Seyahat hayatımın tam merkezinde. Çocukluk günlerinde aile ile başlayan uzun yolculuklar bugünlerde bazen yalnız ve sırt çantalı bazen de arkadaş grubuyla bol keyifli ve eğlenceli anılar biriktirmek için fırsat yaratıyor.
Şimdiye kadar yurt içi ve yurt dışı seyahatlerde kullandığım otomobil, tren, uçak, feribot, kruvaziyer gemi gibi ulaşım araçlarının yanına bu kez tırı ekledim. Kendine has kültürü ile sinema ve edebiyata yansıyan, gündelik hayatta zaman zaman esprilere konu olan tır ile uzun yol deneyimlemek için Borusan Holding‘in inovatif uygulaması Elektronik Taşımacılık Ağı’nın (eTA) öncülük ettiği bir sefere konuk oldum.

Henüz 24’ünde olan tır şoförü İbrahim Ethem Şeflek ile İzmir Işıkkent’teki buluşma noktasında bir araya geldik. İki ön lisans bitiren Dış Ticaret ve Lojistik mezunu Ethem, aileden gelen bir geleneğin temsilcisi olarak kendi şirketindeki tır operasyonlarını yönetiyor. Zaman zaman tırın direksiyonuna geçip yük taşımacılığı yapan Konyalı Ethem, işlerin sağlıklı yürüyebilmesi için İstanbul’a yerleşmiş.
Yollarda olmaktan büyük keyif aldığını ve aslında eğlenceli olduğu için bu mesleği tercih ettiğini söyleyen Ethem’le daha ilk dakikadan itibaren tır şoförlüğü, lojistik sektörü ve yük taşımacılığı hakkında uzun uzun konuşuyoruz. Yolculuğun ayrıntılarına girmeden önce, beni Ethem’le aynı araçta buluşturan Elektronik Taşımacılık Ağı’nda (eTA) söz edeceğim.
Elektronik Taşımacılık Ağı (eTA) nasıl bir şey?
Türkiye‘de lojistik sektöründe bir ilki gerçekleştiren Elektronik Taşımacılık Ağı (eTA) ile yıllardır bir türlü çözüm bulunamayan birçok sorun tek bir uygulama ile tarihe karışmış. KOBİ’lere internet üzerinden, nakliyecilere ise mobil teknolojileri kullanarak büyük avantajlar getiren sistem sayesinde KOBİ’lere yüklerini taşıyacak güvenilir, sigortalı, maliyet avantajı yaratan, 7×24 izlenebilen nakliye hizmeti sağlanırken; kamyoncu esnafına iş sürekliliği, maliyet avantajı ve verimlilik kazandırılıyor.
KOBİ’lerden yüklerinin taşınmasıyla ilgili teklif bir gün öncesinde geliyor ve genelde bir ya da iki araç ihtiyacı oluyor. Küçük nakliyecinin en büyük sorunu ise aldığı işin ardından gittiği kentten boş dönmek. eTA, nakliye ihtiyacı olan KOBİ ile TIR ve kamyon şoförlerini buluşturuyor. Bunun için küçük nakliyecinin android telefon kullanması, uygulamayı indirmesi ve sisteme üye olması yeterli. İhtiyaç sahibi KOBİ’nin yakın çevresindeki nakliyeciler, verilen fiyat teklifinden haberdar oluyor. İlk kabul eden işi alıyor. Verilen fiyat kabul edilmezse, nakliyecilerden fiyat teklifleri alınıyor. Ödemenin yüzde 70’i peşin, kalanı teslimat yapılınca alınıyor. Hem ödemeyi hem de kaza-hasar-kayıp sigorta işlemlerini eTA yapıyor. Böylece KOBİ ve nakliyeci arasında güven ağı oluşturuluyor.

Yolculuğun her anı iş ile geçiyor
Elektronik Taşımacılık Ağı’nın bir parçası olan Ethem, bir gün önce İstanbul’dan yüklediği yükü ile sabaha karşı İzmir Işıkkent’e geldi. Sabah buluştuğumuzda yükünü boşaltmak için fabrikadan onay bekliyordu. 3-4 saat kadar devam eden bekleme ve boşaltma işleminin hemen ardından birlikte yükümüzü almak üzere Işıkkent’ten Manisa’nın Salihli ilçesindeki süt tozu üretim tesisine doğru yola koyulduk.
Tır şoförlerinin tırın içerisinde oluşturdukları düzen konusunda birkaç sohbete tanık olmuştum ancak bizzat bir tırın içine adım atınca o dünya çok daha ilginç ve değişik geldi. Genellikle zemini halı ile kaplı tıra ayakkabı ile girmek yasak. Şoförler aracı ya terlikle ya da çorapla kullanıyor. Ayakkabıyı tıra binerken basamakta bırakmanız gerekiyor. Ethem’in tırının 3 basamağı vardı. En üst iki basamak kapının kapanmasıyla birlikte güvenli ve kapalı bölümde kalıyor. En alttaki basamak ise yolculuk boyunca açıkta. Yolculuğun ilk birkaç saatinde üstteki iki basamağın kapının kapanmasıyla birlikte güvenli bir alan yarattığını fark etmekte zorlandım. ‘Acaba ayakkabım düşer mi endişesi’ yedi bitirdi beni.

