Her hafta pazar günleri yayınlanan Hürriyet Seyahat’ten Serkan Ocak’ın gerçekleştirdiği ve 28 Şubat 2016 günü gazetede yer alan Ahmet Buğra Tokmakoğlu röportajı.
Ahmet Buğra Tokmakoğlu (26) beş yıl bir gazetede çalıştıktan sonra dünyayı gezmeye karar verdi ve işi bıraktı. Şimdi hem bir gezgin hem de serbest gazeteci. 17 yaşındayken, internetten tanıştığı iki arkadaşının yanına, Belçika’ya gitti. Bu ilk deneyimi onun için bir milat oldu, şimdi her fırsatta değişik bir ülkeye gidiyor. Şimdiden Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa’da 23 ülkeyi dolaştı
Gazeteciliği neden bırakıp seyahat etmeye başladınız?
Babam tam bir gezgindi. Her fırsatında yollara düşerdik. Kendi arabasıyla Türkiye’nin dört bir yanını dolaştık. İzmir’de yaşıyorduk. Ama Erzincan’dan Şanlıurfa’ya, Edirne’den Artvin’e kadar Türkiye’nin büyük bölümünü görme imkânımız oldu. Babamdan aldığım en önemli özelliğim yeni yerler görme ve keşfetme duygusu. Gazetecilik bölümünü bitirip 5 yıl kadar muhabirlik yapınca daha çok gezme şansım oldu. Daha çok gezmek ve sevdiğim şeylere odaklanabilmek için profesyonel mesleğimi bırakıp serbest çalışmaya başladım.
İlk seyahatinizi nereye yaptınız?
17 yaşında, üniversite hazırlık sınıfındayken, ‘CouchSurfing’den tanıştığım Yunan ve Polonyalı iki arkadaşımın Brüksel’deki evlerine gittim. Yannis ve Tomek’in harika ev sahipliğinde inanılmaz bir deneyim yaşadım. Belçika’da kaldığım iki hafta boyunca ülkenin tüm şehirlerini gezdim. Türklerin yaşadığı ‘getto’lardan çılgın partilerin gerçekleştiği gece kulüplerine kadar birçok farklı yeri gördüm. Kültür şoku yaşayıp gözyaşı döktüğüm anlar da oldu. 14 günlük Belçika macerası sonu gelmeyecek bir yola attığım ilk adımdı.
Kaç ülkeyi gezdiniz, sizi en çok etkileyen yer neresiydi?
Avrupa, Amerika, Afrika ve Asya’da 23 ülkeyi gezdim. Toplam 300 şehirden fazla oldu. ABD’de ‘Work and Travel’ programı ile üç ay kaldığım dönem, hayatıma çok şey kattı. Yabancı bir ülkede çalışmak, Çinli oda arkadaşı, iki hafta boyunca batıdan doğuya Amerika’yı dolaşmak eşsiz bir deneyimdi. Hiçbir plan ve rezervasyon yapmadan gittiğim Tahran kırılma noktalarımdan. Herkesin olumsuz söylemlerine inat gittiğim İran’da dünyanın en misafirperver insanlarıyla tanıştım. Eski ABD Büyükelçiliği’ne girmeye çalışırken istihbarat görevlileri tarafından yaka paça kovuldum.
İran’da gezgin olmak nasıl bir duyguydu?
İran’a uluslararası camia tarafından ambargo uygulanması otel rezervasyonundan kredi kartı kullanımına kadar birçok şeyi engelliyor. İnternet üzerinden hiçbir işlem yapamadan elimi kolumu sallaya sallaya Tahran’a gittim. Trafikte en az Türkler kadar kötü olan Tahran’da ilk gün karşıdan karşıya geçebilmek için diğer insanların geçişini izledim. Birkaç başarısız denemeden sonra zor da olsa karşıya geçebildim. Ülkede hiçbir olumsuz durumla karşılaşmadım. Türklere karşı olan sıcak ve samimi tavır ve plansız gelişen rota benim için de bir ilkti aslında.
En favori şehirleriniz nereler?
Bugüne kadar gördüğüm ve burada yaşayabilirim dediğim üç şehir oldu. İlk sırada San Francisco geliyor. İklimi, insanları, şehir hayatı ve çevresindeki yerlerle beni fazlasıyla etkilemişti. Düzen ve karmaşa bir arada. İnsanlar için özgür bir dünya sunan, park ve bahçeleriyle, müzeleriyle Amsterdam’da da yaşayabilirim. İtalya’nın başkenti Roma, her biri ayrı bir meydana çıkan tarihi sokaklarıyla hoşlandığım bir yer. Yemekleri, insanları ve hava sıcaklığı da Roma için tamam dediğim şeylerden.
En son nereye gittiniz?
En son İzmir’den Hatay’a gitmek için Lefkoşa aktarması yapmak zorunda kaldım. KKTC’de geçirdiğim üç saat resmi olan son yurtdışı gezim. Kıbrıs’ı saymazsak, arkadaş grubuyla Yunanistan’ın Sakız Adası’na gittik. Ege adaları kolay ulaşım imkânı ve ekonomik olmaları nedeniyle sık sık gittiğim yerlerden. Yunanistan’a 14 kez gittim. Sakız Adası sıcakkanlı insanları, minik köyleri ve lezzetli yemekleriyle çok güzel bir nokta. Ancak adada tüm sahillerin can yeleği ve insan kıyafetleriyle dolmuş olması fazlasıyla üzdü. Sığınmacılardan dolayı adalarda trajedi yaşanıyor.
Bütçenizi nasıl ayarlıyorsunuz?
Tüm seyahatlerimi işten artırdığım bütçeyle gerçekleştirdim. Para konusu seyahat önünde en büyük engel olarak görülüyor. Ama gezgin olmak için çok iyi bir gelire ya da maaşa ihtiyaç yok. Havayolu şirketlerinin kampanyaları ve dönemsel indirimlerini takip ederek, özellikle aklımda var olan rotalara bilet alıyorum. Bu konuda da kendimi oldukça geliştirdim.
Gezgin olmak nasıl bir duygu?
Yeni bir yerde olmak beni heyecanlandırıyor. Gittiğim şehrin toplu ulaşım ağından gezilecek yerleri ve yerel insanların yaşamlarını izlemeye kadar dikkat ettiğim birkaç nokta var. Özellikle kentteki yaşamı gözlemlemeyi seviyorum. Yereli hissetmeden, orada yaşayanlar gibi davranmadan turistten öteye geçmek mümkün olmuyor. Bu yüzden turistlerin gitmeyi tercih ettiği yerlerdense daha küçük noktaları tercih ediyorum.
Röportajın Hürriyet Seyahat‘te yayınlanan halini şu linkten görüntüleyebilirsiniz.
zevkle birlikte seyahat ettiim arkadaştan çok, yaş farkına rağmen dostum diyeceğim, düzgün bir yoldaş. Tahran’a birlikte gidecektik, o gitti. Peterbsurg’a gidecektik, olmadı, ben gittim. Bence yazıları kadar TV programları da keyifle izlenir. Akıcı, bilgilendirice, öğretici yazıları var. Tiryakisiyim diyebilirim.