Work And Travel’ın “Work” Kısmı

0
320

Work And Travel programına her yıl dünyanın farklı ülkelerinden onbinlerce öğrenci katılıyor. Programa en çok katılım gösteren ülkelerden biri de Türkiye. Amerika’yı keşfetmek, ülkenin dört bir yanını keyifle gezmek için en güzel fırsatlardan biri Work And Travel.

Herkesin gezme bölümüne odaklandığı programın büyük bir kısmını ‘work’ işgal ediyor. Toplamda 3,5 aya yaklaşan sürenin ortalama 3 ayı çalışmakla geçiyor. Amerika’ya gelene kadar çalışma ve işyeri deneyimi olmayanlar için bu bölüm oldukça sıkıntılı.

work-and-travel-work

İçimde hiç olmayan Amerika heyecanını sadece havaalanında ailemden ayrılırken çok hafif bir biçimde hissettim. O da uzun süreli ayrılığın verdiği acıyla karışık bir duyguydu.

Bizi neyin beklediğine dair ne bir bilgi ne bir önsezi vardı içimde. Sadece geçmişte gidenlerden duyduğum “çok eğleneceksiniz, mutlaka gidin, bu deneyimi yaşayın” sözcükleri.

Bizde eğlenmeye, aslında daha çok work and travel’ın içinde gizlenen “travel” kısmına odaklanmıştık. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi seven biri olarak Amerika’yı gezip, keşfettiğim yerleri de not ederim diye düşünüyordum. İşin “work” yani iş kısmı ise hiç aklımıza gelmedi. Bizi bedavaya çağırmıyorlar herhalde, alacağımız parayı hak etmemiz gerekiyor.

Okyanus ötesi olarak gerçekleştirdiğimiz uçuşumuzda Amerika’ya gittiğimize dair hiçbir imge bize görünmezken Amerika’da bir aktarma yapıp son noktaya ulaştığımızda bile Amerika bize “burası Amerika” demedi.

work-and-travel-amerika

Havaalanında konaklamak zorunda kaldığımız o gece ise yaşamamız gereken bir deneyimdi sanırım. Etrafta İspanyol aksanı ile konuşan Meksikalılar ile olabildiğince obez insan hayvanı. Meğerse burası Amerika’nın en çok obez barındıran eyaletiymiş. Texas’ın San Antoniosundayız bu arada.

Zorunlu gecenin sabahında bir taksi ile geldiğimiz konaklama merkezimiz beklediğimizden çok daha iyi çıktı. Jakuzisi, havuzu, bol sosyal imkanı ile beklediğimiz tatil başlıyordu. Oryantasyon gününe kadar yaptığımız havuz partileri ile evlerde meydana gelen sosyal kaynaşmalar tatilimizi pekiştirdi.

İşteki İlk Dakikalar

Oryantasyonun bittiği ve “hadi hazırız biz, artık çalışalım” anında gittiğimiz çalışma yerlerimiz ise ibretlikti adeta.

Cactus Jack adlı fast food restoranında arka planda başlayan çalışma dakikalarım her anıyla beni benden aldı. Garip, anlaşılmaz ve ukala bir konuşma tarzıyla beni mahveden Jamaikalı çalışma arkadaşlarım, kökeninin ne olduğu belli olmayan ancak çalışanlarından biri ile patates kızartma ocağının arkasında kırıştıran sevgili üstüm, bol daral ve yağ kokulu sevecen çalışma ortamım. Her geçen dakika lanetlenen ve sudan çıkmış balık misali söylenenleri ve yapılan işleri anlamaya bir yandan da hızlı bir biçimde siparişleri hazırlamaya odaklanan insan organizması. İlk günün son dakikasındaki anlamsız yüz ifadesi ile gidilen otobüs durağında aynı anlamsız ifadelere sahip ilk iş günü mağdurları. Bulaşık yıkayan mı dersin, pislik temizleyen mi! Amerika bedavaya adam çalıştırmıyor.

İlk günkü çalışma yerimde tamamladığımı söyledikleri eğitimin ardından gittiğim yeni restoranım ise ilkine nazaran çok daha ilgili ve güleryüzlü çalışma insanları ile doluydu. İlk şoku kötü bir biçimde yaşamış olan birine bu kadar ilgi ve alakanın olduğu bir yerde çalışmak bir anda şaşırtıcı gelse de aslında insanın beklediği davranış biçiminin bu olduğunu görmek çok da şaşırtıcı değil.

Sonuç olarak beklenenler, algılar ve isteklerin ne olduğuyla alakalı bir program bu. Eğer köpek gibi çalışırım, hiçbir şeyden gocunmam, umurumda olmaz diyorsanız hadi buyurun Amerika sizi bekliyor. Yok ben gelemem sıkıntıya diyorsanız zaten beklediğiniz hiçbir şey size gösterdikleri gibi değil.

Cevap Ver

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz