyonel Rehber Serhat Engül, yurt içi ve yurt dışında onlarca ülke ve şehri bireysel olarak gezdi, gruplara gezdirdi. Son dönemde İstanbul turlarına odaklanan Engül, Tarihi Yarımada turlarında kendini evinde hissediyor ve bölgeye has öyküleri insanları şaşırtacak detaylarıyla paylaşıyor. Yabancı misafirlerinin kendisine sorduğu sorulara yanıt vermek amacıyla istanbulclues.com adlı web sitesini kuran Engül, İstanbul’un semtleri, camileri, kiliseleri ve tarihi eserleri ile ilgili yazdığı yazıların Türkçelerini SerhatEngul.com adresinde yayınlıyor.
Seni çok kısa tanımak istesek?
1980 doğumluyum. Kocaeli Üniversitesi Turizm Rehberliği bölümünden mezun oldum ve 2004 yılından beri profesyonel rehberim. Rehberlik lisansım olmasına rağmen, ilk zamanlar çalışma hayatına otelcilik ile başladım. İstanbul’un en zarif ve nostaljik otellerinden Yeşil Ev’de uzun yıllar çalıştım. Güzel bir çalışma ortamı, arkadaşlık ve iyi olanaklar vardı. Bu sebeple on yılı aşkın bir süre turizmin bu sektöründe hizmet verdim. Otelde çalıştığım yıllarda rehberlikten uzak kalmadım. 2005 yılından itibaren her fırsatta ailelere ve kapalı gruplara İngilizce rehberlik yapıyordum. 2009’dan itibaren yurt dışı turlarında Türklere de rehberlik yapmaya başladım. En sık gittiğim tur rotaları Küba ve Hindistan oldu. Şimdi tam zamanlı rehberlik yapıyor ve yaşadığım şehir olan İstanbul’u yerli ve yabancı turistlere tanıtıyorum.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
Fotoğraf çekme merakım sayesinde diyebilirim. İlk seyahatim olan İtalya ziyaretinde, 6 tane güzel şehir gezdim ve attığım her adımı bilinçli bir şekilde fotoğrafladım. Çektiğim fotoğraflar benim günlüğüm gibi oldu ve bana gezdiğim yerleri ve izlenimlerimi daima anımsattı. Aradan çok zaman geçmeden, bir arkadaşımın tavsiyesi ile o zamanların bir seyahat sitesinde fotoğraflarımı ve seyahatimde aldığım notları paylaştım. Hem çok ilgi görmesi ve okunması hoşuma gitti, hem de yaptığım seyahati ve yaşadığım güzel şeyleri ölümsüzleştirmesi… Bu şekilde seyahatlerimi yazıya dökmeyi alışkanlık haline getirdim. Eğer edebiyata düşkünseniz, seyahat yazısı yazmak bir süre sonra seyahatin kendisinin bile önüne geçebilen bir şey. İtalya seyahatinden sonra çektiğim her fotoğraf ve attığım her adım, bir gün satırlara dökülmek üzere kurgulanmıştı. Gezmekten aldığım keyif kadar, biriktirdiğim tecrübe ve anıları önüme sermek ve onların birbiri ile harmanlayarak bir gezi yazısı ortaya çıkarmaktan da zevk alır oldum.
Seyahat planı yaparken neye göre hareket ediyorsun?
Açıkçası seyahat öncesinde çok temel şeylerin haricinde plan yapmıyorum. Çeşitli gezi rehberleri, seyahat yazıları okuduğum ve fotoğrafları incelediğim oluyor. Bunu da gideceğim yere aşina olmak amacıyla yapıyorum. Onun haricinde atacağım her adımı ve yemek yiyeceğim yerleri önceden belirlemek gibi bir eğilimim yok. Çünkü dönüp bireysel seyahatlerimi şöyle bir düşündüğümde, en çok keyif aldığım şeyler hep anlık olarak aldığım kararlardan ve spontane gelişen olaylardan dolayı gerçekleşti. Örneğin İtalya’ya gittiğimde hangi şehirde kaç gün kalacağım belli değildi. Milano ve Venedik’ten sonra planımda olmadığı halde Bologna’ya gittim. Floransa’dan, Roma’ya gideceğim gün Pisa’ya da uğramaya karar verdim. Böyle günübirlik değişiklikler seyahate renk katar. Kafe ve restoran listesi yapmak yerine, gözüme kestirdiğim yerlerde yiyip, içerim ve bu başına buyrukluk hali bana büyük keyif verir. Zaten normal hayatımızda fazlasıyla planlı programlı yaşıyoruz. Bari seyahatlerimizde özgür olalım!
Özellikle İstanbul konusuna odaklanan özel turlar düzenliyorsun. Serhat Engül’ü farklı kılan şeyler nedir?
İstanbul’da doğup büyüdüm ve yaşadığım şehri çok seviyorum. Ne kadar trafikten ve yoğunluktan şikayet etsek de İstanbul bir şekilde insanı baştan çıkarmayı başarıyor. Rehberlik yaptığım anlarda kendimi şehrin karmaşasından tamamen uzak, farklı bir boyutta hissediyorum. Çünkü bu şehrin yaşanmışlıklarını tarihi eserlere, evlere, camilere ve kiliselere bakarak, dokunarak hissetmek mümkün.
