Home Avrupa İtalya Milano’nun Kanal Kıyısındaki Eğlenceli Semti Navigli

Milano’nun Kanal Kıyısındaki Eğlenceli Semti Navigli

2
2344

Naviglio Grande Kanalı‘nın adını taşıyan Navigli Mahallesi, Milano‘da otantik İtalyan mutfağından yemekler sunan mükemmel restoranların yanı sıra küçük dükkanlar da bulabilecekleri gelişmekte olan bir bölge. İtalya‘nın turistik kenti Milano’da Meşhur Milano Katedrali’nin güneybatısında bulunan Navigli, birçok sanat stüdyosu ve ara sokaklarda gizlenmiş küçük galerileri ile de sanatsal bir mahalle.

Navigli’de Yapılacak Şeyler

1. Tekne turuna çıkın

Navigli bölgesine adını veren ve Milano’daki en eski kanal olan Naviglio Grande, şehir için yüzyıllardır büyük önem taşıyan bir sembol. 1177 ve 1257 yılları arasında inşa edilen 50 km’den uzun olan kanal, kentin muhteşem binalarını inşa etmek için kullanılan mermer bloklar gibi malların taşınmasında kullanılıyordu. Bugün, Naviglio Grande ve onu çevreleyen alan büyüleyici butiklere, galerilere, kafelere ve restoranlara ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında ziyaretçiler Alzaia Naviglio Grande’den her saat başı çıkan teknelerle ünlü kanal boyunca yaklaşık bir saat süren bir tekne turu yapabiliyor.

2. Bira tadımı turuna katılın

Navigli bölgesini keşfetmenin başka bir yolu da kentin popüler bira tadımı turlarından birine katılmak. İki buçuk saat boyunca turistler, yerel bira imalathanelerinin büyüleyici tarihini öğrenirken, aynı zamanda mahallenin zengin kültürü ve mirası hakkında daha fazla bilgi sahibi oluyor. Turlar Milano Porta Genova Tren İstasyonu’ndan başlıyor ve Navigli bölgesinin merkezine doğru ilerliyor. Bu tura katılarak Milano’nun tipik barlarının otantik atmosferinde yerel olarak üretilen çok çeşitli biraları tatma şansına sahip olabilrsiniz.

3. Bazilika Sant Eustorgio’yu ziyaret edin

Tarihi geçmişi 4. yüzyıla uzanan Basilica Sant Eustorgio, Milano’nun en eski kiliselerinden birisi. Üç kralın hatıralarını ve 13. yüzyıldan sonraki kalıntıları barındıran kilise Milano’daki Dominik yönetiminin ana merkezi konumundaydı. Muhteşem bir şapel olan Cappella Portinari, Sant Eustorgio’nun en dikkat çeken yeri. Bu şapelde Vincenzo Foppa’nın 15. yüzyıl fresklerini ve Giovanni di Balduccio’nun 14. yüzyıldaki Arca di San Pietro Martire’sini görebilirsiniz. Saint Eustorgio hem içeriden hem de dışarıdan oldukça etkileyici.

4. Deniz ürünlerinin tadına bakın

Milano kültürünü tanımanın ve yerel gelenekleri keşfetmenin en iyi yollarından biri otantik yemeklerin tadını çıkarmaktan geçiyor. Naviglio Grande’nin çevresindeki bölge, yalnızca geleneksel Milano mutfağı değil, aynı zamanda yerel halkla bir araya gelmek için harika bir yer haline getiren seçkin restoranlarla dolu. I Pesciolini, Naviglio Grande’nin kalbinde, uygun fiyatlarla lezzetli deniz ürünleri ve yerel balık spesiyaliteleri sunan mükemmel bir restoran.

5. Geleneksel aperitivoların tadını çıkarın

Ünlü İtalyan aperitivo evi olarak, akşamın erken saatlerinde tuzlu atıştırmalıklar eşliğinde bir kadeh şarap ya da hafif bir kokteyl içebilirsiniz. Milano akşam 17.00-19.00 saatleri arasında böyle bir içeceğin tadını çıkarmak için birçok güzel yere sahip. Manhattan Bar, geleneksel aperitif saati için harika bir yer, çünkü bar sadece mükemmel içecekler değil, aynı zamanda lezzetli yemekler de sunuyor. Buna ek olarak, Naviglio Grande’nin muazzam manzarasını izleyebileceğiniz harika bir açık oturma alanı bulunuyor. Aperitivo mantığında içeceğiniz içkinin ücretini ödeyip açık büfedeki yiyeceklerden sınırsız yararlanabiliyorsunuz.

