Ankara’nın kuzeyinde, yemyeşil bir coğrafyada konumlanan Kızılcahamam, temiz havası, doğal güzellikleri, termal kaynakları ve tarihi yapılarıyla İç Anadolu Bölgesi’nin gözde tatil rotalarından. Ankara’nın ve İç Anadolu Bölgesi’nin en geniş yeşil dokuya sahip olan noktalarında kurulu olan Kızılcahamam’ın üç tarafı ormanlarla çevrili.
İsmini farklı branşlardaki spor kulüplerinin hazırlık kamplarını gerçekleştirdiği ve siyasi partilerin istişare toplantılarına ev sahipliği yapması nedeniyle sıkça duyduğumuz Kızılcahamam, doğayla iç içe, huzurlu ve sakin atmosferi ile büyük şehirlerin stresinden uzaklaşmak için ideal bir destinasyon.
Kızılcahamam, Ankara
Ankara, Bolu ve Çankırı’nın kesiştiği noktada, milli parklar, ormanlar, yemyeşil doku ve termal kaynaklarla çevrili Kızılcahamam’ın tarihi geçmişi ilk çağlara kadar uzanıyor.
Tarih boyunca Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar ve Bizanslıların egemenliğinde kalan Kızılcahamam, Türklerin 1071 Malazgirt Savaşı ile Anadolu’ya girişinin ardından birkaç yıl içerisinde Türk yerleşimine dönüştü.
Uzun yıllar boyunca Yabanabad ismiyle anılan ve merkezi Demirciören köyü olan Kızılcahamam, 1880’de günümüzdeki Pazar beldesine taşınmış. Geçiş güzergahında yer alan ve şifalı termal sularıyla bilinen Kızılcahamam, 1915’ten bu yana mevcut ilçe merkezinde bulunuyor.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, ‘On gün yaban ovasında gezdik bu da Engürü (Ankara) Sancak içinde yüz parça mamur köyü olan Subaşılık’tır ve hafta pazarı olan bir ilçedir’ sözleriyle bahsettiği Kızılcahamam, Türkiye’de doğal güzellikleri ve temiz havasıyla tanınan önemli tatil merkezlerinden biri.
Çok sayıda otel, dinlenme tesisi ve kaplıca kaynaklarıyla sakin, huzurlu ve doğayla baş başa tatil yapmak isteyenlerin tercih ettiği Kızılcahamam, özellikle yeni sezon hazırlığı yapan spor kulüplerinin gözdesi.
Kızılcahamam Gezilecek Yerler
1. Soğuksu Milli Parkı
Zümrüt tonlarındaki yeşil dokusuyla Kızılcahamam’ın en önemli doğal güzelliği olan Soğuksu Milli Parkı, her mevsim birbirinden güzel manzaralara ev sahipliği yapan bir merkez.
Çam ağaçlarıyla bezeli olan milli park, doğa yürüyüşü ve spor aktivitelerinin yanı sıra özellikle hafta sonlarında piknikçilerin tercih ettiği bir soluklanma alanı. ATV turları, dağ bisikleti ve motor sürüş rotalarına sahip olan milli park 160’dan fazla kuş ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Milli parkın içerisinde bir de kamp alanı bulunuyor.
2. Abacı Peri Bacaları
Türkiye’nin en özgün peribacası oluşumlarından biri olan Abacı Peribacaları, 5 bin metrekarelik geniş bir alanda yer alıyor. Bölgede yaşanan jeolojik olaylar sonucunda meydana gelen peribacalarının tarihi geçmişinin MÖ 1.700’lü yıllara uzandığı düşünülüyor.
İçerisinde seyir terasları ve dinlenme alanlarının da bulunduğu peribacaları birbirinden güzel fotoğraf karelerine hayat veriyor.
3. Alicin Manastırı
Bir vadi yamacında, yerden 70 metre yükseklikte bulunan Alicin Manastırı, görünüşüyle Trabzon’un Maçka ilçesindeki Sümela Manastırı’nı andırıyor. Tarihi geçmişi Sümela Manastırı’ndan daha eskiye uzanan Alicin Manastırı’nın Roma Dönemi’nde inşa edildiği düşünülüyor.
