Fransa’nın incisi olarak bilinen (La Pearle) İtalya sınırındaki son yerleşim yeri Menton. Limon kokulu şehir olarak da bilinen bu küçük şehir Provences-Alpes-Cote D’azur’de yer alıyor. Hem İtalya’ya komşu olması hem de Monako ve Nice’e olan yakınlığı onu popüler bir destinasyon kılmış. 14. Yüzyılda Prens Garibaldi tarafından Monako topraklarına katılan Menton, daha sonra İtalya’ya geçmiş. Fransa’ya katılması ise Napoleon döneminde Nice bölgesinin İtalyanlardan Fransızlar’a satılması ile olmuş.
İtalya sınırında olduğu için İtalyan etkisini damarlarınıza kadar hissedebileceğiniz bir şehir Menton. Şehir diyorum ama gözünüzde büyük bir şey canlanmasın, aslında bir kasaba. Komşu şehri Roquebrune’e sahilden yürümek isterseniz topu topu 20 dakikanızı alacaktır. İtalyan etkisi meselesine dönecek olursak şehirde hala birçok İtalyan yaşamakta, İtalyanca etkin olarak konuşulmakta ve klasik Fransız mutfağı ile İtalyan mutfağı çok güzel harmanlanmış durumda. Güzel bir İtalyan pizzası yemek için İtalyan komşusu Ventimiglia’ya göre daha çok seçenek bulabileceğiniz bir şehir Menton.
Menton’a ulaşmanın en kolay yolu Nice Havaalanından son durağı Menton olan ve sahil boyunca giden 110 nolu otobüse binmek. Ama bir saatlik yolculuk için 20€ (gidiş dönüş alırsanız 30€) vermek istemiyorsanız daha ekonomik çözüm havaalanının önünden geçen herhangi bir otobüse binerek üç durak ilerideki tren istasyonuna (St Augustin) gitmek. Buradan Menton’a yaklaşık 6€’luk biletle bir saatte ulaşabilirsiniz.
Aynı tren Monako’da da durduğu için eğer Menton’dan Monako’ya gitmek isterseniz yine bu treni kullanmanız gerekmekte. Monako Menton arası trenle yaklaşık yirmi dakika. Menton’a İtalya üzerinden gelmek isterseniz veya Menton sonrasında İtalya’ya geçmek isterseniz önerim SNCF (Fransız demiryolları) ile Ventimiglia’ya geçip (yaklaşık 3 euro, 10 dakika sürüyor) oradan Trenitalia ile gitmek istediğiniz şehre devam etmeniz.
Örneğin Milano’ya gitmek istiyorsanız, Menton-Milano biletini direkt SNCF’den almak yerine; Menton-Ventimiglia biletinizi SNCF’den; Ventimiglia-Milano biletinizi Trenitalia’dan alın ve en az 30 euro kar edin. Her ne kadar İtalyan sınırına yürüyebiliyor olsanız da Ventimiglia şehri sınırdan on kilometre kadar içeride ve yolu oldukça dağlık.
O yüzden sınıra kadar yürümeyi sadece “sınırı yürüyerek geçtim” diyebilmek için yapın. Şehir içi ulaşım ise genelde yürüyerek sağlanıyor, şehrin bir ucundan öbür ucuna ulaşmak yürüyerek 10 dakikayı geçmez. O yüzden otelim şehrin dışında mı diye endişelenmenize gerek yok. Menton’da konaklamak zorunda değilsiniz, bir gün şehre fazla fazla yeter. Fransa’dan İtalya’ya geçerken mola vermek için kullanabilirsiniz Menton’u.
Fransız Riviyerası’nın son şehri olduğu için Menton özellikle yazları çok rağbet gören bir şehir. Fiyatlar da Haziran-Eylül arası oldukça yüksek. Konaklama fiyatları Ocak ve Ağustos arasında yaklaşık iki katına yakın değişiyor. Küçük bir şehir olduğu için Nice veya Marsilya kadar otel seçeneği yok, bu da haliyle onu pahalı kılıyor.
