Her bulduğu fırsatı seyahat ederek değerlendiren Alper Tolga Selimoğlu, dünyanın birçok noktasına adım attı. Deneyimlerini ‘Ne Gezdik’ isimli web sitesinde paylaşan seyyah, aynı zamanda yerel tatların izini sürüyor.
Son 15 yıldır, yılda en az 3-4 kez yurt dışı, defalarca kez de yurt içinde seyahat eden Alper Tolga Selimoğlu, profesyonel yaşantısının yanına seyyah kimliğini de ekledi. Çevresindekilerin her seyahat dönüşünde ‘ne kadar çok gezdin’ sözleri ile karşılaşan Selimoğlu, bu yüzden deneyimlerini ‘Ne Gezdik’ ismiyle paylaşmaya karar vermiş. Selimoğlu, seyahat etmeyi ‘Gezip yeni yerler gördükçe, yeni lezzetler tadıp farklı insanlarla tanıştıkça insan hayattan daha bir keyif alıyor’ sözleriyle anlatıyor.
Seni çok kısa tanımak istesek?
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık bölümünü bitirip yine İTÜ’de yüksek lisans yaptım ve Yüksek Mimar oldum. Finans konularına ilgim olduğundan kısa süre deneyim edinme amacıyla Garanti Bankası MT programına başvurdum. Ama aslında 2 yıl olarak planladığım bankacılık kariyerim Garanti Bankası ve Akbank’ta tam 15 yıl sürdü. O yıllarda yurt içinde çok sık iş seyahatlerim oldu. Avrupa ülkeleri ve ABD’ye eğitim ve konferanslar için gittim. Yine bu dönemde Sabancı Üniversitesi Executive MBA yüksek lisans programını bitirdim. Artık farklı alanlarda da çalışmak istediğimden bir süre arkadaşımın şirketinde web sitesi, iOS ve Android uygulamalar gibi dijital işler yapmaya başladım ve Proje Yöneticisi olarak Başbakanlık Tanıtma Fonu desteğiyle turistlere İstanbul’u tanıtmak için hazırlanan www.101istanbul.com portalını hazırladım. Aynı anda kişisel blogum www.NeGezdik.com ile ilgilenme fırsatı da buldum. Eylül ayından beri ise Avrupa’nın en büyük ve dünyanın sayılı projelerinden biri olan Midwood İstanbul Film Studio Complex’te Finans ve Pazarlama işlerinden sorumluyum. Farklı ünitelerden oluşan Midwood Stüdyoları gibi dev bir projede hem CFO hem de CMO olarak görev yapıyor olmak son derece heyecan verici.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
Eskiden beri diğer ülkeleri, insanlarını, kültürlerini ve yemeklerini çok merak ederdim. Çocukken atlas ve ansiklopedilerden farklı ülkelere bakar, değişik kentlerde geçen filmleri ve belgeselleri ilgiyle izlerdim. Yaz tatili güneş, deniz, kum anlayışı dışında ailece gezmeye, keşfetmeye ve fotoğraf çekmeye çok meraklıydık her zaman. Tarih, arkeoloji gibi konular ile birlikte doğa sevgisi de sanırım aileden geliyor.
İş için yurtiçinde çok sık seyahat etmem gerekti ve böylece toplam 71 ilimize defalarca gitmiş oldum. 3-4 gün izin ya da bayram dönemlerinde Avrupa, 1 haftam varsa ABD, Uzakdoğu veya Güney Amerika ülkeleri gibi uzak destinasyonlara gittim. 43 ülke ve 209 kenti gördüm ama pek çok yere defalarca gittim. Örneğin ABD tüm Avrupa kadar büyük bir ülke ve Grand Canyon’dan Florida’daki mercan adaları Key West’e kadar görülecek o kadar çok yeri var ki toplamda 16 kez gittim Amerika’ya. Yine Londra ve Paris gibi kentlere neredeyse her yıl gidiyorum, hem çok sevdiğim hem de yeni trendleri yakından takip edebilmek için. Seyahat ettikçe insan daha çok gezmek ve görmek istiyor. Sanırım Üniversiteden sonra yakın arkadaşlarımla birlikte yaptığım yurtdışı seyahatler sonrasında seyahat etmek bende tutkuya dönüştü. Arkadaşlarımla birlikte Paris’teyken Moskova planı, Uruguay’dayken Hawaii planı yapıyoruz, Sürekli olarak yeni geziler planlamak en büyük keyfimiz. Bence para ile satın alınabilecek en iyi şeyler mal mülk değil, deneyimler. Seyahatlerin hepsi inanılmaz güzel anılar bırakıyor insanda. Yıllarca hatırladığımız, heyecanla anlattığımız, fotoğraflarına bakıp yine oralara gitmiş gibi olduğumuz harika seyahatler yapmak gibisi yok kesinlikle.
Deneyimlerini Ne Gezdik ismiyle paylaşıyorsun. Bu isim nasıl oluştu?
Son 15 yıldır her sene en az 3-4 kez yurt dışı, defalarca yurt içi geziye çıkıyorum. İnsanlar sürekli olarak bana ‘vay be ne gezdin’ diyordu, biz de arkadaşlarımla ‘yine ne gezdik bu sene gerçekten’ diye konuşuyorduk. NeGezdik ismi hem ‘Çok gezdik!’, hem de ‘Nereleri gezdik?’ anlamında aklıma geldi. Instagram ve web sitesi için isim düşünürken o yüzden ‘NeGezdik’ adını seçmiş oldum.
