Bir eğitim vesilesi ile ilk defa görme imkânı bulduğum Kahramanmaraş’ta dolu dolu üç gün geçirdim. Hemen ardından 2 saatlik mesafede olan Adana’yı da yıllar sonra görme olanağım oldu.
Kahramanmaraş ve Adana kent merkezlerini adım adım dolaşırken kentleri temsil eden bir ürün arayışına girdim.
Üzerinde “Kahramanmaraş” ya da “Adana” ibaresi bulunan bir buzdolabı süsü, kentin adını duyuran bir ürün ya da üzerinde ismi yazan bir kartpostal bulabilmek için saatlerimi harcadım.
Her girdiğim dükkânda isteğimi yineledikten sonra olumsuz yanıt aldım. Hâlbuki Avrupa’da ya da herhangi bir yabancı ülkede bir şehre gittiğiniz zaman çarşıları adım başı hediyelik eşya dükkânları ile doludur.
“Bizim ülkemizin şehirleri de hediyelik eşya dükkânları ile dolu ne olacak?” diyebilirsiniz.
Haklısınız her iki kentte de hediyelik eşya dükkanları fazlasıyla var.
Ama ben aradaki farka dikkat çekmek istiyorum.
Kahramanmaraş ya da Adana’daki hediyelik eşya dükkânlarında Çin’den getirtilen dandik saat, tütsü ya da buzdolabı süsleri varken, Avrupa’da ya da dünyanın herhangi bir ülkesinin şehrinde şehri temsil eden binbir çeşit ürün bulabilirsiniz. Bunlarla yetinmeyip envayi çeşit kartpostal alabilirsiniz. Kartpostal satın aldığınız dükkânlarda kartpostalları hemen göndermeniz için pul ve zarfta satışa hazırdır.
***
Ülke olarak kendimizi ifade etmekte ve kendimize ait olanlara sahip çıkmakta her zaman geri planda kaldık.
Türk kahvesi, Türk döneri, Türk Lokumu dünyanın dört bir yanında farklı ülkelerin adıyla satılırken sesimizi çıkartamadık.
Kendi şehirlerimizi tanıtmak için çaba göstermek bir yana, yerli üretimleri değil ucuz olan ithal ürünleri tercih ettik.
Kısacası elimizde olan markaları kendi elimizle başkalarına emanet ederken şehirlerimizi marka haline getiremedik.
Ahşap oymacılığın, bakır ve demir işlemeciliğin tarihi süreçte ilklerine sahip olan Kahramanmaraş’ta bakır ve demirciler çarşısına bir uğrayın derim. Dökülmekte olan ve her an yıkılabilecek gibi bir izlenim veren dükkânların içinde babadan oğla işlerinin son temsilciliğini yapan insanlar emek içinde üretim yapıyorlar.
Bu insanlara sahip çıkan bir Allahın kulu yok!
Maraş deyince herkesin aklına dondurma gelebilir. Ahşap oymacılığı ile bakır ve demir işlemeciliğinin de Maraş kökenli olduğunu Maraş’ta gezip, soru sormadan öğrenmekten başka seçenek yok.
Ne Maraş’ta ne Adana’da bir tane kartpostal bulamayan ben ülkemin turizm değerlerine nasıl sahip çıktığını bir kez daha gördüm!