Aile bağlarının güçlü olduğu dönemler çocukların küçük olduğu dönemler oluyor nedense…
Küçüklüğümüzde birçok akrabamızla daha sık görüşür, ev gezmeleri haftada en az iki gün türlü bahanelerle gerçekleştirilirdi. İlişkiler daha sıcak ve samimiydi.
Bu yüzden küçüklüğümde sık sık gittiğim ve anneannemin vefatına kadar hayatını sürdürdüğü Çandarlı’nın önemi büyük bende. İki üç aile toplanıp bir araya gelip gittiğimiz beldenin, geçmişi ile bugün geldiği noktayı fazla uzun sayılmayacak ömrümde bizzat yaşadım.
Denizin olduğu yerlerdeki inanılmaz gelişmelerin, tatil anlayışımızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Güneş, kum ve deniz üçlüsü bir araya gelince; keşfedilmemiş her yer istila edilerek doğallığından uzaklaştırılıp ”markalaştırılıyor”. Geçmişte Bodrum’un yaşadığı durumu Çeşme’de yaşamadı mı?
Küçüklüğümün köyü Çandarlı, günümüzün gelişmiş beldelerinden. İleride ilçe olur mu bilmem ama eski Çandarlı şimdikinden çok farklıydı.
Daha da eskilere gidersek…
Çandarlı’nın tarihi yakın tarihimizde Osmanlı Devleti’ne 1400’lere dek gidiyor. Çandarlı’nın ilk kuruluşu ise M.Ö. 2 binlere…
II. Murad’ın iki defa tahttan çekilerek Manisa’ya yerleşmesiyle beraber onun vezir-i azamı Çandarlı Halil Paşa’da mecburen Manisa’ya yerleşmiş.
Çandarlı’nın meşhur kalesi de bu tarihi olayla şekillenmeye başlamış. Tarihi belgelerde her ne kadar Cenevizliler tarafından inşa ettirildiği belirtilse de halk Çandarlı Kalesi konusunda farklı düşünüyor.
Söylenenlere göre Çandarlı Halil Paşa sıkıntılı Manisa günlerinde II. Murad’a yönelik dışarıdan gelecek saldırılara karşı günümüzde hala tüm heybetiyle ayakta duran Çandarlı Kalesi’ni inşa ettirmiş.
Kalenin inşasından sonra ise; bu dönemde yoğunlaşan deniz savaşları ve Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda sıkıntılı günleri yaşamasıyla beraber padişahı ikna eden Çandarlı Halil Paşa II. Murad’ın tahta geri dönmesini sağlayan kişi olmuş.
Çandarlı’nın ismide rivayetlere göre buradan geliyormuş. Bir başka deyişle yarımada üzerine kurulan Çandarlı, Osmanlı vezir-i azamından adını almış.
Son adını Osmanlı’dan alan Çandarlı’nın M.Ö. 2 binli yıllardaki ismi ise Pitane’ymiş.
Amazon söylencesinde geçen kadının ismi olan Pitane aynı zamanda “suyu bol” anlamına geliyormuş.
Kentin ne zaman kurulduğu kesinlik kazanmamakla beraber tarihi Helen öncesine kadar inmekteymiş. Büyük olasılıkla Luwiler tarafından kurulmuş. İlk çağda ismi geçmeyen kent M.Ö. 88’de Romalılarla savaşarak Batı Anadolu’yu ele geçiren Pontus Kralı Mithridates Eupator zamanında kendisinden söz ettirmiş.
Yarımada da güçlü rüzgârları ve masmavi soğuk deniziyle kışın 4 bin yazın ise 15 bin nüfusa ulaşan Çandarlı’nın macerası Amazonlar’dan Pontuslara, Osmanlı’dan günümüze bu şekilde gelişmiş.