Eğer bütçeniz el veriyorsa yazın gitmek denize girmek açısından mantıklı olacaksa da sahiller genelde taşlı ve yaz sezonunda inanılmaz kalabalık oluyor. Özellikle haftasonları çevre illerden yoğun bir insan akınına uğruyor Menton. Plage des Sablettes en ünlü plajı. Önceliğim deniz değil diyorsanız Şubat ortasında başlayan Fete de Citron (Limon Festivali) zamanında gitmeye çalışın. Dünyanın hiçbir yerinde göremeyeceğiniz renkli görüntüler için birebir olan bu festivalde, her sene farklı bir tema doğrultusunda, turunçgillerden kocaman figürler yapılıyor. Yılın bu zamanları da Menton oldukça kalabalık olsa da yaz aylarına kıyasla daha boş oluyor.
Menton birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuş ve onlara ev sahipliği yapmış. Bu sanatçıların başında elbette Jean Cocteau geliyor. Menton’da yapılacak şeylerin başında Jean Cocteau Müzesini ve duvarları sanatçı tarafından boyanmış Salle de Mariage’ı (Belediye Düğün Salonu) görmek geliyor. İkisi de denize oldukça yakın. Bunları gördükten sonra biraz güç toplayıp eski şehre doğru yol almak, şehrin daracık sokaklarında kaybolmak ve en tepeye mezarlığa (Cimetière du Vieux Château) kadar çıkmak Menton’u görülmeye değer kılan şeylerden. Mezarlığa doğru yol alırken bir meydanda yer alan St Michel Bazilikası’nı da görmelisin.
Merdivenlerle ulaşılabilen meydandaki evlerin kapıları rengarenk. Şehir bir tepeye kurulduğu için, şehrin en güzel noktası olan mezarlığa çıkmak biraz zor ama şehrin yaşlı nüfusunu tepenin başındaki evlerine çıkarken görünce size de güç gelecek. Sokaklarda kaybolsanız da önemli değil çünkü her yol yukarıya çıkıyor. Mezarlığa çıkınca alabildiğine uzanan Fransız Riviyera manzarası, dağlar, denizler, her şey sizi kendine hayran bırakacak. Ayrıca Paris’teki Père-Lachaise Mezarlığı nasıl estetik ve güzelse Menton’daki mezarlık da öyle.
Menton İtalyan ve Fransız mutfağını bünyesinde birleştirerek eşsiz bir mutfağa sahip. Hem muhteşem pizzalar yiyebilirsiniz hem de moule frites (midye ve patates kızartması) yapabilirsiniz. İtalyan lezzetleri için Little İtaly; moule frites gibi Fransız deniz ürünleri için Le Nautic tavsiye edilir. Ayrıca Dünyanın En İyi 50 Restorantı arasına girmeye hak kazanmış Mirazur da Menton’da bulunmakta. Ayrıca Menton’a gelmişken mutlaka krep yemeniz de tavsiye edilir.
Menton’a gitmişken mutlaka limondan yapılmış hediyelik eşyalardan alın. Burada limonu her şekle sokulmuş görebilirsiniz. Alkol seviyorsanız klasik İtalyan Limoncello’sundan daha farklı olan Limoncello de Menton’dan alın. Limona dair her şey için adres şehrin ana caddesinde yer alan Au Pays du Citron.
Menton’da yaşlı nüfus ağırlıklı olsa da şehirde bulunan üç üniversite sayesinde çevre illere göre daha hareketli bir gece hayatı var. Gençler ağırlıklı olarak gece dışarı çıkacaklarında Monako’ya gitmeyi tercih ediyorlar. İlla Menton’da dışarı çıkacağım diyorsanız adresiniz sahilde bulunan Casino olmalı.
Monako’dan sadece 20 dakika uzaklıktaki, birkaç saatlik ziyaretin yeterli olacağı küçük şehir Menton, masmavi deniziyle, limon kokan daracık sokaklarıyla, Fransız ve İtalyan karışımı kendine has yemekleriyle sizi kendine hayran bırakacak! (Yazar: Nilhan Kalkan)