Salihli’de yükleme süreci
İlk durağımız olan Salihli’ye ulaştığımızda ayakkabımın yerinde olduğunu görünce endişe de bitti. eTA uygulamasında gördüğü ihaleye teklif vererek yükü almaya hak kazanan Ethem’le Salihli’deki süt tozu ve peyniraltı suyu tozunu yüklemek üzere fabrikadayız. Yükü almak için fabrika içinden onay gelmesi gerekiyor. Eğer sizden önce sıraya giren tır ve kamyonlar var ise onların sırasının geçmesini bekliyorsunuz. Bu bir hayli sabır isteyen bir iş.
Ethem dışarıda sıra beklerken ben fabrika içini keşfetmeye, biraz da işin karşı tarafı ile sohbet etmeye başlıyorum. eTA ile uzun zamandır çalıştığını söyleyen fabrika müdürü kendileri için hizmet kalitesi ve standardının vazgeçilmez olduğunu söyleyip bu alanda eTA’dan memnuniyetini anlatıyor. Bizden önceki tır ve kamyonların yükleme yapması bir hayli gecikince zorunlu mesai başlıyor. Sabah kahvaltısıyla beklediğimizden algılarımız da düşüyor ancak yapacak bir şey yok.

Yükleme için tır dorsesinin her iki tarafındaki perdelerin açılması gerektiğinden Ethem tek tek bu perdeleri ve aradaki metal destekleyicileri açmak için uğraşıyor. Zaman zaman forkliftin üstüne çıkarak perdeleri açmaya çalışan Ethem’i izledikçe işin zorluklarını anlıyorum. Tır şoförlüğünün yalnızca araç kullanmaktan ibaret zanneden biri olarak hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını fark etmem çok kısa bir sürede gerçekleşiyor.
Forkliftle tek tek kaldırılarak düzgün bir şekilde tır dorsesine yerleştirilen yük tamamlandığında bu kez tır dorsesinin açılan perdeleri ve metal destekleyicilerinin yeniden takılması süreci başlıyor. Tırın fabrikaya geldiği ilk dakikadan her şeyin tamamlanması arasında en az 5 saatlik bir zaman geçiyor. Evinden uzakta, günlerdir farklı rotalar arasında yük taşıyan biri için bu süre çok bir şey ifade etmese de günlük mesainin 8 saat olduğu genel iş düzeninde 5 saat hepimiz için bir hayli uzun bir zaman dilimi.

Salihli’den Sakarya’ya yolculuk
En son sabah 7’de kahvaltı yapan iki kişi tırla Salihli’den aldığımız yükü Sakarya’daki adrese götürmek için yola çıkıyoruz. Aracın yüklü oluşu nedeniyle hız kabiliyeti giderek azalıyor. Bu arada yükün alınacağı fabrikaya ulaştığımız andan, yükü alıp yeniden yola çıktığımız ana kadar farklı zamanlarda eTA Çağrı Merkezi’nden gelen telefonlara yanıt veriyor Ethem. Sürecin sağlıklı işlemesi ve sürecin taraflarının memnuniyetinin sağlanması adına bu çağrılar çok önemli.
Kırkağaç yakınlarında kamyon ve tır şoförlerinin tercih ettiği bir lokantada yemek molası verip tüm günün açlığını bastırıyoruz Ethem’le. Çevrede yemeğini az önce bitirmiş bir yudum çay ile uzaklara dalan şoförleri gördükçe henüz yarısını tamamladığımız yolun kalanını düşünüyorum yavaştan…

Tırla yolculuğun ardından
Gündelik hayatımızda normalleştirdiğimiz ihtiyaçlarımızın üretildiği yerden son tüketiciye ulaşmasında lojistik sektörünün ne kadar önemli olduğunu unutmamak gerekiyor. Birkaç satırlık trafik kazası haberi, bir televizyon görüntüsü ya da yolda, trafikte karşılaştığımız tır ve kamyon şoförlerinin ne kadar zor koşullarda çalıştığını hayal edemeseniz de aklınıza getirmeye çalışın.
İlk çıkış noktasına dönüşü boş yapmamak için yük arayışında olan kamyoncu esnafının hayatını kolaylaştıran eTA, aynı zamanda lojistik sektörünün tüm paydaşlarının sorunları için kalıcı çözüm üretiyor. Zaman ve para gibi en önemli iki unsurda tasarruf sağlayan yeni nesil uygulamanın kısa sürede daha da büyüyeceğine inancım tam. Ethem’in İstanbul-İzmir-Salihli-Sakarya-İstanbul yolculuğunun tüm duraklarında yük bulabilmesi ve tırın hiç boş gitmemesi eTA uygulamasının başarısını özetliyor.
Hahaha ayakkabı detayı hoş olmuş Ayakkabısız binilmesi bence güzel sonuçta orası onların evi. Temiz olmalı 🙂