‘Yeni dünya’nın genç kentlerinden Melbourne, 1835 yılında kurulmuş. Avustralya’nın Victoria eyaletinin başkenti olan Melbourne, aynı zamanda ülkenin ikinci büyük şehri ve ilk başkenti. 4 milyonu aşan nüfusa ve büyük şehir ölçeğindeki yapısına rağmen, hiçbir karmaşa ve kaosun görülmediği Melbourne’de her şey uyum içerisinde.
Dünyanın farklı ülkelerinden gelen insanların bir arada yaşadığı, kültürlerarası etkileşimin etkilerinin rahatlıkla görülebildiği bir dünya var, şehrin sokaklarında. Alman, İskoç, İrlandalı, İngiliz, İtalyan ve Yunan azınlıklar her bir köşede kendine ait izleri gösteriyor. Uzak Doğulu ağırlığı ise sokağa çıkılan ilk andan itibaren karşılaşılan restoran, market, tabela ve insanlarla hissediliyor.

Dünyanın dört bir yanındaki insanın ortak dileği daha iyi şartlarda yaşamak. Daha temiz bir çevre, daha konforlu bir yaşam, bir yerden bir yere kısa sürede ve ekonomik ulaşım, sağlıklı yeme-içme, sosyal imkanlar, güvenli bir gelecek. İstekler listesi giderek uzuyor.
Melbourne, her yıl yapılan dünyanın en yaşanabilir şehirleri anketlerinde hep zirvede yer alıyor. İdeal yaşam standardı, yaşam kalitesi, düşük suç oranı, şehir planlaması, eğitim, sağlık hizmetleri, toplu ulaşım sistemi bu anketin belirleyicileri arasında. Avustralya’daki lakabı ‘The Wonderful Melbourne’ olan şehir, bu unvanı hak edecek altyapıya sahip.

Şehir merkezinde, 5 dakika içinde gökdelenlerden sınırsız yeşil alana ulaşılabilen kaç yer sayılabilir? 24 saat hareketin olduğu, doğayla iç içe, telaştan uzak gündelik yaşama karışarak Melbourne’ün neden yaşanabilir kentler arasında zirveye yerleştiğini anlamak oldukça kolay.
Melbourne Gezilecek Yerler
1. Quenn Victoria Market

Melbourne’ün tarihinde önemli bir yere sahip olan Quenn Victoria Market, sabah erken saatlerde açılıyor. İçerisinde sebze, meyve, yumurta, deniz ürünleri, ayakkabı, giyim, hediyelik eşya gibi ürünlerin satıldığı market, Türkiye’de alışık olduğumuz pazar yerleri ile aynı anlayışa sahip. Satıcıların bağırarak ürünlerini tanıttığı pazar yerinin içerisinde yürürken, ‘Türk müsünüz?’ sorusuyla karşılaşmak yüzümü gülümsetiyor. Mandalina tezgahının arkasından çıkıp yanıma gelen Türk satıcı kısa bir sohbetin ardından beni mandalina ikramıyla uğurluyor. Pazar yerinde ağırlıklı olarak Uzak Doğulu ve Türklerin tezgahı bulunuyor.
2. Melbourne Museum

Dünyanın en hareketli kültürel aktivitelerinin yaşandığı şehirlerinin başında geliyor Melbourne. Ünü Avustralya’yı da aşan Melbourne Müzesi’ni ziyaret etmeden şehrin ruhunu anlamak olmaz. Kraliyet Sergi Sarayı ve Carlton Bahçeleri’nin bitişiğinde bulunan müze, 7 ana galeri, 1 çocuk galerisi ve 3 dönemsel sergi salonuna sahip. 1854 yılında kurulan müzede IMAX sinema salonu ve bir de tiyatro salonu bulunuyor. Giriş ücretinin 14 Avustralya Doları (AUD) olduğu müzeye girişte kontrol uygulaması bulunmuyor. Avustralya’da birçok şey beyan anlayışı ile yürütüldüğünden kimse sizin kuralların dışına çıkacağınızı düşünmüyor. Kısa bir keşiften sonra bilet bankolarının arkasından ücretsiz girme şansına eriştiğimiz müzede dolaşan insanların eline bakarak, bizim bulunduğumuz günün ücretsiz giriş hakkı verip vermediğini anlamaya çalışıyoruz. Birkaç biletli kişiyi görünce, müzeye gerçekten bilet almadan girdiğimizi anlayınca hafiften panik yapsak da iş işten geçiyor. 3D ve interaktif uygulamalarla zenginleştirilen zihin ve beden galerisi ile evrim galerisine mutlaka uğrayın.
3. Royal Exhibition and Carlton Gardens