6. Basilica di San Lorenzo’yu görün

Bazilika Sant Eustorgio’ya çok benzeyen Basilica di San Lorenzo’nun, tarihi 4. yüzyılın başlarına dayanıyor ve bu nedenle kentin en eski kiliselerinden biri olarak kabul ediliyor. Başlangıçta eski amfi tiyatro ve diğer büyük Roma bölümleri için kullanılan bloklardan inşa edilmiş olan kilise St. Lawrence’a adanmış. Kilise, 16. ve 20. yüzyılın başlarında kapsamlı bir restorasyon geçirmiş olmasına rağmen, kulelerinin yanı sıra şapelde de orijinal Bizans özellikleri muhafaza edilmiş. Basilica di San Lorenzo, ziyaretçilerin yüzyıllar boyunca ortaya çıkan farklı yapı stilleri ve tekniklerinin bir kombinasyonuna hayran olma şansını yakalayacakları gerçek bir mimari şaheser.

7. Parco delle Bazilikası’na uğrayın

Parco Papa Giovanni Paolo II olarak da adlandırılan Parco delle Bazilikası, Milano’daki ünlü Basilica di San Lorenzo’nun arkasında yer alıyor. Bu nedenle bu bölgeye bazilikaların parkı deniyor. Bir zamanlar halka açık asılma alanı olarak kullanılan park oldukça karanlık bir geçmişe sahip; ancak alan 1930’larda resmen bir parka dönüştürüldüğü için, bu sıralar güzel doğal manzarasıyla ünlü. Parco delle Bazilikası, özellikle akçaağaç gibi çeşitli ağaç türleri barındırıyor.

8. Naviglio Grande’de gün batımını izleyin

Bir zamanlar şehrin ve çevresinin en önemli ulaşım yolu olan Naviglio Grande, yakınlarda yer alan restoranlara, bağımsız kafelere ve yerel halkı tanıtan seçkin sanat galerilerine ev sahipliği yapan şehrin özellikle canlı bir kısmına dönüştürülmüş. Birçok şık bardan birinde aperitivo’nun tadını çıkarırken, gün batımının izlemek için mükemmel bir yer. Kanalın nefes kesen manzarası uzun süre aklınızdan çıkmayacak.

9. Sanat galerilerine göz atın

Milano’nun en gözde bölgelerinden biri olan Navigli bölgesi, sanatseverlerin cenneti. Bölge, sanatı seven ve küçük galerileri keşfetmekten hoşlanan herkes için mutlaka görülmesi gereken bir yer. Galerilerin çoğu tanınmış sanatçıların etkileyici sanat eserlerini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda genç yerel yeteneklere çalışmalarını daha büyük ve giderek daha uluslararası bir izleyici kitlesine tanıtma fırsatı sunuyor. Milano’daki tasarım haftaları boyunca ziyaretçiler dış mekânda fotoğrafçılık ve çağdaş sanat sergileri bulabiliyor.

10. Vintage butikleri dolaşın

Avrupa‘nın moda başkenti olan Milano, dünyanın en prestijli tasarımcılarına ve ünlü moda markalarına ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte, hala en popüler alışveriş caddelerinin karmaşasından uzak, vintage modasını tanıtan küçük dükkanlar var. Ripa di Porta Ticinese’de bulunan Pourquoi Moi, bu harika mekânlardan biri. Pourquoi Moi, öncözellikle 1960’lı ve 70’li yılların önde gelen klasik parçalarını satıyor; ayrıca mükemmel bir ayakkabı, çanta ve diğer aksesuar yelpazesi bulunuyor.

2 Yorumlar

  1. Milano’yu gezdiğim halde bu güzel mahalleyi gözden kaçırmışım. Milano deyince aklıma Duomo Katedrali ve bitişiğindeki Galleria Vittorio Emanuele alışveriş merkezi geliyor hemen. Sanırım klasik bir turist gibi gezmişim orayı, biraz da zamanın dar olmasından dolayı. Kanal, katedraller ve yeme-içme yerleri harikaymış. Tanıtım için teşekkürler.

Cevap Ver

Please enter your comment!
Please enter your name here