Şehirlerdeki ilk izlenim

2
95

Kentler özellikle otogar, tren garı ve havaalanlarının bulunduğu bölgelerine özel bir bakım sunmak zorundadırlar. Kentlere dışarıdan gelen misafirler, kısa süreli ziyaretçiler ya da turistlerin kentlere adım attıkları ilk nokta havaalanları, tren garları ya da otogarlardır.

S5001676

OTOGARLAR

Türkiye’de kentlerin geneline baktığımız zaman karayolu ve petrole bağımlı bir ülke olmamız gerçekliğini tüm çıplaklığı ile görüyoruz. Bu çıplak bakışa ilk çarpan ise haliyle otogarlar oluyor. Namı değer “şehirlerarası otobüs terminalleri”. Bu terminallerin büyükşehirlerde olanları hariç büyük bir kısmı belediyelerin idaresinde. Büyükşehirlerde ise Anonim Şirket yapılanmasına rastlıyoruz.

Otogarlarımızın büyük bir kısmı içler acısı halde, soğuk renklerle boyalı, bakımsız, karmakarışık hallerde. Çevresinde trafik sorunu olan zamanla kentin göbeğinde kalan yerler bunlar. Anadolu’nun birçok yerindeki otogarlar büyükşehirlerden daha iyi. Gelişmiş ülkelerde otogar ve havaalanı ile şehir merkezleri arasında doğrudan metro ulaşımı sağlanmış. Ülkemizde İstanbul dışında bundan söz etmek çok güç.

S5001679

HAVALİMANLARI

Havaalanlarına gelince son dönemde özel sektörün yap, işlet, devret modeli ile aldığı havaalanlarımız pırıl pırıl. İstanbul Atatürk ve Antalya Havalimanları Türkiye’nin en yoğun yolcu akışının olduğu havalimanları. İzmir Adnan Menderes ve Ankara Esenboğa Havalimanları da pırıl pırıl görünümden nasibini almışlar.

Havalimanı şehir merkezi arasında tekel konumunda olan HAVAŞ’ın egemenliği ise UKOME kararıyla sona ermişti. Artık belediyeler belediye otobüslerini havalimanlarına yönlendirme hakkına kavuşmuşlardı. Durum böyle olunca rekabet sağlandı, yolcu taşıma ücretleri inerken sefer sayıları arttı.

Türkiye’de ulaşım denildiğinde en bakımlı yerlerin havalimanları olduğunu söylemek yanlış olmaz haliyle. Ancak bu birkaç büyük havalimanımız dışında kalan havalimanları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Daha ulaşmaları gereken uzun yollar var.

Havalimanlarını şehre bağlayan arterlerde pırıl pırıl. Gelenin gidenin şehri ilk gördüğü bu yollarda insanın içi açılıyor. Şehre ısınıyor. Otogarların çevresindeki o soğuk karmaşa buralarda yok.

DEMİRYOLLARI

Demiryolları ise yıllar yılı ihmal edilen ulaşım türümüz. Cumhuriyetin ilk 10 yılından sonra ulaşım planlarına dahil edilmeyen demiryolları son dönemde hızlı tren hamleleriyle tekrar gündeme geldi.

En ucuz ve güvenli aynı zamanda kullanılan teknolojiye bağlı olarak hızlı da olabilen demiryollarını uygun şartlar sağlandığında vatandaşlarda kullanmaya hevesli.

Ancak ülke genelinde tren garlarına baktığımızda tren garları ve çevresi genellikle kentlerin en alt seviyedeki kısmına hitap eder görünümde. Barlar, pavyonlar, düşük seviyeleri eğlence mekanları garların çevresinde kümelenmiş durumda. Fuhuş otelleri olarak tabir edilen otellerden bahsetmiyorum bile.

Durum böyle olunca tren garlarından bir şehre giren yolcuları karşılayan ortam da pek şık ve huzur sağlayan bir biçime bürünmüyor.

Garlar ve çevrelerinin de ciddi düzenlemelere ihtiyacı var.

DENİZYOLLARI

Denizyollarının ulaşımımızdaki payının oldukça küçük olması ve Türkiye’de şehirlerarası ulaşımda pek kullanılamıyor olması denizyollarının önemini azaltmış durumda.

Anadolu kentleri arasında deniz olmadığından deniz ulaşımı mümkün değil ancak özellikle İDO’nun Marmara Denizi’nde yaptığı taşımacılık takdire şayan. Bu ulaşımda iskelelerin bakımlılığı ve düzenini de unutmamak lazım.

Ege ve Akdeniz’deki yurtdışı ulaşımı sağlayan limanlarımız da turizme büyük hizmet veriyor. Yine bu limanların işletmeleri ve bakımlılıkları ülkemiz imajı adına olumlu bir tablo çiziyor.

Sonuç olarak tren garları ve otogarlara biraz çeki düzen verirsek önemli olan ilk izlenimleri de bir nebze olsun düzeltmiş oluruz.

 

2 Yorumlar

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz