Savaşta Yenildiler Gururlarına Yenilmediler: XANTHOS

0
1160

Milattan önce 8. yüzyıla kadar giden geçmişi ile Antik Yunan’ın sarışın atı Xanthos ardında bıraktıklarıyla önemli mesajlar veriyor bizlere…

ksanthos (1)

Fethiye ile Kaş arasında Türkçeleşen ismi ile Kınık beldesinin yakınlarında, sarp kayalıkların yanıbaşında, Eşen Çayı’nın geçtiği istikamette kurulmuş bu şehir aynı zamanda Likya Birliği’ne başkentlik yapmış, Troya Savaşı’na katılmış, Suriye Krallığı ile Rodos’un egemenliğine girmiş, Bizans döneminde önemli bir psikoposluk merkezi olmuş tarihinde.

ksanthos (4)

Toplu İntihar

M.Ö. 545 yılında Pers İmparatoru Harpagon’un savaş ilan ettiği Xanthos’da yaşananlar, Heredot’un anlatımıyla gözlerimizin önüne geliyor:

“Pers ordusu, başında komutanları olduğu halde Xanthos Ovası’na indiği zaman, Xanthoslular bitmez tükenmez kuvvetlere karşı az sayı ile dövüştüler, yiğitlikte nam saldılar, ama yenildiler, kentlerine geri atıldılar, kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurdular. Alttan, yandan ateşe verdiler. Öyle ki yangın kaleyi yerle bir etti. Bundan sonra birbirlerine korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana saldırdılar ve Xanthos’ta oturanların tümü de savaşarak öldüler.”

Savaş sırasında şehrin dışında bulunan bölge halkı intiharla beraber tamamen yanan şehri tekrardan inşa ederek yaşama geri dönmüş. Geri dönenler kaybettikleri için şiirler yazmış, ağıtlar yakmış…

“Evlerimizi mezar yaptık, mezarlarımızı ev.

Yıkıldı evlerimiz, yağmalandı mezarlarımız.

Dağların doruğuna çıktık, toprağın altına girdik.

Suların altında kaldık, gelip buldular bizi.

Bozdular birliğimizi, alt üst ettiler bizi.

Yakıp yıktılar, yağmaladılar bizi.

Biz ki; analarımızın, kadınlarımızın ve ölülerimizin uğruna.

Biz ki; onurumuz ve özgürlüğümüz uğruna.

Toplu ölümleri yeğleyen bu toprağın insanları.

Bir ateş bıraktık.

Hiç sönmeyen ve sönmeyecek olan…”

ksanthos (2)

Sen de mi Brütüs?

Bulunduğu konum sebebiyle savaşlar ve akınların uğrak noktası olan Xanthos (Ksanthos) Roma döneminde M.Ö. 42 yılında bu kez Brütüs’ün işgaline uğrar. Brütüs Lykia Akropolü’nü yerle bir ederek Xanthosluları kılıçtan geçirir. Xanthoslular Brütüs’e teslim olmamak için yine topluca intihar ederler. Kucağında çocuğu ile bir kadının ateşe atladığını gören Brütüs çok üzülür ve askerlerine, Xanthosluları kurtaranları ödüllendireceğini söylerse de çok geç kalır. Hemen bir yıl sonra ise Marcus Antoninus, Brütüs’un açtığı yaraları sarmak için Xanthos’a elini uzatır ve şehri yeni baştan imar eder. Roma İmparotoru Vespasianus da bu şehre dostça davranır ve adına bir tak dikilir.

Bergama Asklepion ile birlikte topraktan (kiremit) kanalizasyon sistemine sahip olan şehir unvanını da o yıllarda elinde bulunduran antik kent nice savaşlar, akınlar ve yangınlar görmüş. Tıpkı Efes’te yaşandığı gibi Arapların akınlarıyla beraber Xanthos kendi halkı tarafından terk edilmiş ve günümüze bir kültür mirası olarak kalmış.

ksanthos (5)

Xanthos’u ilk defa 1838 yılında Ch. Fellows keşfetmiş. Bu kişi bütün rölyefleri ve büyük mimari parçaları sökerek, Patara’ya yanaşan harp gemisiyle Londra’ya taşımış. Bugün British Museum’un Lykia salonunda buradan götürülmüş olan birçok eser sergilenmektedir.

ksanthos (3)

1987’den Beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde…

1987’de hemen yakınında bulunan Letoon dini merkeziyle birlikte UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen şehir, İngilizlerin eserleri çaldığı günlerden çok bir şey atamamış üzerinden.  Osmanlı döneminden bu yana çok değişiklik göremeyen kent bölge halkı ve bir takım defineciler tarafından adeta yağmalanmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koruma çabaları çok fayda etmese de bölgede arta kalan az sayıdaki kalıntı o dönemi yansıtmaya yetiyor.

ksanthos (6)

Derme çatma barakalar, bakımsız tuvaletler ile bezeli antik tarihi alan turizm adına hizmet vermeye bu şekliyle hiç yakışmıyor. Kim kime dum duma mantığı ile elini kolunu sallayan herkesin kalıntıların içine girdiği bölgede kontrol mekanizması hala oluşturulamamış. Bekçiyi göremediğimiz alanda bekçi için hazırlanmış kulübe deyim yerindeyse Allahlık.

Bölgeden İngilizler tarafından kaçırılamayan Letoon’un çocukları olan Artemis ve Apollon’un heykelleri her ne hikmetse Türkiye’de kalabilmiş…

Xanthos savaşta mağlup olan ancak gururlarına yenilmeyen bir halkın şehri olarak ölümsüzlüğünü koruyor. Biz onu ne kadar koruyoruz meçhul.

Önceki İçerikKralın kızını ikiye böldüğü tiyatro: Aspendos
Sonraki İçerikWork And Travel Programı Nedir?
A.Buğra Tokmakoğlu
Gözlem yapmayı, izlemeyi, yeni yerler keşfetmeyi, şehirlerde insanların içine karışmayı seven biri. Eğitimli muhabir. Gördüklerini, hissettiklerini, deneyimlediklerini yazmaktan keyif alıyor.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz