İş hayatından bulduğu her boşluğu seyahatle değerlendiren Seymen Bozaslan, dünyanın farklı rotalarını keşfetmekten büyük keyif alıyor. Gezgin Bozaslan, daha çok yer görmek için erken planlamanın önemini anlatıyor.
Medya sektöründe çalışan Seymen Bozaslan, 7 yaşındayken dedesiyle çıktığı Doğu Ekspresi seyahatiyle yeni yerler keşfetmeyi tutku haline dönüştürdü. İş hayatından bulduğu her fırsatta dünyanın farklı rotalarına seyahat eden Bozaslan, ‘Yeni hikayeler için bir bilet almak yeterli’ diyor.
Seni çok kısa tanımak istesek?
1986 İstanbul doğumluyum ve İstanbul’da yaşıyorum. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Stratejik pazarlama ve marka yönetimi üzerine yüksek lisans eğitimi aldım. Uzun yıllar Türkiye Futbol Federasyonuna bağlı olarak lisanslı hakemlik yaptım. Şu anda medya sektöründe bir şirkette çalışma hayatımı sürdürüyorum.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
7 yaşında dedemle bindiğim Doğu Ekspresi ile seyahat tutkumun temelleri atılmış oldu. Küçükken de sürekli atlasa bakar gezegenimi tanımaya çalışırdım. Büyüdükçe bu konuda ilgim daha fazla arttı. Ve artık kendi paramı kazanmaya başlayınca, zamanında atlasta baktığım ülkelere uçak bileti almaya başladım. Kazancımı da gezilerde harcamaya başladım. Sürekli seyahat eden birisi haline geldim. Çevremde de “gezgin” lakabıyla anılmaya başladım. Hobiden öteye geçme kısmı ise tamamen tesadüflerle gelişti. Hatta her yaşadığım tecrübe bana bir sonraki aşamaya zemin hazırladı. Cep telefonuyla manzara fotoğrafları çekerken ödüller aldım. Sonrasında, daha iyisini çekebilmek için fotoğraf makinesi kullanmaya başladım. Bu sefer, gezdiğim yerleri sadece görsel değil, yazılı da anlatmam gerektiğini düşündüm. Blog yazmaya başladım. Blog yazılarım ilgi görünce, ulusal gazete ve dergilerde de seyahat yazıları yazmaya başladım. Kapı kapıyı açtı ve sonunda bir anda kendi hikayemin peşinden gitmeye başladım. Şu anda da sürekli seyahat ediyor ve bu seyahatleri anlatmaya çalışıyorum.
Seymenbozaslan.com adresine girenleri neler bekliyor?
Blog sayfamı gerçekten elimden geldiğince çok yalın ve kolay erişim imkanı olan bir site haline getirmeye çalıştım. Şuan sayfamda 50’den fazla destinasyon ve 100’den fazla özel blog yazısı var. Blog sayfamda her destinasyonla ilgili genel bilgiler, gezilecek yerler, yemek noktaları, kahve noktaları, tarihi, ulaşım bilgileri, alışveriş noktaları, festivalleri ve konaklama noktaları olmak üzere 9 farklı alan var. Burada amacım, sayfama giren ziyaretçilere istediği bilgilere kolay erişim imkanı sunmak. Mesela benim ilk defa gittiğim bir şehirde ilk araştırdığım konu havalimanı ile şehir merkezi ulaşımının nasıl yapıldığıdır. Kendi arayışlarımdan yola çıkarak, tamamen empati yaparak kendi sayfamı da buna göre tasarladım ve detaylandırdım. Bu doğrultuda, blog sayfamda havalimanından, şehir merkezine hangi numaralı otobüsle veya metro ile gidilebileceğini tek tek yazdım. Aynı şekilde, kahve içilecek şık mekanlar, yöresel lezzetlerin bulunduğu restoranlar da sitede yer alıyor. Amacım siteyi ziyaret eden insanların bilgi ve tavsiyelerle ayrılması. Yazdığım ufak bir tavsiye bir kişiye dahi fikir veriyorsa, seymenbozaslan.com amacına ulaşmış demektir.
Seyahat planı yaparken neye göre hareket ediyorsun?
Bir yandan çalışma hayatım devam ettiği için, resmi tatiller, hafta sonları ve yıllık izinlerim benim için çok önemli. Hafta sonları tatil olan bir şirkette çalışıyorum. Bu benim en büyük avantajım açıkçası. Bu sebeple seyahatlerimi Cumartesi sabah gidiş, Pazartesi akşam dönüş olacak şekilde planlıyorum genellikle. Tabi bu destinasyona göre değişiyor. Bazı şehirler için 3 gün tanımak için yeterliyken, bazı şehirler için ise 4, 5 gün hatta 1 hafta gerekebiliyor. 1 haftalık gezilecek bir şehre gideceksem bunu resmi tatillere denk getiriyorum. Çok basit bir hesap yaparsak, 1 yılda 104 gün hafta sonu, 14 gün yıllık izin, ve resmi tatiller bulunuyor. Bu günlerin hepsi çok kıymetli. Erkenden hareket etmek ve gezi planı çıkarmak için inanılmaz fırsatlar. Üstelik, erken planlamanın en güzel yanı ise daha ekonomik olması. Uçak biletlerini, otel rezervasyonlarını daha uygun bir bütçeyle planlayabiliyorsunuz.
