Birkaç günlük kısa seyahatler için bile tekerlekli valizini yanından ayırmayan biri için sırt çantalı seyahat fikri fazlasıyla ürkütücü olabiliyor. Çanta düzeni, yanına alınacakların eksiltilmesi, fotoğraf makinesi, bilgisayar, ayakkabı derken ‘neyi nereye koyacağım endişesi’ seyahate günler kala içinden çıkılmaz bir hale sokuyor her şeyi.
Toplam 10 gün süren Avustralya seyahati, benim için sırt çantalı seyahat konusunda ilk ciddi tecrübe oldu. Çoğu zaman valize sığmayan ve valizi bir sırt çantası, bir de bilgisayar çantası ile destekleyen birinden söz ediyorum. Durum böyle olunca kara kara düşünmeye başladım.
Sırt çantası ile seyahat konusunda fazlasıyla deneyimi olan ve kendisini ilk tanıdığım günden itibaren bulunduğu her yere minik bir sırt çantası ile giden Yolda Olmak Kurucusu, Seyahat Yazarı Kemal Kaya‘dan destek almak şarttı. Birlikte çıktığımız Avustralya yolculuğu öncesinde bir araya gelerek 40 litrelik sırt çantasını bana emanet etti. Birkaç ipucu bilgiyi de alarak evime döndüm.
Qatar Airways‘in İstanbul-Doha-Adelaide güzergahında, aktarmalarla birlikte 19 saate yaklaşan uzun yolculuğuna saatler kala 40 litrelik sırt çantasıyla yapayalnız kaldım. İşin ilginç yanı çantamı hazırlarken Kemal Kaya’nın kendi çantasını bana vermesi nedeniyle yalnızca 20 litrelik bir çanta ile bu uzun yolculuğu yapacak olmasıydı.
Sırt Çantamda Neler Var?
Dünyanın öte ucundaki bir ülkede, 10 günlük bir sürede kıyafet, yeme-içmeye destekleyici bir şeyler, fotoğraf makinesi ve bilgisayar gibi ekipmanların hepsini sığdırmaya çalıştığım çantamı yerleştirmeye başlarken, Kemal Kaya’nın söylediklerini tekrar ederek bir düzen tutturmaya çalıştım.
Avustralya’ya gideceğim dönemin sonbaharın sonu ile kışın başlangıcına denk gelmiş olması kıyafet seçiminde yağmurluk, şemsiye ve uzun kolluların da taşınmasını zorunlu kıldı.
Üzerime giydiğim tişört, pantolon, iç çamaşırı, çorap, ayakkabı ve sweatshirt ve deri ceket dışında çantama yerleştirdiğim şeyler şunlar oldu: Boxer (3 adet), pantolon (1 adet), tişört (3 adet), çorap (3 adet), ince eşofman altı (1 adet), diş macunu, diş fırçası, parfüm (50 cc), roll on, parmak arası terlik (1 adet), MacBook Air (13 inç), Nikon D5000 fotoğraf makinesi, not defteri, kalem, pet şişe su (500 ml), kuru meyve (3 paket), kraker ve tatlı atıştırmalıklar (8-10 adet).
Tüm bu malzemeleri sırt çantasına yerleştirirken oldukça zorlandım haliyle. Daha önceleri büyük boy valizlere yayılma imkanı bulan biri için tüm bu süreç adeta eziyete dönüştü. Çantanın en üzerine fotoğraf makinesini de yerleştirince fermuarını kapatmak bile oldukça zorladı.
Yaşadığım zorluk ve sıkıntıyı anlayan Kemal Kaya’nın müdahalesi ile İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ndeki yolcu banklarında sırt çantası nasıl yerleştirilir eğitimini uygulamalı olarak almış oldum.
Uzun yolculuklarda sırt çantası nasıl yerleştirilir?
