Fotoğraflarıyla Ülkemizin Tanıtım Elçiliğini Yapıyor

Sosyal medya fotoğrafçısı Önder Koca’nın en büyük keyfi kimsenin daha önce keşfetmediği kareleri yakalamak. Instagram’da 600 bine yakın takipçisi olan Koca başarılı olmak isteyenlere ’Yapacağınız işi en iyi şekilde yapın’ önerisinde bulunuyor.

Çocukluğundan beri yeni yerleri keşfetmek için seyahat eden Önder Koca, Instagram dünyasının en çok tanınan fotoğrafçılarından. Türkiye ve dünyada birçok ödüllü projeye imza atan Koca, kendini ’Türkiye’nin tanıtım elçisi’ olarak ifade ediyor. Son dönemde sosyal medya hesabı açarak para kazanmak isteyenlerin çoğaldığını belirten Koca, ’Bu işler gerçekten dışardan göründüğü gibi geziyoruz, eğleniyoruz, üstüne bir de para kazanıyoruz değil. Gerçekten bu işi seviyorsanız ve tutkuyla bağlıysanız yapın. Yoksa kazanacaklarınız harcayacaklarınız yanında hiçbir şey’ diye konuştu.

Seni çok kısa tanımak istesek?

Kütahya’da doğmuşum. İş, okul, askerlik derken Afyon, İzmit, Muğla, Konya, Isparta, Kırklareli, İstanbul’da bulundum. Şu an Antalya’da yaşıyorum. Ülkemizin hemen hemen her yerini gezip gördüm. Şimdi daha çok Avrupa gezileri yapıyorum. Çocukluğumdan beri süren yeni yerler görmek, başka insanlar tanımak ve fotoğraf çekmeye olan merakım artarak devam ediyor.

Öğrencilik yıllarımda Anadolu’nun birçok yerini trenle numarasız biletlerle dolaştım. Özelikle Güney ve Doğu ekspreslerinin kompartımanlı vagonlarında tanıdığım eşsiz insanlar, ülkemi daha iyi keşfetmemi sağladı. Bu hikâyeleri, numarasız biletler adlı not defterimde hala saklıyorum. Bence bir yerin ruhunu yakalamak; orada yaşayan insanların umutlarını, çaresizliklerini, sanatçılarını, siyasetçilerini kısacası tüm kültürel öğelerini anlamaktan geçiyor. Ancak büyük fotoğraf bu şekilde biraz daha eksiksiz görülebiliyor. Bu tecrübeleri paylaşmak için sosyal medyada fotoğraflarımı paylaştığım bir mikro blog hesabı açtım. 3-5 derken yaklaşık 600 bin kişilik küresel bir aile olduk. Türkiye’den ve dünyanın her yerinden gördüğüm ilgimi çeken yerleri fotoğraflayıp paylaşıyorum. 37 yaşımdayım ve büyük fotoğrafın peşinde koştukça paylaşmaya ve yazmaya devam edeceğim.

Fotoğraf tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?

Fotoğraf tutkusu çocukluktan itibaren hap vardı. Yalnız teknoloji bu kadar gelişmemişti. Eski tip filmli makinelerle uğraşırdım. Çok zor ve pahalıydı. İstediklerimi yapmam için dijital makinelerin ve fotoğraf çeken telefonların çıkması gerekiyormuş.

