İtalya‘nın başkenti Roma, çoğu turistin gezilecek yerler listesinde yer alan, dünyanın en ikonik mekanlarına ev sahipliği yapıyor. Bununla birlikte, şehir aynı zamanda ziyaretçilerin kalabalığın arasından kaçmalarını sağlayan daha az tanınmış birçok cazibe merkezine sahip.
Roma’yı ziyaret eden birçok kişi Roma’da mutlaka görülmesi gereken yerler listesini tamamlamaya çalışırken, siz bu güzel kentin sıkça unutulan mücevherlerini ziyaret ederek fark yaratabilirsiniz.
Roma’da Az Bilinen Yerler
1. Kolezyum yerine, Marcellus Tiyatrosu’nu deneyin
Marcellus Tiyatrosu’nun tarihi, Kolezyum’dan neredeyse bir yüzyıl öncesine dayanıyor ve kesinlikle Vespasian’ın Amfi Tiyatrosu Kolezyum için ilham kaynağı olmuş. Julius Caesar döneminde başlayan tiyatro inşaatı Agustus döneminde tamamlanarak MÖ 12’de açılmış. Sadece dışardan görülebilse de yaz aylarında klasik müzik konserleri düzenli olarak tiyatroda yapılıyor.
2. İspanyol Merdivenleri yerine, Piazza della Madonna dei Monti’yi deneyin
Kalabalıklardan uzak bir gün batımı mekanı için genç Romalıların yaptığını yapın ve popüler Monti semtindeki şirin Piazza della Madonna dei Monti’ye gidin. Meydan çevresindeki kafeler özellikle yaz aylarında cıvıl cıvıl. Meydanın yakındaki barların birinden soğuk bir bira alın ve pitoresk fıskiyenin merdivenlerinde meydanın tadını çıkarın.
3. Vatikan Müzeleri yerine Galleria Doria Pamphilj’i deneyin
Şehrin kalbinde Via del Corso’da yer almasına rağmen, çok az turist Doria Pamphlj Ailesi’nin çarpıcı özel sanat koleksiyonunu görme fırsatını yakalıyor. Caravaggio, Raphael ve Titian gibi ünlü isimlerin eserleri ile Via del Corso ,Vatikan Müzeleri’nin rahatsız eden kalabalığından sonra mükemmel bir panzehir.
4. Trevi Çeşmesi yerine Fontanone’yi deneyin
Nefes kesici bir manzara ile aynı derecede etkileyici bir çeşme için, Fontana dell ‘Acqua Paola’nun yer aldığı Gianicolo Tepesi’ne gidin. 1585-1588 yıllarında Papa Sixtus V tarafından yaptırılan bu bina, 200 yıl sonra inşa edilen Trevi Çeşmesi için ilham kaynağı olmuş.
5. Piazza Navona yerine, Piazza Farnese’yi deneyin
Campo de ‘Fiori ve Tiber Nehri arasında sıkışmış, güzel Piazza Farnese genellikle fark edilmeyen bir nokta. Kalabalık koşuşturmalardan sakin bir kaçış sağlayan bu meydanda Fransız Büyükelçiliğine ev sahipliği yapan 16. yüzyıldan kalma muhteşem Farnese Sarayı’nı ziyaret edin. Meydanda ayrıca Caracalla Hamamı’ndan kalma antik granit havuzların bulunduğu iki çeşme de bulunuyor.
6. Capitoline Müzeleri yerine, Museo Nazionale Romano’yı deneyin
Ulusal Roma Müzesi olarak bilinen Palazzo Massimo, Termini Tren İstasyonu’nun yakınında elverişli bir konuma sahip ve kentin en önemli arkeolojik bulgularından bazılarına ev sahipliği yapıyor. Koleksiyon, heykellerden mücevherlere ve madeni paralara kadar uzanıyor. Müzede güzel fresklerin ve mozaiklerin sergilendiği ikinci katı kaçırmayın.
7. Galleria Borghese yerine Palazzo Barberini’yi deneyin
Papa Urban VIII Barberini için 17. yüzyılda inşa edilen Barberini Sarayı, Roma’nın en iyi mimarlarından Bernini ve Borromini tarafından tasarlanmış. Saray, Galleria Nazionale d’Arte Antica’ya (Ulusal Antik Sanat Galerisi) ev sahipliği yapıyor ve Raphael’in metresi La Fornarina’nın portresi ve Caravaggio’nun Judith Beheading Holofernes’i gibi ikonik eserler içeriyor.
8. Roma Forumu yerine, Caracalla Hamamı’nı deneyin
İmparator Caracalla’nın büyük hamamı MS 212-217 yılları arasında inşa edilmiş ve şu anda mermer ve ince detaylardan mahrum olmasına rağmen, tuğla kalıntıları binaların büyüklüğü hakkında bir fikir veriyor. Ziyaretçiler gün boyunca etkileyici bölgeyi gezebilse de kalıntıları görmenin en iyi yollarından biri, her yıl haziran ve temmuz aylarında düzenlenen yaz operası, bale veya müzik konserlerine katılmak.
9. Villa Borghese yerine Villa Pamphili şehrini deneyin
Açık havada rahatlamak için şehir merkezinden Roma’nın en büyük halka açık parkına doğru gidin, merkezin güney batısındaki Tiber Nehri üzerinde yer alan Villa Pamphili’ye bir mola vermek için uğrayın. 450 dönümden geniş bir alanda kurulu olan park, sadece doğal bir göle değil aynı zamanda peyzajlı bahçelere, ormanlık alanlara da sahip ve yaz pikniği için ideal.
10. Pantheon yerine, San Clemente’yi deneyin
12. yüzyıldan kalan alçakgönüllü San Clemente Kilisesi, Kolezyum’a kısa bir yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Ziyaretçilerin binanın önceki iki katmanını keşfetmeleri için yerin altına inmelerine izin veriliyor. Bu katman kentin en çarpıcı mozaiklerinden bazılarına sahip. İkinci seviye, 4. yüzyıldan önceki bir kilisenin kalıntılarını gösterirken, en alt kat daha sonra bir Mithraeum’a dönüştürülmüş olan 1. yüzyıldan kalma bir Roma evi. San Clemente, Roma’nın büyüleyici katmanlı tarihini tam anlamıyla görmek ve anlamak için muhteşem bir yer.