İster kısa ister uzun süreli bir yolculuğa çıkın, sırt çantasını yerleştirme mantığı çok farklılık göstermiyor. Sadece kalacağınız süreye bağlı olarak çantanızın boyutunun artma ihtimali var. Sırt çantalarının hacmi ‘litre’ cinsinden ifade ediliyor. 10 günlük Avustralya seyahatimde ben 40 litre, Kemal Kaya ise 20 litrelik bir sırt çantasıyla dolaştık.
Sırt çantasının içerisinde, çantanın önü ile arkasını birbirinden ayıran bir bölüm var. Bu bölümün arkasına denk gelen kısma özel koruma kılıfı olan bilgisayarınızı yerleştirerek işe başlayabilirsiniz.
Üzerimdekiler hariç her şeyden en fazla 2 parça almam yönündeki uyarısına rağmen; içim rahat etmeyip birer parça fazla aldığım için minik bir azar yiyorum yerleştirme esnasında Kemal Kaya’dan.
En son ihtiyaç duyulan büyük parçaların çantanın en altına yerleştirilmesi gerekiyor. Bu yüzden kot pantolonumu kare biçiminde katladıktan sonra çantanın zeminine yerleştiriyoruz. Poşet içerisindeki parmak arası terlik de çantanın dibinde. Pantolon dışındaki tüm kıyafetleri (tişört, boxer ve çoraplar) rulo haline getirip çantanın dört bir köşesine dik ve yatay şekilde yerleştiriyoruz.
Bu şekilde ortada geniş bir alan meydana geliyor. Tüm boşluklar çoraplarla doldurulduktan sonra çantanın üzerinde kalan geniş yere fotoğraf makinesi ve diğer boşluklara dikkatlice sarılan şarj cihazı ve kablolar yerleşiyor. Çantanın ön bölümündeki fermuarlı yere temizlik malzemeleri giriyor.
Benim gibi acemileri bir konuda da uyarmak lazım. Gideceğiniz yerde hamallık yapmamak için şampuan, duş jeli ve diş macunu gibi zorunlu temizlik malzemeleri için seyahat boyunu tercih edin. Daha önce kaldığınız otellerden alacağınız küçük parçalar da bu işi görebilir. Diş macunu için de yine mümkün olan en küçük boyu taşıyın. Dönüşte bu parçalardan atarak kurtulabilirsiniz.
Uzun yürüyüş ve tek bir yere bağlı konaklamanın olmadığı seyahatlerde sırt çantası sürekli size eşlik ediyor. Bu yüzden en küçük bir ağırlık bile uzun yürüyüşlerden sonra işkenceye dönüşebiliyor. Tüm hava durumu ve yağmur ihtimaline karşı yağmurluk ve şemsiye almama yönünde bir riski de kabul etmiş olarak Avustralya’da yağmur altında ıslanarak kendimi cezalandırdım.
Tek sırt çantası ile seyahat etmek gittiğiniz her yerde özgürleşmenize, daha rahat ve endişesiz bir yolculuğu beraberinde getiriyor. Yanınızda büyük çanta ve valiz olmadığından hediyelik eşya ve anı objelerine dalıp bolca alışveriş yapmayı da engelliyor bu minimal yaklaşım.
Çok güzel bir yazı olmuş 🙂
Gezmeyi çok sevip, her fırsatta yollarda olan birinin handikaplarından birini yaşıyorum ben de ve valiz hazırlamaktan hiç hoşlanmıyorum, ki bu aşamaya geçmem epey imkansız gibi duruyor. 🙂 birkaç kez sırt çantasıyla çıktım da yola, zaten dağılıyorum her seferinde, sırt çantasını toplamak işkence. Ben valizimle mutlu olmaya devam edeceğim galiba, ama bu gerçekten çok ilginç bir deneyim olmuş, zevkle okudum 🙂
Sırt çantasının en büyük derdi senin de dediğin gibi dağıldıktan sonra yeniden toplamak. O kısmı halledebilirsen gerisi oldukça kolay 🙂
🙂 Çok eğlenceli bir deneyim olmuş gibi duruyor. En azından ben okurken bol bol gülümsedim.