Bir gün Vodafone’nun bana akıllı bir telefon hediye etmesi ile tanıştım Instagram’la. Önceleri profesyonelden ziyade 2 megapiksel telefon kamerası ile çekip hızlıca paylaşım yapıyordum. Sonra birden çektiğim fotoğraflar ilgi çekmeye başladı. Takipçilerim günden güne yaşadığım kent olan Antalya hakkında da soru soruyorlar, çektiğim fotoğrafları merak ediyorlardı. Sonra artan etkileşimle birlikte daha iyi fotoğraflarımı sergilemeye başladım. Sonra Türkiye’nin en büyük şirketlerinden bir yönetici, ajans vasıtasıyla benimle iletişime geçerek markalarıyla ilgili bir çalışma yapmak istediklerini iletti. Yaptığımız çalışma birçok ödül aldı. Sonra diğer şirketlerin ajansları ile de görüşmelerim başladı. Sosyal medya fotoğrafçısı olmam ve profesyonellik bu sayede geldi. Şimdi pek çok ülkeden sosyal medya tanıtımları ile ilgili davetler alıyorum. Türkiye’nin en önemli markalarıyla çalışıyorum. Yazılarım pek çok dergide yayınlanıyor. Tabi uğraşlarımın bu denli geri dönmesi benim için büyük motivasyon. İşin en güzel tarafı da hala fotoğraf çekerken aldığım keyfin tarif edilemez oluşu.

En çok hangi türde fotoğrafları çekmekten hoşlanıyorsun?

En çok kimsenin daha önce keşfetmediği bir yerleri bulup çekmeyi seviyorum. Ayrıca Anadolu’dan çocuklar ve geleneksel yaşamı anlatan insanların fotoğraflarını çekmeyi seviyorum.

Önümüzdeki dönemde hedeflerin neler?

Önümüzdeki dönemde yapılacak pek çok iş var aslında özelikle ülkemizin kırsal alanında kalan keşfedilmemiş birçok köy var. Bunlarla ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Yine ülke tanıtımı için hem ulusal hem uluslararası düzeyde çok ilginç bir proje üzerinde hala çalışıyorum. Telifle ilgili nedenlerden ötürü şimdi bir şey söylemem doğru olmayacak.

[button color=”” size=”” type=”square” target=”” link=””]

En’leri & İlk’leri

En sevdiği yurt içi destinasyon: Akdeniz Bölgesi
En sevdiği yurt dışı destinasyon: İtalya
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: İngiltere
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Yeni Zelanda
En son seyahat ettiği yer: “İstirya” (Hırvatistan’ın Kuzey bölgesi)

[/button]

Fotoğraf çekimlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?

Fotoğraf çekerken insanın başına her türlü hal geliyor. Isparta Eğirdir’de Yeşil Ada’yı tepeden gören bir yer vardır. Sabah gün doğumunda oraya çıkıp fotoğraf çekmek istemiştim. Akşamdan hazırlıklarımı yapmıştım. Sabah o kadar zahmetten sonra tepeye ulaştım. Orda küçük bir mekân var. Oranın işletmecisi 2 tane köpek bağlamış. Bir tane de serbest köpek vardı. Serbest olanın saldırısını bir şekilde tripotla engelledim. Mekana girdim. İnatla fotoğraf çekmek istiyorum. Nasıl oldu bilmiyorum kovaladığım köpek diğer iki köpeğin bağını bir şekilde çözdü. Fotoğraf çektiğim uçurum kenarına beni hapis ettiler. Kaç saat onların hırlamaları ile oturup mekân sahibini bekledim.

Son olarak söylemek istediklerin?

Biraz da sosyal medyaya yeni giren ve bu işi gezmek dolaşmaktan çok, para kazanmak için yapmak isteyen arkadaşlar için bir şey söyleyeyim. Bu işler gerçekten dışardan göründüğü gibi geziyoruz, eğleniyoruz, üstüne bir de para kazanıyoruz değil. Gerçekten bu işi seviyorsanız ve tutkuyla bağlıysanız yapın. Yoksa kazanacaklarınız harcayacaklarınız yanında hiçbir şey.

Şunu unutmamak gerekiyor, hayata en önemli şey vakit. Paradan daha önemli. Çünkü zamanı geriye almanız, parayla 1 gün daha fazla yaşamamız mümkün değil. Onun için en güzel zamanlarınızı sevdiğiniz şeylere verin. Bu işi başaran insanların hiçbir şey düşünmeden yıllarca bu işe emek vererek bir yerlere geldiğini unutmayın. Odak noktanız yapacağınız işi en iyi yapmak üzerine olsun. Zaten o şekilde olursa şan da şöhret de para da arkasından gelir.