Kız arkadaşının tiroid kanserine yakalanmasıyla stresli ve koşuşturmalı bir hayattan uzaklaşmaya karar veren Emir Dino Günel, o gün bugündür dünyanın farklı yerlerine seyahat ediyor. Yarının çok geç olabileceği uyarısında bulunan Günel, ”Hayal ettiğiniz şeyleri şimdi yapın’’ diyor.
İsviçre’de doğan Emir Dino Günel, eğitim ve iş hayatı boyunca dünyanın farklı ülkelerinde yaşadı. Kız arkadaşına tiroid kanseri teşhisi konulmasıyla dünyaya bakışı değişen Günel, ameliyatın başarılı geçmesinin ardından kız arkadaşıyla birlikte yollara düştü. ”Dünyanın En İyi İşi’’ yarışmasında 17 bin katılımcı arasında Türkiye‘den finale kalan tek yarışmacı olan Günel, yarışma sürecini trajik bir şekilde kaybetse de seyahat tutkusundan vazgeçmiyor.

Seni çok kısa tanımak istesek?
1987 yılında Zürih, İsviçre’de doğdum. 9 yıl İsviçre’de yaşadıktan sonra 6 yıl Ankara’da, 2 yıl güney Fransa’da ve sonrasında üniversite eğitimim için 6 yıl Hollanda’da yaşadım. Erasmus üniversitesinde uluslararası işletme okudum.
2011’de kendi işimi kurmak içim İstanbul’a taşındım. Ortaklarımla beraber Mobicar adında bir araç paylaşım şirketi kurduk. Ciddi bir yatırımımız oldu. Kendi teknolojisini üreten, 15 ekip arkadaşı ile tıkır tıkır işleyen bir girişimimiz vardı. 3 yıl operasyonumuzu sürdürdükten sonra, işimizi ölçeklendirmek için gerekli finansmanı bulmakta zorlanınca operasyonumuzu sonlandırma kararı aldık.
2016 yılında ise, Türkiye’nin önde giden bir filo kiralama şirketine teknolojimizi sattık. O günden beri, daha büyük ölçekte devam ettirecekleri iş modelimizi uygulamalarında danışmanlık veriyorum.
İstanbul’daki işimizi sonlandırdıktan sonra, Ocak 2016’da seyahat ederek yaşamaya başladık . O günden beri evimiz yok, internet üzerinden çalışıyoruz ve ortalama olarak her ay yeni bir ülkede yaşıyoruz.

Ocak 2016’dan bu yana tam zamanlı yollardasın. Yola çıkış hikayenden söz eder misin?
İşlerle boğuştuğumuz sıralarda (şirketin son dönemlerinde), 10 yıldan beri beraber olduğum kız arkadaşım Celine’e tiroid kanseri teşhisi konuldu. O dönem bizim için çok zor geçti. Bir yandan, Celine Hollanda’da ameliyatlar olurken ve radyoterapi görürken, ben de İstanbul’da şirketimizin geleceğini kurtarmak için gerekli olan acil iş görüşmelerinde bulunmak zorundaydım. Ne kadar gidip gelsem de aklım oradaydı.
Sonuç olarak, Celine İstanbul’a sağlığına kavuşup döndüğünde, artık operasyonumuzu sonlandırmıştık, ve önümüze bakmamız gerekiyordu.
Uzun aylar süren iş ve sağlık sıkıntılarından sonra ikimiz de çok yıpranmıştık. Sonra yaparız dediğimiz şeylere vakit ayırmak istediğimizi, stresli ve bunaltıcı bir ortam içerisinde bulunmak istemediğimize karar verdik. 1 ay boyunca enine boyuna İstanbul’dan ayrılıp dünyayı gezerek yaşamayı hayal ettik. Günlerimiz Youtube’da dünyanın etrafında çekilen vlogları seyrederek, “dijital göçebelerin” tecrübelerini dinlemek ve araştırmak ile geçti. Sonunda, Celine’e “3 ay sonra yola çıkalım” diye teklif ettim. O da reddetti. Yapacaksak hemen olmalı, aksi taktirde vazgeçeriz diye cevap verdi.
Aynı gün içerisinde, evde bulunan eşyaların hemen hemen hepsini satışa çıkardık. 24 günde evde bulunan tüm eşyalarımızı sattık. Son gün kuzenimin hava yastığında, yatıp, son gün ev sahibine ev anahtarlarını teslim edip İstanbul Atatürk Havaalanına doğru yol aldık. İlk destinasyonumuz Bangkok’tu!
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Kapadokya
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Filipinler
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Bebeklikten beri geziyormuşum ama hatırladığım ilk seyahat Bahamalar.
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Bali, Lombok ver aralarında bulunan Gili adaları
En son seyahat ettiği yer: Belçika

