Hayallerinin peşinden gitmeyi seçen Güneş Akdoğan, yürüyerek seyahat ediyor. Sırbistan’da bir dağ köyüne yerleşen Akdoğan, seyahati sırasında Avrupa’da 1000 km yürüdü, yelkenli bir tekneyle okyanusu aştı, yağmur ormanlarında yaşadı.
Güneş Akdoğan, 30 yaşında yaptığı askerliği sırasında kendi hayatını gözden geçirme fırsatı buldu. Askerliğinin bitiminde ertelediği hayatı yaşamak için kendine söz veren Akdoğan, çantasını hazırlayıp yola çıktı. 2012 yılından bu yana yolculuk yapan seyyah, yolda çalışıyor, üretiyor ve yaşamına yön veriyor.

Seni çok kısa tanımak istesek?
Herkes gibi klasik bir eğitim sürecinin sonunda 10 yıla 4 üniversite ve sıfır diploma sığdırmış bir hayalperest olduğumu söyleyebilirim. Kendimi bildim bileli sürekli bir yerlere giden, bunu başarmak için elindekileri kaybetmeyi göze alan, keşfetmenin ve öğrenmenin dayanılmaz çekiciliğine kapılmış birisiyim.
Bu hayalperest haller sayesinde Sırbistan’dan Makedonya’nın başkenti Üsküp’e kadar 1000 km yolu yürüdüm, Fransa’dan Trinidad & Tobago adalarına kadar yelkenli bir tekneyle yolculuk yaptım, Venezuela’nın yağmur ormanlarında 3 ay yaşadım diyebilirim.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
30 yaşında yaptığım askerlik görevi sırasında hayatımı ve kendimi gözden geçirmek için bolca vaktim oldu. Fark ettim ki tüm hayatımı bir yerlere gitmek, keşfetmek için yönlendirip durmuşum fakat gerçekten başımı alıp gitmeyi türlü bahaneler ile erteleyip durmuşum.
Görev yerim pek güvenli sayılmazdı. Bir gece kendi kendime dedim ki “buradan sağ çıkarsam ertelediğim hayatımı yaşamalıyım!” Böylece yolda yaşamayı, yolcu olmayı tercih ettim. Eve döndükten sonra bir süre daha çalışıp ardından çantamı hazırladım ve yola çıktım. 2012 yılından beridir yolcu olarak yaşamıma devam ediyorum. Yol alırken çalışıyor, üretiyor ve yaşamıma devam ediyorum.

Deneyimlerini Lizard On The Road ismiyle paylaşıyorsun, bu isim nereden çıktı?
Bunun birkaç farklı anlamı var. Kertenkeleleri oldum olası sevmişimdir. Bu sevimli yaratıkları kim sevmez ki? Yolculuğuma çıkmadan önce çok sevdiğim bir dostum bana yoldaş olması için peluştan kertenkele hediye etmişti. Buna bir gönderme söz konusu.
Uzun yol yürüyenlerin çok iyi bildiği bir detay da kertenkelelerin yol kenarlarında sürekli güneşlenmeleri ve yaklaştığınızda hışırtılarla gözden kaybolmalarıdır. Bu iki kavramı bir araya getirip “Yoldaki Kertenkele” şeklinde bir takma ad aldım. Yürürken kullandığım bu takma ad okyanusu geçerken “Lizard On The Boat – Teknedeki Kertenkele” olarak esprisi konusu yapılmıştı. Bundan sonraki seyahatlerimde kim bilir ne şekilde evrilecek. Heyecanla yaşayıp göreceğim.

DrummerLizard.com bloguna girenleri neler bekliyor?
Ziyaretçiler DrummerLizard.com blogumda ağırlıklı olarak yürüyerek seyahat, kamp hakkında teknik bilgilerin yanında gördüğüm şehirlere ait rehberler, seyahat etmek isteyenlere motivasyon sağlayacak yazılar, ekonomik seyahat için ipuçları ve benim en sevdiğim bölüm olan, yolda yazdığım yazılardan oluşan “seyir defterim”le karşılaşacaklar. Seyahat yazılarının yanında yolda çektiğim fotoğraflar ve videoları da blogumda paylaşmaya özen gösteriyorum.
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Kahramanmaraş
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Venezuela’nın yağmur ormanları ile kaplı Orinoco Delta bölgesi
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Vanuatu adaları
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Avusturya, Viyana
En son seyahat ettiği yer: Ohrid, Makedonya
Türkiye’deki yaşamı geride bırakıp Sırbistan’da bir köye yerleştin, bu kararı nasıl aldın?
Bu soruya biraz derin, felsefik cevap bekleyenleri maalesef hayal kırıklığına uğratacağım. Kırsalda yaşamak gençliğimden beri hep istediğim bir şeydi. 2,5 sene önce tüm hayallerini gerçekleştirmiş birisi olarak nihai hayalimin peşinden gitmeye karar verdim. Kırsalda bir hayat, en sevdiğim coğrafya olan Balkanlarda, kısa sürede çok özel dostlar kazandığım Sırbistan’da neden olmasındı. Biraz ani fakat gerekli bu kararı aldıktan sonra Sırbistan’a geri döndüm. Burada Rudnik dağlarının eteklerinde, ormanın içinde yaşayan bir yazarın yanında yaşamaya başladım. Böylece Balkanların doğal güzelliklerini çok daha kolay keşfedebiliyorum, kırsalda yaşadığım basit hayat sayesinde kitabımı yazıyorum ve her şey bir yana ütopyamın içinde yaşamanın keyfine varıyorum.

Adım, adım seyahat etmeyi tercih ediyorsun. Adım, adım yolculuk ne tür farkındalıklar yaratıyor?
Uzun mesafeleri yürümek insanda geri dönüşü zor değişiklikler yaratıyor. Bir kere günlerce, aylarca yürüyen insan için zaman ve hız kavramları tamamen değişiyor. Acele etmek, bir şeyi hemen yapmak, kısa sürede çok iş yapmak gibi kavramlar zihinde kayboluyor. Sabrın ve özgüvenin git gide arttığı bir yolculuk şekli olduğuna inanıyorum.
Yürümek son derece basit bir eylem olduğu için insanın kendisiyle yüzleştiği, her adımda kendisinin ve çevresinin farkında olduğu, hiçbir yerden geçmeden her yere gidebildiği bir seyahat şeklidir. Açıklaması biraz zor fakat tüm bu özellikleri bir araya getirdiğinizde eminim ne demek istediğimi anlarsınız.
Son olarak söylemek istediklerin?
Çok klasik olacak fakat hayatınızı ve hayallerinizi ertelemeyin. Çok isterseniz, hayal kurarsanız mutlaka başarırsınız, evren size hayallerinizi mutlaka sunacaktır demeyi isterdim ancak bunların kocaman bir yalandan ibaret olduğunu bilmenizi isterim. Hayallerinizi ortaya koyun, planınızı yapın, gerekirse tekrar tekrar planlar yapın, plana sadık kalarak çok çalışın, kendinizi her daim geliştirin ve hayalinizi yaşamanın dayanılmaz keyfine varın. Ölmeden önce en azından bir hayalinizi gerçekleştirmiş olmanızı diliyorum.
Güzel ve içten sorular için teşekkürler. Keyifle cevapladığım nadir röportajlardan oldu.
Katkın ve öykünü bizimle paylaştığın için ben teşekkür ederim.