Küllerinden Doğan Şehir: Nürnberg

Hitler’in en sevdiği şehir Nürnberg, dünya barışına karşı işlenen suçların yargılandığı ilk kent olma unvanını da taşıyor

2.Dünya Savaşı’nda bombaların hedefine giren ve baştan aşağıya yıkılan Nürnberg 1960 yılına kadar süren yenileme çalışmalarıyla aslına uygun olarak inşa edildi. 50 bine yaklaşan Türk nüfusuyla imparatorluk esintileri yaşayan kent turistlerin uğrak noktası…
    

Türk nüfusun en yoğun olarak yaşadığı ülkelerden Almanya özellikle yaz mevsiminde Türkiye bağlantılı uçuşlarda yaşanan talep artışlarıyla beraber ciddi bir arz yaratıyor seyahat edenler için. Almanya’nın farklı kentlerine Türkiye’den uçmak isteyenler inanılmaz ucuz fiyatlarla uçak bileti bulabilirken yeni yerler keşfetmek için uygun zaman ve ekonomik koşul fırsatı arayanlar bu durumdan yararlanıyor.

Avrupa’da birkaç ülkeyi kapsayan mini bir tur için başlangıç noktasının Almanya olması uygun uçak biletlerinden kaynaklanıyor elbette.  Merak sıralamamda hiçbir zaman üstlerde yer almayan Almanya’ya Dresden’in ardından bu kez doğrudan bir uçuşla Nürnberg üzerinden bağlanıyorum… Yanımda ablam, onun arkadaşları Dilay ve Efe de var… Hep birlikte birçok keyifli ana gebe yolculuğumuza başlıyoruz.

Adnan Menderes Havalimanı’nda valiz ağırlığı sorunu yaşayan vatandaşlarımızın isteklerini kıramadan onlara destek olarak uçağa biniş işlemlerimizi gerçekleştiriyoruz.

Bizim için yeni bir Avrupa turunun ilk durağı olmaktan başka çok fazla anlam taşımayan Nürnberg, üzerinde soluklandığımız bir gece ve dolaştığımız bir günde kendini yeterince tanıtıp sevdiriyor…

Havalimanında serin bir gece. Kendilerine bavul konusunda destek olduğumuz Türk aileye kalacağımız otele ulaşımın nasıl yapılacağını soruyoruz. Havalimanı ile şehir merkezi arasında saat başı taşıyan belediye otobüslerini kullanabileceğimizi ya da taksiyle şehir merkezine kadar gidebileceğimizi söylüyorlar. Havalimanı-şehir merkezi güzergahında gideceğiniz yöne göre 16-20 euro arasında bir tutarla ulaşımınızı taksi aracılığı ile sağlayabiliyorsunuz. Biz de otobüsü beklemeden taksiye biniyoruz.

Tüm otel rezervasyonlarını internet üzerinden yapan grubumuz oteli görünce derin bir nefes alıyor. Ancak Alman ekolü olan resepsiyonist amca ısrarla iki kişilik rezervasyonumuzun olduğunu anlatmaya başlayınca yarım saatlik bir birbirini anlama telaşına girişiyoruz. Belgeler, çıktılar, isimler üzerinden giden laf anlatma telaşının sonunda galip çıkarak odalara ulaşıyoruz. Bir sonraki gün güzel bir Nürnberg keşif turu bizleri bekliyor…

Almanya’nın Bavyera eyaletine bağlı ve bu eyaletin 2.büyük şehri olan Nürnberg endüstrinin başkenti olarak kabul ediliyor. Toplam nüfusu 500 bini aşan şehrin yüzde 10’luk bölümünü Türkler oluşturuyor. Tarihsel olarak Roma-Germen imparatorluk merkezlerinden sayılan şehir tarihi dokusundan hiçbir şey kaybetmemiş. Ortaçağ’da Alman ressam Albrecht Dürer’in de doğup yaşadığı yer olarak tanınan kentte II. Dünya Savaşı öncesi kalabalık Nazi mitinglerinin yapıldığı yerler bugün müze yapılmış. Şehir, savaş suçlularının yargılandığı Nürnberg Mahkemesine de ev sahipliği yapmış. Hitler’in en sevdiği şehir olarak da bilinirken, yine Nazilerin yargılandığı yer olarak kayıtlara geçmesi enteresan bir detay. Tarihi kaynaklar Hitler’in yaşaması halinde Nürnberg’i Almanya’nın başkenti olarak seçeceği yönünde bilgiler veriyor.

Otelden ayrıldıktan sonra elimizdeki şehir haritasıyla yoğunluğun olduğu şehir merkezine doğru hareket ediyoruz. II. Dünya Savaşı sırasında kentteki hemen hemen her yapının bombalandığı ve yok edildiği şehir yıkılan yapıları aslına uygun olarak yenilemiş. Bugün Nürnberg sokaklarında dolaşırken bu binaların sonradan yapıldığını anlayamıyorsunuz. Bu yüzden Almanları tarihlerine sahip çıkmaları nedeniyle kutlamak lazım bir kez daha.

Benzer Avrupa şehirleri gibi bisiklet kullanımının motorlu taşıtların önüne geçtiği bir şehirdeyiz. Nürnbergliler henüz uyanmasalar da biz şehri baştan başa dolaşmaya kararlıyız. Eski Şehir olarak kayıtlara geçen ve surların ardında korunan yapının içerisinde yaya olarak birkaç saatte boydan boya dolaşmak mümkün.