Melbourne şehir merkezinin göbeğinde tam 64 hektarlık alanda kurulu olan Royal Exhibition ve Carlton Bahçeleri, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. 3 farklı çeşmenin, çok sayıda yerel türdeki bitkinin sıralandığı bahçelerin yanı başında bulunan Royal Exhibition binası, inşasının tamamlandığı 1872 yılında Avustralya’nın en büyük binası unvanını taşıyormuş. Yüksek katlı binalar arasında şehri keşfederken, bir anda cennet gibi bir alanın içinde bulunca kendimizi, banklara oturup bisiklet süren, köpek gezdiren ve nefes almaya gelen insanları izlemenin keyfini çıkarıyoruz.
4. Old Melbourne Gaol

Old Melbourne Gaol (Eski Melbourne Hapishanesi), şehri ziyaret edenlerin mutlaka zaman ayırarak uğraması gereken simge yapılardan. 1839 yılında inşa edilen ve bitişiğindeki bölge mahkemesi ve emniyet binasıyla birlikte günümüzde müze olarak kullanılan hapishane, ilk mahkumu kabul ettiği 1845 ile kapandığı 1929 yılına kadar toplamda 133 mahkumun idamına tanıklık etmiş. Yetişkin giriş ücretinin 25 AUD olduğu hapishane için kısa süreli yaptığımız pazarlıkla 20 AUD’a 2 kişi girmeyi başarıyoruz. Ziyaretçilere hapishane kültürünün bire bir yaşatıldığı ortamda gardiyanların üst araması ve ağız kontrolü ile daha ilk dakikadan sinir bozucu bir ana merhaba diyoruz. Kadın ve erkeklerin ayrı koğuşlara kilitlenip, ışıkların kapatıldığı hapishanede gergin anlar yaşarken; bir dönem Avustralya’nın en azılı mahkumlarının kaldığını bilmek gerçekten ürkütücü.
5. Federation Square

Melbourne’ün en işlek tren istasyonu Flinders Street’in yanında, Yarra River’ın bitişiğinde bulunan Federasyon Meydanı, şehrin en çok ziyaret edilen halka açık alanlarından biri. Meydanda bulunan dev ekranda gün boyu renkli görüntüler eşliğinde, çalan yüksek sesli müzik, meydana gelen ziyaretçilerin keyifli zaman geçirmesine yardımcı oluyor. Meydan çevresinde bulunan kafe, restoranlar meydanın ruhunu hissetmek isteyenler için oturulabilecek yerler. Radyo ve televizyon binası ile ulusal tasarım merkezi de meydanda. Işık şovları, müzik ve hafif rüzgarla birlikte Melbourne’de olduğunuzu hissetmenize yardımcı oluyor Federasyon Meydanı.
6. Friends of The Royal Botanic Gardens Melbourne

Yarra River’ın güneyinde, Flinders Street Tren İstasyonu ve Federation Square’e çok yakın bir mesafede bulunan Kraliyet Botanik Bahçesi; şehrin merkezindeki trafik, yüksek katlı binalar ve insan kalabalığından uzaklaşmak için ideal bir nokta. Şehrin göbeğinde gürültü ve hareketliliğin içindeyken 10 dakika gibi bir sürede kendimizi bulduğumuz Botanik Bahçesi, Melbourne’de doğal yaşama ne kadar kısa bir sürede ulaşılabildiğinin en güzel kanıtı. Fotoğraf çeke çeke, farklı bitki türleri, geniş yeşil alanlar ve süs havuzlarının yanından yürümek; havadaki çim kokusunu hissederek banklar üzerinde kısa molalar vermek iyi hissettirdi doğrusu.
7. Shrine of Remembrance

Birinci Dünya Savaşı’nda Avustralya adına hizmet eden tüm askerler adına 1934 yılında inşa edilen Shrine of Remembrance, Botanik Bahçesi’nin sınırları içerisinde. 25 Nisan Anzak Günü ve 11 Kasım Anma Günü’nde özel törenlerin düzenlendiği anıt bina, Avustralya’da bu amaçla yapılan en büyük bina unvanını taşıyor. İçerisinde belirli aralıklarla seremonilerin düzenlendiği binanın üst katında muhteşem bir Melbourne manzarası var. İnsanın tüylerini diken diken eden anıt binanın bir köşesinde Çanakkale Savaşı’na katılan askerlerin izlerine rastlamak, acıların her coğrafyada benzer duygular hissettirdiğini hatırlatıyor.
8. Yarra River

