Coğrafya derslerinden kulak aşinalığımız olan “Türkiye’nin yüzölçümü en büyük şehri” Konya’dayım.
Düzenli cadde ve sokakları, rahat ulaşımı ile dikkat çeken Konya, kültür turizminin geliştiği illerin başında geliyor.
Modern görünümlü ancak az seferli havalimanından giriş yaptığım kentte geniş ve bakımlı caddelerin yarattığı rahatlık algısı insanı memnun ediyor. Birçok büyükşehirde yaşanan trafik rezaleti Konya’da nadir görülüyor.
İşten artakalan zamanlarda gezmeye ayırdığım vakitte kendimi Konya sokaklarına atıyorum. Kaldığım otelin kültürel merkezlere yakınlığını avantaja çevirip “şehir yürünerek tanınır” mantığıyla hareket ediyorum.
Konya denilince ilk akla gelen kelime Mevlana.
Yıllar yıllar önce çok küçük yaşlarda geldiğim Konya’da ailecek gezdiğimiz Mevlana Müzesi’ne yıllar sonra bir kez daha gelip zihnimi tazelemek istiyorum. Konya’ya gelip de Mevlana’yı görmemek olmaz.
Yerlilerin olduğu kadar yabancı turistlerin de ziyaret ettiği Mevlana Müzesi Konya’nın en önemli kültürel değerlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Bir açıp bir kapanan havanın kararsızlığı eşliğinde hafif hafif yağan yağmurla birlikte çevrede süregelen tramvay inşaatını aşarak giriyorum müzeye.
Kültür ve Turizm Bakanlığı denetimindeki müzeye girişte ücret alınmıyor. Sadece giriş yapan sayısının bilinmesi amacıyla ücretsiz biletlerden veriliyor.
Uzak Doğulu gruplarla birlikte yürümeye başlıyorum.
Selçuklu Sarayı’nın gül bahçesi iken Sultan Alaadin Keykubat tarafından Mevlana’nın babası Sultanü’l Ulema Bahaeddin Veled’e hediye edilen bu yer, Sultanü’l Ulema’nın 12 Ocak 1231 tarihinde vefat etmesi üzerine onun definiyle birlikte başka bir anlam kazanmış.
Gül bahçesine yapılan bu ilk definle birlikte Sultanü’l Ulema’yı sevenler oğlu Mevlana’ya babasının defnedildiği yere bir türbe yaptırmak istediklerini ifade etmişler. Mevlana’nın yanıtı, “Gök kubbeden daha iyi türbe mi olur?” sözleriyle teklifin reddi yönünde olmuş.
Mevlana 1273 yılında vefat edince o da bu gül bahçesine defnedilmiş. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled, Mevlana’nın mezarının üstünde türbe yaptırmak isteyenlerin isteklerine karşı koymayarak bu talepleri kabul etmiş.
Yeşil Türbe de denilen türbe, dört kalın sütun üzerine Tebrizli Bedrettin’e yaptırılmış.
1926 yılından bu yana müze olarak ziyaretçilere açık olan Mevlana Dergahı, gül bahçesi ile birlikte yaklaşık 18 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor.
Müzenin avlusuna Dervişan Kapısı’ndan girilirken, avlunun kuzey ve batı yönü boyunca derviş hücreleri yer alıyor. Güney yönü Matbah ve Hürrem Paşa türbesinin hemen ardından Üçler Mezarlığı’na açılan Hamuşun (Susmuşlar) kapısı ile son buluyor.
Avlunun doğusunda ise Sinan Paşa, Fatma Hatun, Hasan Paşa türbeleri ve bu türbelerin yanında Semahane ve mescit bölümleri ile Mevlana ve aile fertlerinin mezarlarının da içerisinde bulunduğu ana bina yer alıyor.
1512 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan üzeri kapalı çeşmenin de bulunduğu avlu ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Yaşamı yüzlerce kitaba konu olan Mevlana’nın yaşanmışlıklarına tanıklık etmek için önemli bir imkan yaratıyor şehir.
Hediyelik eşya dükkanları
Müze çıkışının hemen karşısında ana cadde boyunca sıralanan dükkanlarda ağırlıklı olarak güzel sanatlar öğrencilerinin hazırladığı heykel ve seramikler olmak üzere birbirinden farklı hediyelik eşya bulunuyor.
Kentleri tanıtacak yaratıcı hediyelik malzeme üretmekte sınıfta kalan bir millet olarak her gittiğim yerde özellikle turiste hediyelik eşya olarak neler sunulduğuna dikkat ederim.
Konya diğer şehirlerimize göre hediyelik anlamında sıralamada daha üstte yer alıyor bence.
Özgün anahtarlıklar, 4-5 farklı kaliteli buzdolabı süsü, biblo ve seramik heykeller, gravür ve resimler derken sadece Konya’da bulunabilecek ve Konya’ya ait hediyelik eşya çeşitlerini makul fiyatlarla görmek fazlasıyla memnun etti beni.
Bazı şehirlerde o şehrin isminin yazdığı bir kartpostal bile bulamazken, 1 TL’ye metal Mevlana anahtarlığı bulabildiğim Konya, turizmden yararlanma konusunda açgözlü davranmayarak doğru yolda ilerliyor.
Meşhur Mevlana şekeri ve Konya sarması da tatlı seçenekler arasında yer alırken, seyahatim lezzet durakları ile devam edecek…
Memleketimi gezip beğendiğiniz için teşekkürler.