Sıcaklar bastırmaya başladıkça küçük kaçamaklarla herkes bir yerlere gitmeye başladı.
Ekonomik kriz ve insanların yurtdışına çıkma korkusu gibi bahaneler ile Türk insanı kendi ülkesinde bile tatil yapamazken yurtdışına nasıl çıksın diyenler olabilir.
Yurtdışına çıkmak hiç de o kadar sanıldığı gibi zor değil.
Son dönemlerde Türk insanının yurtdışına tatil amaçlı gidişlerini fırsat bilen tur operatörleri çok değişik kampanyalar düzenleyerek yurtdışı tatilleri teşvik ediyor.
Bunlardan en mantıklı gelenlerinden biri ise gemi turları. Namı değer mavi yolculuk!
Filmlerden izlemeye alışkın olduğumuz dev gemiler ve içindeki binbir aktiviteye katılmak sanıldığı kadar pahalı değil. Türkiye’de Kuşadası, İstanbul, Marmaris, Antalya, Çeşme ya da Bodrum çıkışlı birçok mavi yolculuk yapan turizm şirketi var.
Bu şirketlerin güzergahlarında ise Yunanistan ve Akdeniz çanağındaki ülkeler başta olmak üzere Kuzey ve Güney Amerika’ya dahi uzanan geniş bir portföy var.
Özellikle Yunan adaları turları uygun ekonomik fiyatlarıyla gidilebilitesi yüksek olan turlardan. Her şey dâhil 400 Avro gibi bir fiyatla Yunanistan’ın en önemli turistik adaları ile Atina’yı görme şansına sahip olabilirsiniz.
***
Benzer bir tura Kuşadası çıkışlı olarak katılmıştım. Hıristiyanlar için Meryemana’dan sonra uğranması gereken kutsal adalardan biri olan Patmos ile başlayan tur sırasıyla Santorini, Girit, Pire, Mikonos ile devam edip tekrar Kuşadası’nda bitiyordu.
Adeta belediye otobüsü tekniği ile çalışan bu gemiler her durdukları noktadaki anlaşmalı tur şirketlerinin turistlerini alıp o noktada seyahati sona eren turistleri bırakıyorlardı.
Yani Atina’dan binip Atina’da noktalanan bir seyahat gibi Kuşadası’nda başlayan bir turist yine Kuşadası’nda son durak yapıyordu. Bu süreçte sürekli bir turist akışı sağlanarak gemi hiç boşalmıyordu. Sürekli yeni yüzlerle karşılaştığınız turda sandığınız gibi sadece yaşlılar yok gençlerde bu turlara ilgi gösteriyor.
Gemide sürekli yepyeni tiplerde insanlar dolaşırken gemi ile seyahat etmenin çok güzel avantajları var.
Öncelikle gemiler genellikle geceleri yolculuk yaparken gündüzleri ise limanlarda demirleyerek serbest gezi saatleri veriyor.
***
Gemiye binmeden önce pasaportunuz gemi önünde bekleyen görevlilere teslim ediliyor. İkinci aşamada sizin gemideki kimlik kartınız olan isminize özel seyahat kartınız takdim ediliyor. Bu kartın üzerinde adınız, soyadınız, kabin ve grup numaranız yer alıyor. Gemiye girişiniz sırasında web cam ile fotoğrafınız çekilip bu karta yükleniyor. Gemiye giriş ve çıkışlarınızda bu kartı kullanmak zorunda olduğunuz gibi gemi içindeki tüm alışverişlerinizi bu kartla yapıyorsunuz. Çıkış günü geldiğinde ilişiğiniz kart ile kesiliyor. Ödeme planınız çıkartılıyor.
Odanıza sizi götürecek görevliler genellikle az gelişmiş ülkelerin vatandaşları. Gemiye turistler girerken onlar tek sıra halinde bekliyor ve üst kademedeki kişilerin istekleri ile yönlendirilip size rehberlik ediyorlar.
Bize Morituşlu (Moritanyalı değil) bir görevli denk gelmişti. Adı da Sachin’di.
Bu kişi aynı zamanda kat görevlisi. Kendi sorumluluğunda olan odalar var. Siz odanızdan her çıktığınızda oda ne kadar dağınık olursa olsun her şey düzenleniyor ve yerli yerine koyuluyor. Belki de seyahatin en güzel yanlarından biri de hiçbir şey toplama zorunluluğunuz olmaması.
***
Yemeklerde geminin en güzel yanlarından; açık büfe olan yemekler belirli saat dilimlerinde geminin güvertesi ya da yemek salonunda hazırlanıyor. Özellikle tatlı seviyorsanız gemide tatlı krizine girebilirsiniz diyebilirim. Onlarca çeşit tatlının her birinin tadına bakmaya çalışmak oldukça zor. Zaman zaman damak tadı problemleri yaşayıp benim gibi etten kısa süreli bıkabilirsiniz.
Gemi yanaşacağı adalarda uygun büyüklükte liman olmaması durumunda açığa demirliyor ve ada merkezinden filikalar geliyor. Filikalara herkes binip kıyıya o şekilde çıkıyor. Ada merkezinden son hareket saati uyarısı yapıldıktan sonra serbest biçimde gezebiliyorsunuz. İlave olarak ekstra tur olarak tabir edilen turlardan satın alıp profesyonel rehberler eşliğinde gezintiye çıkabilirsiniz.
Ancak onca parayı dökmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Açıkçası hiçbir ekstra tur almamış biri olarak birçok yerde ekstra tur alanlardan daha çok gezdim.
***
Gezinti dışında gemiye döndüğünüzde gemi içindeki aktivitelerden yararlanabilirsiniz. Salsa, step, Yunanca gibi aktiviteler tamamen ücretsiz ve eğlenceli. Geminizin bandırasına göre “Yunan gecesi” gibi etkinliklerde düzenleniyor. Tüm gemi ahalisi toplantı salonunda etkinlikleri giyinip, süslenip izliyor.
***
Türkiye’de yasak olan kumarhaneler uluslararası sularda serbest keyfinize göre kumarda oynayabilirsiniz. Domuz eti yemem, yiyemem diyorsanız gemiye gittiğiniz arkadaşlarınıza dikkat edin. Yemek yoktu diyerek paket yaptıkları domuz sandviçlerini siz anlamadan size yedirebilirler. Daha sonradan açıkladıklarında iş işten geçmiş olabilir.
***
Odalara gelelim. Kamaralar tahmin edeceğinizden de lüks. Denize bakan odalarda LCD televizyon dahi var. Türkiye’den tek çektiği kanal TRT INT. Orası ayrı zaten ama oraya gitmişken televizyon izlemenin manası yok. Pencerenizden denize bakmak daha mantıklı.
Kamaralar oldukça rahat ve kasvetten uzak. Ancak iç kamaralardan birini aldıysanız kesinlikle deniz manzarası göremezsiniz, bu odalarda pencere dahi yok, dikkat edin.
***
Erken rezervasyon imkânları devam ederken bir deneyin derim ben. Çok pahalı değil, yaşanası bir şey mavi yolculuk.