Kendini seyahat bağımlısı olarak ifade eden Çağlar Erözgen, Antalya’da yaşayan bir doktor. En büyük pişmanlığının seyahat tutkusunu daha erken yaşta keşfedememek olduğunu söyleyen Erözgen, yolculuklarında birbirinden güzel fotoğraf karelerine hayat veriyor.
İzmirli Çağlar Erözgen, doktorluk mesleğinden fırsat buldukça dünyanın farklı yerlerine seyahat ediyor. Hindistan’a yaptığı gezinin ardından seyahat tutkusunu keşfeden Erözgen, o günden beri her fırsatta yeni rotaların planını yapıyor. Erözgen’in en büyük pişmanlığı daha genç ve sorumlulukları daha azken çok fazla yere gidememiş olmak.
Seni çok kısa tanımak istesek?
49 yaşındayım. İzmirliyim. BAL’lıyım. Antalya’da yaşıyorum. Doktorum. Bir de kızım var. Seyahat etmeyi, fotoğraf çekmeyi, filmleri, kitapları ve basketbolu çok seviyorum.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
Sanırım ilk Hindistan’a gittiğimde dönerken fark ettim, bir şey olmuştu. Çok bilinçli bir Hindistan seyahati değildi. Turla gidilen, son dakikada karar verilen bir seyahatti. Hatta ilk tercih Hindistan bile değildi. İlk yurt dışı seyahatim zaten değildi. Fakat o turda ben Hindistan’a aşık oldum, sonrasında 2 kez daha gittim zaten. İşte o seyahatten dönerken uçakta, bir anda kendimi bir sonraki seyahatimin neresi olacağını düşünürken buldum. Dediğim gibi bir şey olmuştu ve ben adeta artık seyahat etmek için çalışan bir bağımlıya dönüşmüştüm. Fakat maalesef biraz geç oldu, otuzlarımın başındaydım, kızım doğmuştu. Daha gençken ve sorumluluklarım daha azken o anı yaşasam sanırım ‘Hadi bana eyvallah 1,5 yıl sonra görüşürüz’ tarzında bir dünya seyahatine çıkardım.
Fotoğrafa karşı özel bir ilgin var bundan bahseder misin?
Başlangıçta herkes gibi seyahatlerinde yanında fotoğraf makinesi taşıyan biriydim. Sonra madem geziyorum bari iyi fotoğraflar çekeyim diyerek Antalya Anfad’da (Antalya Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği) temel fotoğrafçılık eğitimine katıldım. Sonrası bir şekilde geldi zaten. Şimdilerde normal gündelik yaşamında bile etrafıma farklı bakıyorum, gördüğüm sıradan şeylerde bile bir fotoğraf karesi arıyorum sanki. Ne bileyim bazen arabamla işe giderken güzel bir görüntü yakaladığımda cep telefonumla bile olsa o kareyi çekebilmek için, yolumu değiştirdiğim, hatta arabamı birkaç blok öteye park edip yürüdüğüm oluyor. Ama asıl sevdiğim seyahat fotoğrafçılığı. Her seyahatimde de bir öncekinden daha güzel kareleri yakaladığımı düşünüyorum.
erozgen.blogspot.com.tr adresine girenleri neler bekliyor?
www.erozgen.blogspot.com başlangıçta sadece kendim için yazdığım bir blogdu itiraf ediyorum. Ama sonra severek yaptığım bir hobi haline dönüştü. Bir seyahat rehberi değil açıkçası. Ne bileyim, Vientian’dan Luang Prabang’a nasıl gidilir, Ushuaia’daki falanca hostelin geceliği ne kadardır veya Namibya’da yapmanız gereken 10 aktivite gibi bilgiler yok. Gezerken gördüklerime, düşündüklerime ve hissettiklerime, dönüp geldikten sonra yaptığım okumaları, araştırmaları ekliyorum. Bazen hiç tanımadığım birileri mail veya mesaj yazıp okuduklarından çok yaralandıklarını veya hiç düşünmedikleri halde anlattığım bir yere gitmek istediklerini söylüyorlar, çok hoşuma gidiyor.
Ayrıca blogdaki yazıları bol fotoğraflı, yani gelenler sadece fotoğraflara da bakabilirler, biraz uzun yazıyorum çünkü itiraf etmeliyim. Bir de izin verirseniz hava atayım; 2015’de bloğum Gezimanya’nın düzenlediği seyahat blog ödüllerinde birinci seçilmişti. Bir de blogda sadece seyahat değil filmler ve basketbol hakkında yazılarım da var.
Seyahat planı yaparken neye göre hareket ediyorsun?
Ben maalesef yılda bir, nadiren iki kez ancak izinlerinde seyahat edebilen biriyim. Bir de doktor olunca o herkesin sevdiği uzun bayram tatillerinde bile çalıştığım, nöbet tuttuğum çok olur. Dolayısıyla benim için en önemli konu “ne zaman” sorusunun yanıtı. Sonrası kolay zaten. Bilgisayar başına oturup planlarsın…
[button color=”” size=”” type=”square” target=”” link=””]
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Kaş
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Güney Amerika, neresi olursa ve Hindistan her zaman iyi bir fikirdir.
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Paris, Fransa
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Şu ana kadar görmediğim herhangi bir yer. Japonya’ya hayır demem, ama yarın sorsanız başka bir yer diyebilirim.
En son seyahat ettiği yer: Sri Lanka
[/button]
Seyahatlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?
En ilginci sanırım Bhutan’da ünlü olmamdı. Bhutan’a çok sevdiğim dostlardan oluşan 10-12 kişilik bir grupla gitmiştik. Başkent Thimphu’da bir tapınağı gezerken Bhutan televizyonu bizimle röportaj yapmak istedi, grup adına da ben konuştum. Birkaç gün sonra meşhur Tiger’s Nest’e tırmandık, girişteki görevli bana bakıp gülüyor bir yandan da rehberimize beni işaret edip bir şeyler diyordu. Meğer bir önceki akşam Bhutan televizyonuna çıkmışım, görevli de beni tanımış.
Son olarak söylemek istediklerin?
Seyahat etmek güzel bir hobi. İnsanın ufkunu genişletiyor, dünyayı daha iyi anlamanızı sağlıyor. Hatta kendinizi de daha iyi anlamanızı sağlıyor. Ben seyahat ettikçe daha hoşgörülü olduğumu, her şeyi daha akılcı değerlendirebildiğimi düşünüyorum. Fakat diğer taraftan yaptığımız şeyi çok abartıp, seyahat etmeyenlere tepeden bakmamak da lazım. Hatta bazen biz seyahat edenler öyle uçuyoruz, kendimizi yerlere göklere o kadar sığdıramıyoruz ki diğer seyahat edenlerin ‘nasıl’ seyahat ettiklerine, gezdikleri ülke sayısına vs çok takılıyor komik durumlara düşüyoruz. Ne bileyim, kasmamak lazım. Dediğim gibi seyahat etmek sadece bir hobi sonuçta.
İnsanın evde değil, yolda olması gerektiğini anlaması ne uzun sürüyor.