İnşa edildiği dönemde bölgede yaşayanların sığınma amacıyla kullandığı manastır, tarih boyunca konumu ve bölgeye hakim olması nedeniyle savunma amacıyla da kullanılmış. Zorlu bir tırmanma deneyimi yaşatan manastırın manzarası şahane. Manastıra tırmanırken yanınızda yerel halktan birilerinin olması şart.
4. Mahkemeağacin Köyü
Geçmişte, bir dönem Kızılcahamam bölgesinin yerleşim merkezi olarak da kullanılan Mahkemeağacin Köyü, daha çok mağaraları ve yeraltı şehirleriyle tanınıyor.
Köyün altında bulunan mağaralar ve sığınakların Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Hristiyanlığa karşı olan katı tutumdan saklanmak ve inançlarını yaşamak isteyen ilk Hristiyanlar tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Birçok mağaranın duvarında yer alan motiflerden bu mağaraların kilise olarak inşa edildiği tespit edilmiş.
Mahkemeağacin Köyü’ndeki en bilinen ve en çok ziyaret edilen mağara İndibi Mağaraları. Kış aylarında kötü hava koşulları nedeniyle ulaşımın bir hayli zorlaştığı mağaraları yaz ve bahar aylarında kısa bir tırmanış ile ziyaret etmek mümkün.
5. Çamlıdere Aluçdağı Tabiat Parkı
Kızılcahamam ilçe merkezinin batısında, Soğuksu Milli Parkı’nın kuzeyinde konumlanan Çamlıdere Aluçdağı Milli Parkı, ilçeye 30 km uzaklıkta.
Çamlıdere sınırlarındaki milli parkta binicilik, okçuluk, paintball gibi aktiviteler yapılıyor. Milli park, daha çok bölge halkının piknik yaptığı, hafta sonları vakit geçirdiği bir soluklanma merkezi.
6. Ağsar Kalesi
Yerel halkın Gavur Kalesi olarak adlandırdığı Ağsar Kalesi, vadi tabanından 300 metre yükseklikteki bir tepede yer alıyor. 300 metre uzunluğundaki kalenin ilk çağlarda inşa edildiği düşünülüyor. Stratejik konumu ve bölgeye hakim bir noktada yer alması nedeniyle savunma ve güvenlik amacıyla inşa edilen kale, Osmanlı Dönemi’nde karakol olarak kullanılmış.
Büyük bölümü doğa şartları nedeniyle yıkılan kale, günümüzde tırmanışçıların rotasında yer alıyor. Yalnızca profesyonel tırmanışçılara uygun bir parkura sahip olan kale eşsiz manzarasıyla Kızılcahamam’ın en keyifli yapılarından.
7. Başköy Kalesi
Kızılcahamam ilçe merkezine 35 km uzaklıktaki Başköy Kalesi, çevresi ormanlarla kaplı, volkanik bir yapı. Volkanik kayaların içerisine oyularak inşa edilen kalenin Roma Dönemi’nde inşa edildiği düşünülüyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeye hakim olduğu yıllarda üs olarak da kullanılan kale, özellikle gün batımında hoş kareler yakalamak isteyenlerin ziyaret ettiği bir tarihi yapı.
8. Pazar Köyü
Bir dönem Kızılcahamam’ın merkezi olarak da kullanılan Pazar köyü, Roma Dönemi’nden günümüze ulaşan tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle Kızılcahamam’ın cazibe merkezlerinden. Köyde Roma Devri yapılarından bir kısmı hala ayakta. 19. yüzyılda inşa edilen Halil Ağa Camii, tarihi çeşmeler ve bölgeye özgü mimari yapılar görülmeye değer.
9. Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi türbeleri
Kızılcahamam’ın Taşlıca Köyü’nde yer alan Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi türbeleri Anadolu’nun İslamlaşmasında önemli görevler üstlenen Horasan Erenlerinden Kırmızı Ebe ve oğlu Oruç Gazi’ye ait.
Malazgirt Savaşı’nın ardından Anadolu’ya giren Türklerden çok daha önce bölgeye yerleşen Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi’nin Kızılcahamam ve çevresinin İslam’la tanışmasında büyük rolü olduğu biliniyor.
Söylencelere göre Selçuklu Devleti Hükümdarı Alaaddin Keykubat Başköy Kalesi’ni fethetmek için çıktığı seferde Taşlıca Köyü’ne uğrar. Türk askerine ayran ikram etmek isteyen Kırmızı Ebe ve Oruç Gazi hazırladıkları ayranı askerler mataralarına doldursun diye taş oluğa döker. Yüzlerce askerin matarasını doldurmasına rağmen oluktaki ayran hiç azalmaz.