Ortaçağ’da savunma amacıyla kurulan çok kuleli surlarla kaplı Nürnberg, kilise, müze, köprü ve tarihi çeşmelere sahip.

Nürnberg’in en etkileyici yapılarından birisi ise Eski Nazi Partisi Dokümantasyon Merkezi. Almanya’yı İkinci Dünya Savaşı’na sürükleyen sürecin fotoğraflar ve ekranlardan yayınlanan belgeseller aracılığıyla anlatıldığı merkezde, tur rehberine ihtiyaç duyulmuyor. Ziyaretçiler, fotoğraf ve görüntü açıklamalarını, Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça dinleyebiliyor.

Nürnberg, 1935’ten İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan sürede yaşanan insan hakları ihlalleri nedeniyle ‘İnsan Hakları ve Barış Kenti’ olma misyonunu da üstleniyor.

Kentteki Alman Ulusal Müzesi’ne her iki yanında ‘Barış Sütunları’ olan dar bir yoldan gidiliyor. Müzede, Almanca konuşulan ülkelerden toplanan tarihi eserler, malzemeler, fotoğraflar, belgeler sergileniyor. Toplam 1 milyon 200 bin parçanın yer aldığı müze, Almanya’nın kültürel tarihinin sergilendiği en büyük müze konumunda.

Müzelere meraklı olan ve özellikle Avrupa’yı şekillendiren sürece daha yakından bakmak isteyenlerin müzeleri ziyaret etmesi şart. Ancak biramı içeyim meydanda serin serin oturayım diyorsanız her yerde farklı çeşit biraya sahip güzel kafeler var. Oturup kentin sessizliğine şahit olabilirsiniz…

Surlarla çevrili eski Nürnberg’in ortasında ise ‘Hauptmarkt’ meydanı yer alıyor. Tarihte de ticaret merkezi olarak kullanılan alanda, bugün çiçek, sebze, meyve ve baharatın satıldığı küçük stantlar yer alıyor. Değişik meyve ve sebzeler ile elişi ilginç tasarımlara göz atıyoruz. Stantlardan sonra meydanı çepeçevreleyen marketlerde Almanya’ya özgü ürün arayışındayız. Ayrıca buralara kadar gelmişken hediyelik eşya bakmadan olmaz. Fiyatlar biraz yüksek de olsa kartpostal, bayrak, kupa, anahtarlık derken bir şeyler alıyoruz…

Hauptmarkt Meydanı’nın bir köşesinde Frauen Kilisesi, öbür köşesinde ise kendini çevreleyen demir parmaklıklar üzerindeki halkaları çevrildiğinde dileklerin gerçekleştiğine inanılan ‘Güzellik Çeşmesi’ bulunuyor.

Hauptmarkt’ın pazarcı sakinleri, her yıl temmuz ayının son haftasında yerlerini ‘Bardentreffen’ adı verilen şarkıcı ve besteciler festivaline terk ediyormuş.

Kentin sanat konusundaki en şaşırtıcı etkinliği ise ‘Classic Open Air’. Luitpoldhain adı verilen çimenlikte düzenlenen klasik müzik konserleri, her yıl temmuz, ağustos ve eylül aylarında gerçekleştiriliyor.

Almanya’nın ikinci büyük hayvanat bahçesi de Nürnberg’de bulunuyor. 70 hektar alan üzerine kurulu alanda 200’den fazla hayvan türü barınıyor. Nürnberg’in hemen dışında faaliyet gösteren bu hayvanat bahçesini yurtiçi ve yurtdışından her yıl 1 milyonun üstünde kişi ziyaret ediyor. Gergedandan penguene, Sibirya kaplanından kutup ayısına kadar pek çok çeşidin yer aldığı hayvanat bahçesinde, hayvanların yüzmek için kullandığı havuzların yan duvarlarına yerleştirilen pencereler sayesinde ziyaretçiler hayvanları sualtında da izlenebiliyor.

Eğer kentte birkaç günden fazla vaktiniz varsa uğrayın derim ama eski şehrin ihtişamında zaman geçirmenin keyfine paha biçmek mümkün değil.

Kent meydanından yukarılara doğru tırmanarak Imperial Castle olarak bilinen Nürnberg Kalesi’ne çıkıyoruz. Eski şehrin tüm manzarasına hâkim olan tepede yer alan kale doğal yapısı bozulmadan günümüze ulaşmış. Çevredeki ağaçlar ve gölgelikler insanların uğrak dinlenme noktası haline dönüşmüş.

Farklı müze seçenekleri ve doğal yapısıyla eski Nürnberg Roma-Germen İmparatorluğu’ndan kesitler sunarken ziyaretçilerine biz tüm gün yavaş yavaş, soluklanarak gezdiğimiz kente tarihi gardan veda etmeye hazırlanıyoruz. Türkiye’deki tren garlarıyla mukayese edilemeyecek kadar sosyal hayatın dahil olduğu garda gece eğlencelerine kadar farklı etkinlikler düzenleniyor. Ulaşımın merkezinde yer alan demiryolunun bir gün ülkemizde de gelişmesi dilekleriyle Amsterdam yolculuğuna göz kırpıyoruz…