[button color=”” size=”” type=”square” target=”” link=””]
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: Doğu Karadeniz’de Rize ve Artvin.
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Norveç
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Budapeşte , Macaristan
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Reykjavik, İzlanda
En son seyahat ettiği yer: Tallinn, Estonya
[/button]
Seyahatlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?
Seyahat etmemin en büyük sebebi hatıra biriktirmek. Yolculuklarımda o kadar çok ilginç hikaye var ki şu an yazarken bile yüzümde tebessüm oluşuyor gerçekten. Birkaç tanesini anlatmak isterim. Uzungöl’den Garester Yaylası’na doğru patika bir tırmanış yolu var. Araçla çıkarken otostop yapan bir amcayı gördüm. Durdum kabul ettim, 40 dakika süren yolculukta çok güzel sohbet ettik. Yaylaya geldiğimizde ben vedalaşacağız sanıyordum .
-Dur gitme !
-Hayırdır ?
-Sen bana iyilik yaptın, bende sana yapacağım. Kuzu vereceğim sana.
-Bildiğin kuzu ?
-Evet evet bekle !
-Abi ben İstanbul’a uçakla gideceğim nasıl götüreyim. Yapma etme. Bir şey istemiyorum.
-O zaman keseyim. Burada yiyelim.
-Abi sen bana bir çay ver çay içelim boşver.
-Peki tamam.
Gerçek ve içten bir hikayedir. Anadolu insanının temiz kalpliliğini anlatır.
Yurtdışında ise aklıma ilk gelen hikaye Norveç’te. 1 haftadan fazla süren Norveç seyahatimde 2000’den fazla km yapacağımız için araç kiralamıştık. Fakat Norveçliler o kadar muntazam araba kullanıyor ki, Türkiye şartlarından giden biri olarak adapte olmakta çok zorlandım. Bir kere hız sınırı neyse 20 km altında gidiyorlar, yollar tek şerit ve çok virajlı. Sollama yapmıyorlar. Araçla arkadan yaklaştığım zaman dörtlüyü yakıp sağa çekiyorlar veya yan koltuktaki yolcu arkadan bana uzak dur diye el sallıyor. Hal böyle olunca 300 km olan yolu yeri geldi 6 saatte gitmek zorunda kaldım. Seyahatimizin bitmesine 1 gün kala 1900 civarı km yapmıştık. Son gün Kristiansand’den Oslo’ya dönerken ilk kez çift şeritli yol gördüm ve hızımı biraz arttırdım. Ve dikiz aynamdan ışıl ışıl gelen iki tane polis arabasına denk geldim. Araçlardan birisi önümü kesti, diğeri arkamda durdu. İndiklerinde ise enteresan bir sohbet oldu aramızda.
-Neden hızlı gidiyorsun ?
-Dikkat etmedim. Haklısınız.
-Nereden geldiniz?
-Türkiye. Türkiye’de bu hız normal.
-Türk turistler çok ceza yiyor burada. Ama burası Türkiye değil. ( gülerek )
-Mahkemeye mi çıkarsın? Ceza mı keseyim?
-Ceza keselim.
Mahkeme ile uğraşmayalım ceza kessin daha ucuza yırtarım diye düşünürken, 110 sınır olan otobanda 132 ile gittiğim için TL karşılığı 3.900 olan bir ceza kesildi. Burada anladım ki, Avrupa gerçekten çok kuralcı memleket. Yolda acaba mahkemeye çıksam hakim bey bırakır mıydı diye de düşünmedim değil.
Son olarak söylemek istediklerin?
Seyahat etmeye başladığımdan beri kendimi sürekli yeniler oldum. Yeni kültürler tanımak, yeni insanlarla tanışmak gerçekten vizyon açıyor. Ve seyahat etmek bir tutku işi. Unutmayın, insanlara anlatacağınız hikayelerinizin başlangıç kaynağı bir bilet. Bir bilet ile kendinize hatıralar ediniyor ve hayatınıza yeni tecrübeler katıyorsunuz. Her yolculuk yeni bir hikaye ve bu yolda kendi hikayenizi oluşturmak sizin elinizde..
Seyahat etmekten vazgeçmeyin!
Dedelerimiz ne güzel izler bırakıp gidiyorlar hayatımızdan. Onun şansına da yolculuk düşmüş.