Ülkemin turizm değerlerini görebilmek için şehir şehir gezen biri olarak, hükümet içerisinde çokça eleştirilen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay döneminde hayata geçirilen Müze Kart sistemini oldukça başarılı bir icraat olarak görmüştüm.
DOSİMM ve Müze-Anıtlar Genel Müdürlüğü’nün ortaklaşa hazırladığı ve TÜRSAB’ın sponsorluğuyla hayata geçen müze kart projesiyle 20 TL ödeyerek ‘müze kart’ çıkaracak her Türk vatandaşına, bir yıl boyunca Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki 180 müze ve 130 ören yerini ücretsiz gezebilme imkânı sağlanıyordu. Öğrenciler ve öğretmenler müze kart için 10 TL, 12 yaşın altındakilerde 2 TL vererek karta sahip olabiliyorlardı.
***
Ülkenin unutulan ve kendi vatandaşlarınca pek gezilmeyen turizm değerleri için son yıllarda yapılmış en büyük projeydi bu. Desteklememek mümkün değil.
Kış döneminde fazla şehir dışına çıkmadığımdan müze kart alma ihtiyacı da hissetmedim. Temmuz ayında başlayan Doğu ve Güneydoğu Anadolu gezilerim sırasında Van Akdamar Adası’na adım atmamla beraber karşıma çıkan müze kart afişi beni cezbetti. Bölgede birçok müzeyi gezeceğim için hemen gişedeki görevliye müracaat ederek müze kart istediğimi ilettim.
Görevli kimliğimi alarak “siz gezin gelin dönüşte kartınız hazır olur” dedi. Peki dedim bende…
Adayı gezip döndükten sonra kartımı alma umuduyla gişeye geldikten sonra bir de ne göreyim üzerinde “Geçici Müze Kart” yazan bir kart. Bu kartı 2 ay içinde Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya’da sınırlı birkaç turistik bölgede asıl müze kartla değiştirmem gerekiyormuş.
Bastı beni bir stres. Süre sınırlamalı kullanımlara hep hassasiyetim vardır. Nerden değiştiririm, nasıl yaparım derken Van’a döndük. Bir yandan kart değişim noktalarını okuyarak acaba İstanbul’a, Topkapı Sarayı’na filan mı gitsem; bahaneyle kartımı değiştiririm diyordum. Sonradan saçmalama 10 liralık kart için İstanbul’a gidilir mi deyip kendime geldim.
Bu düşünceli halimle beraber turumu sürdürürken Hasankeyf Örenyeri ve Mardin Müzesi’ne de geçici müze kartımla giriş yaptım. Her gişede burada değişim yapamıyoruz cevabıyla bir kez daha sinir oldum. Ayrıca Hasankeyf girişindeki adamın giriş ücreti için yaptığı pazarlıkta kavga etmemize sebep oldu.
Bu kez Efes’e Gittik
1,5 ayın sonunda İzmir’e döndüğümde başımın sütünde bir ışık belirdi. Beni görmeye gelen arkadaşımla beraber annemi de alıp yollara düştük, Efes Antik Kent’e doğru…
Efes’in girişinde uzayıp giden kuyruğa girip gişe görevlisine müze kartımı aslıyla değiştirmek istediğimi söyledim. Geçici kartın arkasında yazan değişim noktalarından biri de burasıydı.
Görevli gayet pişkin biçimde:”Elimizde kart kalmadı herkese geçici müze kart veriyoruz, İstanbul’dan değiştirebilirsiniz” demez mi!
Sinirlenen ben sinirimi belli etmeden antik kente girip dolaştım, Celcus Kütüphanesi’nde stresimi attıktan sonra Yamaçevler’in önüne geldik.
Yamaçevler’de Müze Kart geçmiyormuş. Tıpkı Topkapı Sarayı’nın Harem Dairesi’nde olduğu gibi burada da ekstra ücret ödemek gerekiyormuş… Hayal kırıklığı yaşadık.
Tekrar geçici kartı nerede değiştireceğimizi düşünmeye başladık.
Bakanlığın bize ulaşın diye verdiği e-posta adresine Müze Kart’la ilgili bir haykırış iletisi yolladım. Günler geçti kimse ciddiye almamış olacak cevap gelmedi.
İyice sinirlendim, madem böyle güzel bir sistem yapıyorsunuz neden altyapısını oluşturamadınız.
Meğer kart basan makinelerden sınırlı sayıda, sınırlı şehre gönderim yapılmış. Doğuda böyle bir değişim mümkün olmazken, büyük kentlerde de ilgili ilgisiz noktalara dağıtım yapılmış. Kart da ellerinde kalmayınca makine basım filan yapamıyor haliyle…
Mutlu Sona Doğru
Sonunda araştırıp, telefonlarla görüşüp DÖSİM’in İzmir Şube Müdürlüğü’ne giderek bir ofiste, iş olmamasının verdiği rahatlıkla sohbet eden 4 bayan memura müracaat ettik.
Sağolsunlar o kadar ilgiyle karşıladılar ki onca çektiğimiz sıkıntıyı unuttuk.
Geçici kartlarımızı verdikten sonra 1 dakika içinde basılan müze kartlarımıza kavuştuk. İmzalarımızı da attıktan sonra Ertuğrul Günay’a sevgilerimizi iletmeyi unutmadık.