Hayallerinin Peşinde ‘Biz Evde Yokuz’ Diyorlar

Mevcut işlerinin hayallerine engel olduğunu fark eden Duygu Şar ve Bilgehan Çelik, ilk adımı işlerini bırakarak attı. ‘Evde oturan erken ölür’ mottosuyla hareket eden çift, ölmeden önce deneyimlemek istedikleri şeylerin listesini takip ediyor.

Bu aralar İzmir ve çevresini keşfe çıkan iki şahane insanın paylaşımları dönüyor sosyal medyada. Duygu ve Bilgehan, hayallerini kovalamaya karar veren ve bu yolda ilk adımı işlerini bırakarak gerçekleştiren çift. Duygu ve Bilgehan, BizEvdeYokuz.com web sitesinde deneyimlerini yazıyor ve Biz Evde Yokuz Youtube kanalında bu deneyimlerin videolarını paylaşıyor.

İzmir’e yolu düşen çift kentte geçirdikleri keyifli zamanın ardından herkesin okuyabileceği ve izleyebileceği birbirinden güzel içerikler oluşturdu. ‘Hayatı yaşamaya değer kılan deneyimlerin peşindeyiz’ diyen çift, bu yolculuğunu Ege Telgraf okuyucularıyla paylaştı.

Biz Evde Yokuz nedir? 

BizEvdeYokuz.com bir aktivite ve etkinlik kaynakçası. Tatilini farklı şekilde geçirmek ya da hobi edinmek isteyenler için bir başucu kitabı. Hem web sitemiz, hem YouTube kanalımız var. Hayatı renklendiren ve insanı geliştiren her türlü deneyimi araştırıyor, deniyor, sonra yapmak isteyenler için yol gösterici videolar ve yazılar üretiyoruz. Örneklemek gerekirse, web sitemizde donmuş Çıldır Gölü’nde buzda balık avı da var, Kapadokya’da balona binmek de, Machu Picchu’ya tırmanmak da, ayı gözlemi yapmak, uçaktan paraşütle atlamak da… Deneyimlerin videosu çekiyor ve altındaki yazıda da faydalı bilgiler veriyoruz.

Sizi çok kısa tanımak istesek? Biz Evde Yokuz fikri nasıl ortaya çıktı, nasıl sürdürüyorsunuz?

Biz de kurucuları Duygu ve Bilgehan. Hayatta yaşamak/ öğrenmek istediğimiz çok şey vardı ama hep başka önceliklerimiz ve sorumluluklarımız oldu. 30’lara da gelince hayatın kaçması ile ilgili ciddi ciddi bir şeyler yapmaya karar verdik.

Bilgehan 7 yıldır bir enerji içeceği firmasında çalışıyordu, ben de (Duygu) kültür sanat sektöründe çalışıyordum. Mevcut işlerimiz hayallerimizi kovalamaya izin vermiyordu. Kendimize hayallerin ve mecburiyetlerin dengede olduğu bir hayat yaratmayı denemeye karar verdik.

İşlerimizi bıraktık. Hep yapmak istediğimiz şeyleri yapmak için Biz Evde Yokuz’u kurduk. Bir yandan da tabi ki hayatımızı idame ettirmemiz gerekiyordu. Biz de ikimizin de kültür, sanat ve spor organizasyonu geçmişi olduğundan etkinlik ajansı kurmaya karar verdik. Proje bazlı bir iş olduğu için proje zamanı İstanbul’a zamklıyız, proje biter bitmez de Biz Evde Yokuz için yola çıkma özgürlüğümüz var.

Çift olarak seyahat etmenin zorlukları yok mu?

Yooo? Tam tersine harika bir şey! O tecrübeleri sevdiğin kişi ile paylaşabilmek çok daha derin ve kıymetli yapıyor her şeyi. Yalnız gezsek yine her şey güzel geçerdi ama bir şeyler eksik kalırdı. J Uyumlu bir çiftsen neden zorluk olsun ki? Genelde hayata bakışları, zevkleri, enerji seviyeleri uyuşmayan çiftler beraber seyahat etmekte sıkıntı yaşar. Ama zaten bir ilişkideki kişiler bu kadar farklı tellerden çalıyorlarsa, bu ilişkinin genel gidişatında bir problem yaratır, sadece seyahatte değil. Elbette bizim de farklılıklarımız var ama %90’ında ahenk içinde olunca o %10 için orta yol bulmak kolay oluyor.

Şimdiye kadar en unutamadığınız aktivite neydi?

Anneni mi daha çok seviyorsun, babanı mı gibi oldu bu 🙂 Bu sorunun çok net bir cevabı olmamakla birlikte beni (Duygu) olarak daha çok yaban hayata dair deneyimler heyecanlandırıyor: büyük beyaz köpekbalıkları ile dalmak, kurt tasmalamada (verici takma) çalışmak, bir ayının kış uykusunu geçirdiği inine girmek gibi.

Bu aralar İzmir çevresindesiniz, İzmir ile ilgili ilk gözünüze çarpan?

Medeniyet! İzmir’in insanı gerçekten başka. Eldiven takan simitçisinden (pardon gevrekçi!), otobüste yol veren beylerine, bireysel çabalarıyla müze kuran İzmirlilerden, farklı inanıştaki insanların bir arada oturdukları sofralara, Alaçatı’nın dokusu bozulmasın diye plastik, floresan gibi çözümlerden uzak duran esnafına, tiyatro oynayan köylülerine (Bademler Köyü), İzmir gerçekten yüzümüzün akı.