Dünyanın En İyi İşi yarışmasında 17 bin katılımcı arasında Türkiye’den finale kalan tek yarışmacı oldun. Yarışma süreci hayatını nasıl etkiledi?
Bu yarışma, seyahat yarışmaları arasında gelmiş geçmiş en popüler yarışmalar arasında. Thirdhome şirketinin “Dünyanın en iyi işi” olarak lanse ettiği yarışmanın kazananı 3 ay boyunca dünyanın dört bir yanında bulunan 12 lüks evde konaklayacak, ve tecrübelerini video paylaşım ile aktaracaktı. Karşılığında da, aylık 10 bin dolar (Toplamda 30 bin dolar) para kazanacaktı.
İlk videomuzu paylaşıp, ikinci tura kaldığımızı öğrendiğimizde 17.000 kişinin bizimle birlikte başvurduğunu öğrendik. 2. tur için toplamda 20 sayfalık bir rapor hazırlamamız istendi ve sonunda yarışmada son 14’e yani finale kaldığımızın haberini aldık.
Finalde ise, her yarışmacıdan son bir video paylaşılmasını istediler. Videosuna en çok oyu toplayan yarışmacının da ödülün sahibi olacağını belirttiler.
Yarışma 15 – 30 haziran süresince devam edecekti. Her yarışmacı, oy verenlerine bir teşvik veya ödül sunmadan istediği gibi (organik veya paralı) promosyon yapabileceği söylendi.
Biz de daha önce uzun vakit geçirip, iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz Filipinler halkından destek rica eden bir video yayınladık. Videomuz, 36 saat içerisinde 268 bin kez seyredildi, neredeyse 3 bin defa paylaşıldı ve binlerce beğeni ve yorum topladı. Toplamda 700 bine yakın kişiye ulaştık.
Bunu sadece bizim ülkelerine olan sevgimizden dolayı yaptılar, herhangi bir karşılık beklemeden. 36 saat içerisinde oylarımızı 550’den 8 bin 100’e çıkardık ve ilk sıraya yerleştik. Ortalama olarak saat başı 300 oy alıyorduk, ve aradaki farkı hızla acıyorduk. 1 sıraya yerleştikten 2 saat sonra ikinci ile aramızdaki fark 1000 oy olmuştu bile. Birinci sıraya yerleştikten sonra şirketten e-mail geldi, ve Filipinlere yönelik bir promosyon mu yaptınız, sizinle ilgili bir çok mesaj alıyoruz dediler. Ben de olan biteni anlattım. Emailimden 1 saat sonra, bazı yarışmacıların şikayetçi olduğunu ve geçmişe dönük yarışmayı 9 gün erkenden sonlandırıp başka bir yarışmacıya ödülü verdiklerini açıkladılar. Amerika CDT saati ile saat 12’de bana bu bilgilendirme e-mailini yolladılar ve saat 8’i baz alarak oylamayı sonlandırdıklarını açıkladılar. Ben ise CDT saati ile saat 9’da birinci olmuştum.
Yanlış herhangi şey yapmadığım için diskalifiye edemediler, ama bana oy veren binlerce insanı yok sayıp, emeğimizi çaldılar. Karşılığında da muhtemelen alınan karara karşı çıkmamamız için platformlarında kullanmam için 15 bin dolarlık kredi vermek istediklerini söylediler.

Önümüzdeki dönemde hedeflerin neler?
Sürdürülebilir bir şekilde seyahat ederek yaşamaya devam etmek istiyoruz. Seyahatlerimizi son bir senedir Instagram, web sitemiz ve Youtube kanalımız ile paylaşıyoruz. Bu da bize yeni kapılar açıyor. Son dönemde, dünyanın birçok farklı yerinde bulunan otel ve resortlar ile işbirlikleri yapmaya başladık. Şu aralar, dünyadan farklı seyahat tecrübelerini sergileyecek bir dijital platform üzerinde çalışıyoruz. Hem gezmeye hem de çalışmaya devam edeceğiz!
Son olarak söylemek istediklerin?
İnsan sadece seyahat edip dünyanın sunduğu farklı güzellikleri keşfetmeye başladığında hayatın aslında sonsuz opsiyonlar sunduğunu öğreniyor. Günlerimiz kısıtlı, bu yüzden hayal ettiğiniz şeyler simdi yapın. Yarın çok geç olabilir.
Acı bir deneyimle baslamis olsa da guzel devam eden bir hikaye… Sagliklari da seyahatleri de daim olsun ki, biz de keyifle takip edelim (:
Ne güzel ilham veriyor bu hikayeler:)