NeGezdik.com bloguna girenleri neler bekliyor?
Web sitemde yurt dışı ve yurt içi gezilerim, İstanbul, Türkiye ve dünyanın farklı yerlerinden restoran paylaşımlarım bulunuyor. Özellikle sosyal medya çok yoğun kullanıldığından ben de paylaşımlarımı ağırlıklı olarak @NeGezdik Instagram hesabımdan yapıyorum. Fotoğraf çekmeyi ve güzel fotoğraflar paylaşmayı seviyorum. Instagramda çok yabancı takipçim olduğundan Türkçe dışında İngilizce açıklama da yazıyorum. Yeni açılan mekanlar, restoranların değişen menüleri, konaklama için en iyi alternatifleri oluşturan oteller, festival ve etkinlikleri de paylaşıyorum. Beğenmediğim yerleri ise kesinlikle paylaşmıyorum. NeGezdik tamamen benim favorilerim olan seçkilerden oluşuyor. Yani sadece en iyi mekanlar, restoranlar ve mutlaka görülmesi gereken yerler bulunuyor NeGezdik’te. Instagram dışında Facebook, Twitter ve Snapchat hesaplarım da yine NeGezdik olarak takip edilebilir.
Özellikle yeme-içme ve mekanlar konusunda aktifsin. Yeme-içme merakın nereden kaynaklanıyor?
Bu da sanırım aileden geliyor. Çünkü bizim evde her zaman farklı yemekler pişerdi. Annem öğretmendi ama kendi tariflerini de üreten inanılmaz iyi bir aşçıydı. Yemeğe misafir geldiğinde iki çeşit çorba, onlarca çeşit başlangıç ve ana yemek yapardı. Kalabalık bir aileyiz ve geniş masalarda yenilen uzun yemekler bizim için ayrı bir keyif. Ben de her zaman değişik lezzetlere açık oldum.
Gezmenin temel amaçlarından biri de bana göre yeni lezzetler tatmak. Ülkemizdeki her yörenin ve yurtdışında gittiğim ülkelerin yerel yemeklerini mutlaka denerim, hatta sırf o yemekleri yemek için seyahate bile giderim. Daha 2006 yılında, öğlen ve akşam sadece Michelin yıldızlı restoranlarda yemek yediğimiz 5 günlük bir Güney Fransa seyahatine çıktık mesela. Baklava Gaziantep’te, muhlama Karadeniz’de, künefe Antakya’da, cağ kebabı Erzurum’da, kumru İzmir’de, mantı Kayseri’de güzel. Benim için Teksas hamburger, Japonya sushi, Fransa kruvasan ve pasta, Belçika bira ve midye demek. Uzakdoğu, Hint, Fransız ve İtalyan mutfakları Türk mutfağı dışında en sevdiklerim arasındadır.
[button color=”” size=”” type=”square” target=”” link=””]
En’leri & İlk’leri
En sevdiğin yurt içi destinasyon: İstanbul Boğaz Semtleri ve Ege Kıyıları
En sevdiğin yurt dışı destinasyon: Japonya ve Brezilya
Şu an bileti olsa gideceğin ilk yer: Cape Town, Güney Afrika
En son seyahat ettiği yer: Arabayla Teksas turu ve Las Vegas, ABD
[/button]Seyahatlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?
Çok fazla ilginç hatıram var diyebilirim özellikle Tayland, Brezilya ve Las Vegas’ta. Ama Hawaii seyahatim unutamadığım anlarla dolu. 2 arkadaşımla birlikte Los Angeles üzerinden gittiğimiz Hawaii’de Hanauma Körfezi’nde şnorkel yaptığımız mercan resifleri, Lost dizisinin çekildiği uçsuz bucaksız kumsallar ve palmiye ormanları ile dünyanın en büyük ananas tarlalarından çok etkilenmiştik. Hawaii’den sonra gittiğimiz Las Vegas’tan dönüş uçağımız rötar yapınca Los Angeles-İstanbul uçuşunu kaçırıp havalimanında öylece kalakalmıştık. Bir gece havalimanı otelinde kalıp ertesi güne bileti ayarladıktan sonra Los Angeles sahillerinde güzel bir gün geçirip, bu olumsuz durumu bile eğlenceli hale getirmiştik. Seyahate çıkınca insanın başına her şey gelebiliyor, her şekilde tadını çıkartmayı bilmek lazım.
Son olarak söylemek istediklerin?
Seyahat etmek kesinlikle ertelenmemesi gereken bir ihtiyaç bence, çünkü yıllar akıp geçiyor ve dünyayı görmek için işlerin bitmesini ya da emekliliği beklememek gerek. Geçen her sene aslında keşfedilecek yeni yerler ve insanlar demek. Gezip yeni yerler gördükçe, yeni lezzetler tadıp farklı insanlarla tanıştıkça insan hayattan daha bir keyif alıyor. Yaptığım tüm gezilerde pek çok harika deneyim edindim ve bunlar hayatımın en güzel anlarını oluşturan paha biçilemez hatıralara dönüştü.
Çok önceden planlamaları yaptığınız sürece, uygun bütçelerle güzel seyahatlere çıkmak mümkün. Bana nasıl bu kadar çok geziyorsun diye çok soru geliyor. Hayata dair önceliklerin ortaya konması meselesi tamamen. Yeni bir akıllı telefon veya salona oturma grubu almak yerine Avrupa’da iki veya yurt içinde 3-4 tatil planı yapmalarını öneriyorum herkese.