İzmir’e gelmeyi düşünenlere birkaç öneri istesek?

3 tane yazımızı var şiddetle tavsiye ettiğimiz. Birçok İzmirlinin bile bu harika keşiflerden haberi yok:
Türkiye’nin Toskanası İzmir: Lavanta tarlaları, Urla Bağ Yolu’nda şarap tadımı, Zeytin Yolu, “Sakin Şehirler” (Citta Slow) gibi yerleri anlattık.
En Güzel İzmir Köyleri: Sadece dizi ve film setlerini buraya çeken şirin taş evlerini, kır kahvelerini kastetmiyoruz. Kimisi çöpünü dönüştürmesiyle, kimisi dünyadaki alternatif turizm akımlarını takip eden köylüsü hem kalbinizi çalacak, hem de içinizi umutla dolduracak.
İzmir Plajları: İzmir’de gerçekten her zevkten insan göre bir yer plaj var. Dinginlik isteyeni de mest edecek, ortam isteyeni de yerler var. Hepsini bir listede topladık. Bizim zevkimizi sorarsanız, bizim tesis anlamında çok bir beklentimiz de yok. Doğası güzel olsun, kalabalıklar olmasın bizim için daha kıymetli. Delikli Koy ve Mimoza Koyu bizi bizden aldı. Mimoza Koyu’nu tepeden görmeden ne demek istediğimi anlayamazsınız.

‘Kendine değer veriyorsan dışarı çık’

“Bi yemek yiyelim, kahve içelim, yayalım” eğlence anlayışını insanı her yönden körelttiğini düşünüyoruz. Maalesef boş zaman ve tatillerini yaygın olarak böyle geçirme anlayışı var. Bu yüzden romanların “Evde oturan erken ölür” lafını motto edindik. Onu, “Dışarı çıkalım, yeni bir şeyler deneyelim/öğrenelim, aktif olalım, keşfedelim, hobi edinelim” anlayışı ile değiştirmek bizim misyonumuz. İnsanları harekete geçirebildiğimizi görmek en büyük ödül oluyor bize. Hayat dışarıda! Kendine değer veriyorsan dışarı çık!

Gezgin olmak nasıl bir şey?

Bize gezgin demek yanlış olur. Zira bir destinasyon bazlı seyahat etmiyoruz, bizim seçme kriterimiz yaşayacağımız deneyim. Bu çok önemli bir fark. Hayatı yaşamaya değer kılan deneyimlerin peşindeyiz, onlar neredeyse biz de oradayız.

Ölmeden önce deneyimlemek istediğimiz şeyler listemiz var. Listemiz de Klimanjaro’ya tırmanmak da var, bir arkeolojik kazıda çalışmak da, tango öğrenmek de, rehabilitasyon merkezindeki fillere gönüllü bakıcılık yapmak da… Tabi bu deneyimler dünyanın dört bir köşesinde oldukları için seyahat halindeyiz. Ama amacımız seyahat etmek değil, hayatımızın zenginleştirdiğini düşündüğümüz bu deneyimleri kendimize katmak. Mesela, bizi Arjantin’e çeken sokaklarında salınmak değil, tango öğrenmek, Patagonya buzullarında yürümek. Tabi ki gitmişken Arjantin’i didik didik gezeriz, o ayrı. Ha, şunu da söylemek lazım, dünyada bazı yerler var ki, orada sadece bulunmak bile başlı başına bir deneyim: Kapadokya, Grand Canyon, Antartika, gibi özel yerlerde sadece orayı teneffüs etmeye de gideriz.

Hayat tarzınıza birçok insanın imrendiğine eminim. İnsanlardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Onlardan süper motive edici mesajlar alıyoruz. O kadar çok insanın spora başlamasına, hobi edinmesine, gezmesine, ya da çeşitli sebeplerle kendi engellerini aşmasına, vesile olduk ki… Aramızda çok güzel bir diyalog var. Bize, bizim gazımızla aldıkları bisikletlerinin, sayemizde gittikleri ülkelerin, hatta balaylarının fotoğraflarını atıyorlar, video çekip yolluyorlar. Harika bir şey.

Şu an Facebook sayfamızda 150 binden fazla evde yok var bizi takip eden. Zaten insanlar ilgi alanlarından ötürü bizi takip ettiklerinden, evde yoklar da çok kafadarlar. Onlar da hayata bizim gibi bakan insanlar. Ne zaman bir yerlere gittiğimizi duysalar bize destek olmak için seferber oluyorlar, kimisi evini açıyor, kimisi yemeğe çağırıyor, kimisi bizi yaptıkları organizasyona davet ediyor. Keyfimiz tam olsun diye bulunduğumuz yere mangal gönderip müthiş tatlı bir jest yapan bile oldu. Zaten Biz Evde Yokuz’un en güzel yanı kafa-ortaklığı yaptığımız insanlarla tanışmak.

Nasıl geçiniyorsunuz?

Bizim aynı zamanda çalışan insanlarız. Bir etkinlik ajansımız var. Etkinlikler proje bazlı ilerlediği için arada kalan zamanlar oluyor. Oralarda Biz Evde Yokuz ile ilgileniyoruz. Zaten bu yüzden etkinlik ajansı kurduk. Hem para kazanalım, hem de projeler arası boş zamanımız olabilsin istedik. Bunu nasıl sağlayacağımıza baktık.

Son olarak spor yaparak seyahat etmek isteyenlere tavsiyeleriniz neler?

Yola çıkmadan BizEvdeYokuz.com’a bir göz atmaları tabi ki de!