Melbourne’ü ikiye ayıran ve günümüzde önemli bir cazibe merkezine dönüşen Yarra Nehri, etrafını sarana yüksek katlı binalar, kafe, restoran, akvaryum ve casino gibi mekanlarla günün her saati hareketliliğin yaşandığı bir yer. Üzerinde tekne turlarının yapıldığı nehrin kıyıları bisiklet ve yürüyüş yolları ile çevrili. Özellikle akşam saatlerinde ve gün batımında muhteşem bir şehir manzarasının görüldüğü Yarra River’da akşam yemeğine gitmeden hemen önce elimize fotoğraf makinalarıyla birbirinden güzel karelere hayat veriyoruz. Şehrin uğultusunun ninni gibi geldiği nehir kıyısındaki banklarda oturmak, keyifle çevreyi seyretmek huzur verici.
9. St.Kilda

Melbourne’ün 6 km kadar güneyinde yer alan bir mahalle olan St.Kilda, tam anlamıyla bir tatil cenneti. Hoş mekanların sıralandığı, tramvayın geçtiği ana cadde, lunapark ve plaja uzanıyor. Melbourne şehir merkezine oldukça yakın bir mesafede bambaşka bir dünyanın kapılarını açan St.Kilda; özellikle yaz aylarında dolup taşıyormuş. Alternatif müzik gruplarının yıl boyu farklı etkinlikler düzenlediği St.Kilda, festival ve eğlenceli aktiviteleriyle de tanınıyor. Bohem bir kafede oturup sıcak içeceklerimizi yudumlarken, caddeden geçen tramvay ve ateşli bir şekilde sohbet eden insanlara göz atarak St.Kilda’nın tadını çıkarıyoruz.
Avustralya Açık Tenis Turnuvası, Avustralya Formula 1 Grand Prix gibi dünyanın sayılı etkinliklerine de ev sahipliği yapan Melbourne, tam anlamıyla bir spor kenti. Kenti tanımak için yapılacak en güzel şey, yerel insanlar gibi sokağa çıkıp özgürce dolaşmak, tramvaya binmek ve parklarda oturmak.
Melbourne’de Ne Yenir
Göçmen nüfusu nedeniyle dünya mutfaklarının tüm örneklerinin kolaylıkla bulunabildiği bir kent Melbourne. Helal yemekten Çin restoranına; Arjantin’den Etiyopya’ya kadar farklı seçenekler var. Ülkede üretilen sebze ve meyvenin tarım uygulamaları nedeniyle lezzeti daha ilk tadımda kendini belli ediyor. Bu yüzden ne yerseniz yiyin, mutlaka salata deneyin. Pizza, fast food, et ve deniz ürünleri insanların en çok tercih ettiği lezzetler arasında.

Quenn Victoria Market’in yakınında bulunan Queen’s Kitchen Türkler tarafından işletiliyor. Burak ve Buğra kardeşler ile babaları Mehmet Sal’ın Türk damak tadına uygun yemekleri ve misafirperverliği tanıdık bir şeyler arayanların imdadına yetişiyor. Melbourne’ün en lezzetli pizzasını yaptığını söyleyen Mehmet Sal’ın pizzasını bir demlik çay eşliğinde deneyip, Melbourne’de yaşayan Türklerle ve Avustralya’da yaşamla ilgili bolca sohbet ediyoruz.
Melbourne’e Nasıl Gidilir
Qatar Airways’in Doha-Melbourne uçuşu ile 14 saat 15 dakikalık bir yolculukla bu güzel şehre ulaşmak mümkün. İstanbul Atatürk ve İstanbul Sabiha Gökçen havalimanlarından bağlantılı olarak gerçekleştirilen uçuşlar ile önce Doha’ya gitmek gerekiyor. İstanbul-Doha uçuşu 4 saat 10 dakika sürüyor. Melbourne Havalimanı şehir merkezine 20 km uzaklıkta. Bu mesafe özel araçla 25 dakika, trenle ise 50 dakika sürüyor.
Avustralya’da spor, kültür ve sanat, doğa ve hareketli yaşamı ile tanınan Melbourne, Türkiye’ye sanıldığı kadar uzak değil. Avustralya’yı görmek, tanımak ve keşfetmek isteyenler için iyi bir başlangıç noktası olan bu şehir, insanı ilk dakikadan etkisi altına alan bir atmosfere sahip.
[…] düşük nüfus yoğunluğuna sahip olduğu gözlemlendi. Okyanusya‘da Avustralya‘nın Melbourne şehri bu yılla birlikte, son 4 yıldır listenin zirvesinde yer […]
[…] Okyanus Yolu, Melbourne‘e yaklaşık bir saat uzaklıktaki Torquay şehrinden başlıyor ve yine Viktoria eyaletinde […]
Tam da yaşanacak kenti, en beğendiğim özelliği ise müzeleri ve şehrin yeşil ile iç içe olan yapısı.
Melbourne, Sidney ve Brisbane olarak bir gezi planlıyorum. Yazılarınız çok faydalı olacak. Emeğinize sağlı, teşekkürler.