Yakıt desteğimizi de sağlayıp İnebolu’dan Sinop yönüne doğru yola çıkıyoruz. Karadeniz’de doğuya doğru ilerledikçe coğrafi şartlardan dolayı sahil kesimindeki illerin neredeyse tüm ilçeleri deniz kıyısında 10-15 km. ara ile sıralanmış. O, 10–15 km. harita üzerinden baktığımızda çok da yakın gelebilir. Ancak yola çıkıp bir ilçeden bir diğerine gitmeye kalktığınızda yolların geçit vermediğine şahit olabilirsiniz.
Kastamonu’nun sahil ilçeleri arasındaki yollar kısmen daha kullanışlı. Karadeniz kıyısında Türkiye’nin en kuzeyini baştanbaşa katediyor olmanın verdiği zevk ise anlatılamaz.
ABANA
2900 nüfuslu Abana’dan geçiyoruz. İnebolu’dan sonra ilk ilçe. Deniz kıyısı taşlık tipik bir tatil beldesi. Ağustos’a rağmen denize giren yok. Anlaşılan Karadeniz ürkütüyor. Hava zaten genelde bulutlu.
Köyleriyle beraber yaklaşık 5000 nüfuslu ilçenin hemen 2–3 km. kadar güneyinde Bozkurt adı ile denize kıyısı olmayan bir ilçe daha bulunuyor. Abana, Demokrat Parti iktidarında seçmeni solcu olduğu için o yıllarda yürüyüş mesafesi kadar yakınında kurulan; Pazaryeri köyünün adının Bozkurt haline getirilmesi suretiyle ilçe yapılarak oraya bağlanmak istenmiş. Hatta Pazaryeri köylülerine Demokrat Parti teşkilatını hemen kurun ilçe merkezini buraya taşıyacağız diye söz verilmiş.
Yapılan bu düzenleme ile Bozkurt’a bağlı köy haline getirilen Abanalıların Anayasa mahkemesine CHP aracılığıyla açtığı iptal davası neticesinde, Abana ile Abana’dan sonra sahilde olan bir başka köy Çatalzeytin de ilçe kimliğine kavuşmuş.
Dönemin şartlarında Abana ile İnebolu arasında karayolu ulaşımı yokmuş. Yöre halkı resmi işlemler için denizyolunu kullandıklarından bu hem zahmetli oluyor hem de zaman kaybına yol açıyormuş.
Benim de 2900 nüfuslu ilçe olur mu diyerek tepki gösterdiğim durum aslında oldukça mantıklı görünüyor.
Böylece Demokrat Parti’nin haksız uygulaması yerel güçler tarafından engellenmiş.
Kastamonu’nun Sinop sınırındaki Çatalzeytin ilçesinde su molası veriyoruz. Yüzümüzü yıkadıktan sonra sahil yolundan devam ediyoruz.
TÜRKELİ
Deniz kıyısında zaman zaman ağaçlar içerisinde ilerlerken eski adı Güzelkent olan Türkeli’ne giriyoruz. Sinop’a bağlı ilk yerleşim yeri. Şehir merkezine 90 km. tabelasını gördüğümde biraz rahatlıyorum. Ancak buranın Karadeniz olduğunu unutmuş olduğum sonradan aklıma geliyor. Ege Bölgesi’nde bu kadar mesafedeki bir yolu en fazla bir saat içerisinde arabanızla katedebilirsiniz. Ancak burada; özellikle sahilde bu en az 2 ya da 2,5 saat kadar sürüyor.
AYANCIK
Sinop’un önemli ve adı duyulmuş ilçelerinden Ayancık; Cumhuriyetin ilanına kadar Kastamonu’ya bağlıymış. Dağların ve yemyeşil ormanların denizle birleştiği noktada zor şartlarda yapılmış karayolunda ilerlemeye çalışıyoruz. Sahilde hummalı bir inşaat çalışması devam ediyor. Bu inşaatın Karadeniz’in hırçın sularından korunabilmek amacıyla mahmuz yapımı için sürdürüldüğünü farkediyorum.
Ayancık Sinop arasında Karayolları ekiplerinin yol çalışmaları sürüyor. Karadeniz sahil yolu projesi kapsamında çevre adeta katledilerek yapılan çalışmalarla karayolu trafiği servis yollarına verilmiş. Servis yolu dediğim şey ise kayalık patika bir köy yolu! İçimiz dışımıza çıkarak binbir temenni (!) ile Sinop’a varıyoruz.