Kentin her bölgesinin elbette kendine has bir güzelliği var. Ancak beni en çok cezbeden yer İstanbul’un Tarihi Yarımadası, yani Suriçi olarak bilinen yer. Tarihi İstanbul’un semtlerinin her biri ayrı bir turda gezilecek kadar yoğun bir tarihi ve mimari birikime sahip. Sultanahmet ve çevresi üç imparatorluğa başkentlik yapmış olması sebebiyle en önde geliyor. Ne de olsa Roma, Bizans ve Osmanlı’nın kalbi Sultanahmet semtiydi. Sultanahmet’e adım attığım anda kendimi evimde hissederim ve insanları şaşırtacak detaylarıyla kendine has öykülerini paylaşmayı severim.
Cibali, Fener, Balat ve Ayvansaray gibi semtleri gezdirmeyi de çok severim. Tarihi evleri gözlemlemek ve birbiri ile iç içe geçmiş cami, kilise ve sinagogların öykülerini anlatmak büyük keyif. Osmanlı İstanbul’unu ve o dönemin mozaik yapısını en güzel anlatan semtler Haliç kıyılarında. Son zamanlarda sanat galerileri ve kafeler ile canlanan bu eski semtlerin şu an olduğundan çok daha fazla ilgiyi hak ettiğini düşünüyorum. Haliç kıyıları, potansiyeli çok yüksek olan ve üzerinde uzman olmak için gayret sarf ettiğim bir bölge diyebilirim.
Beni farklı kılan başlıca şey, en zor ve karmaşık gibi görünen tarihi olayları ve teolojik konuları bile, anlaşılır bir şekilde birkaç dakikada özetleme kabiliyetimdir diyebilirim. İnsanların Roma, Bizans, Osmanlı tarihi gibi konuları anlattığımda kavraması ve gezdirdiğim yerlerde anlattıklarıma gönderme yaparak sorular sorması çok hoşuma gider. Karşımdaki insanın bir konuda merakı varsa, turun sonunda bildiklerimi ona mutlaka aktarmış olurum.
[button color=”” size=”” type=”square” target=”” link=””]
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Birden fazla favorim olmasına rağmen, tercihimi Kaş’tan yana kullanmak istiyorum. Antalya’nın Kaş beldesi çok kendine has bir yer.
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Küba’yı çok seviyorum. Rehber olarak birkaç defa gitme şansım oldu. Kesinlikle kendine has bir çekiciliği ve kültürü var.
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: İtalya’nın muhteşem sanat eserlerini, henüz lisede iken bir sanat tarihi kitabında görmüş ve aşık olmuştum. Bu sebeple ilk yurt dışı tercihimi de İtalya’dan yana kullandım.
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika ülkeleri… Che Guevara’nın gençliğinde yaptığı gibi bir Latin Amerika turu yapmayı çok isterdim.
En son seyahat ettiği yer: Geçen kış Doğu Ekspresi ile Kars’a bir yolculuk yaptım. Güzel bir deneyimdi.
[/button]
Deneyimlerini SerhatEngul.com adresinde paylaşıyorsun. Web siten hakkında neler söylemek istersin?
İnternette kendi web sitemi kurma çalışması aslında ihtiyaçtan doğan bir şeydi. Yabancı misafirlerimin turlarda bana sorduğu sorulardan yola çıkarak, istanbulclues.com isimli bir site açmış ve İstanbul’un nasıl gezileceğini anlatmaya çalışmıştım.
Sonra İstanbul’un semtleri, camileri, kiliseleri ve tarihi eserleri ile ilgili yazdığım bu yazıların “Türkçesini neden yayınlamayayım?” diye düşündüm. Sonuçta yazıların şablonları zaten hazırdı. Başlarda İstanbul üzerine bir site olmasını tasarlamışken, fikir beyan etmek istediğim alanlar gittikçe arttı ve kapsamlı bir kişisel blog sitesine dönüştü. Filmler, diziler, seyahatler, tarih notları ve mitolojik öyküler dahil; aklımda ne varsa satırlara dökmekten kendimi alamadım. Okundukça daha çok yazdım ve sonuç olarak serhatengul.com, ilk yazdığım İngilizce sitenin on katından fazla trafik çekmeye başladı.
Son olarak söylemek istediklerin?
Hayatta iyi ki yapmışım dediğim şeylerin çoğu, seyahatlerimle ilgili şeyler. O yüzden gezmeyi ertelemeyin, bol bol seyahat edin. İçselleştirdiğiniz bir gezi yapıp geri döndüğünüzde, artık aynı kişi olmuyorsunuz; kendinize çok şey katmış oluyorsunuz.
Ben rehberli gezileri özellikle müze gezilerinde tercih ediyorum. Bakıp geçmek yerine daha derin bilgiler öğrenmemi sağlıyor. Biir rehberin gözünden gezi yazıları okumak da keyifli olur sanırım 🙂