Yaşanan bu olayı duyan Alaaddin Keykubat, bölge topraklarını Kırmızı Ebe’nin oğlu Oruç Gazi’ye bağışlar. 2001’de restore edilen türbeler bölgeyi ziyaret eden birçok kişinin görülecek yerler listesine eklediği yapılar. Kimi kaynaklarda Kırmızı Ebe’den Anadolu topraklarına Anadolu ismini veren kişi olarak da bahsediliyor.
10. Kızılcahamam Jeopark
Kızılcahamam, çok zengin jeolojik ve biyolojik çeşitliliğe sahip olan bir bölgede kurulu. Aktif volkanları, yüksek dağları ve ilginç yeryüzü şekilleriyle doğa severleri şaşırtan bu bölge jeopark olarak koruma altında.
Kızılcahamam Jeopark alanında, Acı Deresi Maden Suyu ve Travertenleri, Alicin Kültürel Jeositi, Balcılar Bazalt Sütunları, Beşkonak Bazalt Sütunları, Jeositi Beşkonak Fosil Yatakları Jeositi, Abacı Peri Bacaları, Gelin kayası, Kaplumbağa Kardeşler Jeositi, Karagöl Jeositi, Mahkeme Ağacin Kültürel Jeositleri, Pelitçik Ağaç Fosilleri ve Seyhamamı Jeositi gibi doğal güzellikler bulunuyor.
11. Kızılcahamam termal kaynakları
Kızılcahamam’ın bulunduğu bölgede zengin yeraltı su kaynaklarının bulunması destekleyici tedavi olarak da bilinen kaplıca turizminin gelişmesine neden olmuş. 37-47 derece aralığındaki zengin mineralli termal kaynaklar geçmişten günümüze şifa dağıtmaya devam ediyor.
Termal suların tortusuz olması nedeniyle birçok kaplıcaya göre daha kolay bir kullanıma sahip olan Kızılcahamam kaplıcaları birçok tesisle ziyaretçilerini ağırlıyor.
1402 Ankara Savaşı sırasında bölgeye gelen ve aksayan bacağını tedavi etmek amacıyla Kızılcahamam’daki kaplıcaya sokan Timur’un o dönem 70 dereceye ulaşan sıcaklık nedeniyle yanma hissi yaşadığı ve ‘Aman bre Kızılcahamam!’ şeklinde tepki vermesinin ardından bölgenin isminin Kızılcahamam ismini aldığı söyleniyor.
2011’de restore edilen Roma Hamamı başta olmak üzere Kızılcahamam termal otelleri, şifalı suları deneyimlemek isteyenlere hizmet veriyor. Kızılcahamam’ın termal suyu sodyum bikarbonatlı, klorürlü ve florürlü bir yapıya sahip.
Kireçlenmelere bağlı eklem hastalıkları, yumuşak doku romatizmaları, boyun, sırt, bel ağrıları,boyun ve bel fıtığı ağrıları, spor yaralanmaları, stres bozukluğu ve sinir sıkışmalarının tedavisinde kullanılan termal su şifa dağıtıyor.
Kızılcahamam nerede? 📍
Ankara’nın kuzeyinde, şehir merkezine 80 km uzaklıkta yer alan Kızılcahamam, doğuda Çubuk, batıda Çamlıdere ve Güdül, kuzeyde Çankırı’nın Çerkeş ve Bolu’nun Gerede ilçesi ile güneyde Ayaş ve Kahramankazan ilçeleri ile komşu.
Kızılcahamam termal otelleri 🛎️
İlçede Kızılcahamam Belediyesi’ne ait Küçük Kaplıca ve Büyük Kaplıca’nın yanı sıra Eliz Otel, Kaplıca Termal Otel, Çam Hotel, Deva Termal Hotel, Başak Termal Hotel ve Hotel Ab-i Hayat termal kaynaklarıyla konaklanılabilecek oteller arasında.
Ankara yakınlarında görülecek en güzel yerlerden. Millekvekillleri, bakanlar ve pek çok siyasi isim dinlenmek için Kızılcahamam’ı tercih ediyor.