SİNOP
Türkiye’nin en kuzey noktasında yer alan Sinop şehrindeyiz. Şimdiye kadar gördüğüm şehirler arasında farklı ve sıcak yüzünü gösteriyor. Bunda havanın açık ve güneşli olmasının da payı büyük. Sinop pek de Karadenizli değil gibi. Babamın iş arkadaşı olan Sinop PTT Müdürü Yaman Güney’in yanına gidiyoruz. Bize kısa bir şehir turu attırıyor. Maket gemi sanayinin gelişmiş olduğu kent hakkında bilgi veriyor. Yöresel yemek takıntısı olan ablamı susturmak için “Sinop Mantısı” yemek üzere Yaman Bey’in tavsiye ettiği bir yere hep beraber oturuyoruz. Denizden gelen güzel esinti ile beraber Sinop sohbeti ediyoruz. Yaman Güney artan nüfustan şikayetçi. Bunun yanında gelen üniversite öğrencilerinin kentin genel düzenini bozduğunu eklemeden edemiyor. Sinop kendi kendine yeten, sessiz ama huzurlu bir kentti; biz bu huzurun bozulmamasını istiyoruz. Keşke nüfusumuz dış göçlerle artmasa diyor. Yemeğin pişmesine biraz daha vakit olduğunu duyup deniz kıyısında, kafelerin olduğu bölümde biraz yürüyoruz. Herkes cıvıl cıvıl denize karşı oturmuş, bir şeyler içip sohbet ediyor.
Sinop gerçekten bakımlı, temiz bir şehir belediye çalışmaları hakkında da kısa kısa bilgi ediniyoruz. Genel anlamda halk memnun, zaten şehirden de yansıyor.
YÖRESEL LEZZET “SİNOP MANTISI”
Kayseri mantısı adı ile dünyaya ihraç ettiğimiz mantıyı ilk defa Sinop’ta bu şekilde görme fırsatına eriştik. Tavsiye üzerine geldiğimiz küçük ama nezih mekânda; büyük servis tabaklarıyla ikram edilen; “Kulak hamuru” olarak da adlandırılan Sinop Mantısı’nı denedik. Nedir bu mantının diğerlerinden farkı?
Servisi sırasında üzerine dövülmüş çiğ ceviz serpiliyor. Cevizin üstüne de kızdırılmış tereyağı. Sinop’a gidenlerin bu lezzeti denemesini tavsiye ediyorum. Sinop’tan çevre illere de giden bu yemek gittiği illerin isimlerini alsa da ilk Sinop’ta yapıldığı söyleniyor.
Yemeğimizi bitirdikten sonra Yaman Bey’e teşekkür edip, Tarihi Sinop Cezaevi’ne gidiyoruz.
YEREL SEÇİM NOTLARI
Sinop: En tartışmalı yerel seçimler kuşkusuz Sinop’ta yaşanmıştı. Mevcut belediye başkanı Zeki Yılmazer AKP’den seçildiğinde 4977 oy; en yakın rakibi CHP’li aday ise 4976 oy almıştı. Seçime yapılan itirazlar fayda etmeyince AKP’den Zeki Yılmazer Sinop Belediye Başkanı ilan edilmişti. Yılmazer şu anda bağımsız ve önümüzdeki seçimlerde muhtemelen bağımsız hareket edecektir.
1999 yerel seçimlerinde ANAP’tan aday olan Yılmazer karşısında bağımsız aday Hamza İnce yaklaşık 80 oy farkla galip çıkmış. Benzer tablo 1994 seçimlerinde de var. Sinop’ta ne olacağı kesinlikle belli görünmüyor. Sağı solu belli olmayan Sinop’ta partiler başa baş giderken 1 oyun bile ciddi anlamda önemi büyük!
Ayancık/Sinop: CHP ve DSP’nin toplam oyu bu ilçede AKP’yi ikiye katlıyor. Ancak iki partinin farklı aday çıkarması belediyeyi AKP’ye kaptırmış. AKP karşısında tek bir sol aday Ayancık’ı rahat kazanır.
Abana/Kastamonu: CHP’nin en şanslı göründüğü ilçelerden biri mevcut belediye başkanı bir kez daha seçilir.
Çatalzeytin/Kastamonu: AKP zaferle döner. Hemen hemen en yakın rakibini ikiye katlayacak durumda.