Sami Altınay, Türkiye’nin en çok okunan seyahat bloglarından Gezip Gördüm’ün kurucusu. Kurumsal bir şirkette yönetici olarak çalışan Altınay, her fırsatta seyahat ediyor, deneyimlerini bloğunda yazıyor.
Seyahat deneyimlerini daha çok kişiye ulaştırabilmek amacıyla GezipGordum.com seyahat blogunu kuran Sami Altınay, Eskişehir’de yaşayan bir endüstri mühendisi. Dünyanın farklı renklerini yerinde hissetmek için sık sık seyahat eden Altınay, bu gezilerinden notları seyahat rehberi formatında paylaşıyor.
Seni çok kısa tanımak istesek?
Ben Sami, 1985 Eskişehir doğumluyum. Halen doğup büyüdüğüm güzel şehrim Eskişehir’de yaşıyorum. Aslen Endüstri Mühendisiyim, üretim sektöründe hizmet veren şirketimizde yöneticilik yapıyorum. Kurumsal hayatta çalışan klasik bir beyaz yakalı olsam da seyahat etmek benim vazgeçilmez tutkum. Yeni yerler görmek, dünyanın farklı renklerini yerinde hissetmek benim için vazgeçilmez bir yaşam tarzı.
Seyahat tutkusu hobiden daha öteye nasıl geçti?
Küçük yaşlardan beri birçok kez yurt dışına çıkma şansım olsa da benim için dönüm noktası üniversite döneminin ilk yazında yakın arkadaşım Doruk’la düzenlediğimiz Interrail turu oldu. Turlara bağlı kalmadan, tamamen kendi araştırmalarımız ile heyecan dolu bir seyahat yaşadık. Araştırma aşamasından tutun da dönünceye kadar her detayın içinde yer almak bana büyük keyif verdi. Bundan sonraki her seyahat ise bendeki tutkunun artmasına neden oldu.
Deneyimlerini Gezip Gördüm ismiyle paylaşıyorsun. Bu isim nereden çıktı?
Gezipgordum.com benim 7 sene önce hobi amaçlı açığım bir seyahat blogu. Blog ilk açıldığında deneyim içeren Türkçe kaynak sayısı kısıtlıydı bana göre. Rehber kitaplar, seyahat dergileri belki çoktu ama bunlar içinde hem bilgi hem de deneyim bulma şansı kısıtlıydı. Bu nedenle eskiden beri zevk aldığım iki hobimi, internet ve seyahati bir araya getirebilecek bu blogu kurma kararı aldım. Böylece hem kendi zevk aldığım bir şeyi yapacak hem de deneyimlerimi arayış içinde olan gezginlere aktarabilecektim. İş isim araştırmasına gelince de deneyim noktasını vurgulayabilecek ama aynı zamanda kulağa da hoş gelebileceğine inandığım bu ismi seçtim.
GezipGordum.com adresine girenleri neler bekliyor?
Gezipgordum.com aslında benzerlerinden biraz daha farklı denebilir. İçeriklerimizde deneyim konusu önemli olsa da esas temel nokta olan önemli bilgileri öne çıkartmaya uğraşıyoruz. Yani seyahat günlüğü tarzından ziyade önemli bilgileri verip bu bilgilerin içine de ufak tefek ama önemli deneyim notlarımızı paylaşıyoruz. Örnek olarak Vatikan Müzeleri hakkında bilgi verirken bilet almadan tutun da gezginlerin yaşayabileceği tüm ufak tefek sıkıntılara da değiniyoruz.
Şu an blogda 50’den fazla ülke, 200’den fazla gezi noktasına ait çok kapsamlı içerikler ver. Gezilecek yerlerden alışverişe, yeme içmeden ulaşıma, konaklama yapılacak yerlerden şehirlerde yapılacak şeylere kadar birçok önemli başlıkta bilgiler sunuyoruz. Kısacası gezilerini turlara katılarak değil de bireysel olarak organize eden gezginlerin ihtiyacı olabilecek tüm bilgileri sunmaya gayret gösteriyoruz.
Seyahat planı yaparken neye göre hareket ediyorsun?
Her ne kadar kendi işimizde çalışma şansım olsa da belki klasik bir beyaz yaka kadar gönlüm istediğince izin kullanma şansım olmuyor. Bu nedenle benim için ilk etapta izin kullanabileceğim tarihte gidilebilecek yerleri araştırmak önem teşkil ediyor. Yani kışın en soğuk döneminde bir Kuzey Avrupa ya da Muson döneminde Asya turu yapmamak için önceliğim izin kullanabilecek dönemde gitmek isteyebileceğim yerleri araştırmak oluyor. Tabi vize durumları gibi önemli detaylar da tatilime şekil veriyor. Yani halı hazırda devam eden bir Schengen vizem varsa öncelik bu coğrafyaya oluyor. Bunun dışında Tokyo gibi küçüklüğümden beri hayalim olan ama maddi olarak yük getirecek yerlere de birikim yaparak hazırlanıyorum diyebilirim.
Seyahatlerinde yaşadığın en ilginç ve unutamadığın bir anı paylaşabilir misin?
İtiraf edeyim bugüne kadar onlarca ülke görsem de belki insanlara olağanüstü gelecek bir olayım olmadı. Ama tekrar tekrar hatırladığım yüzümde gülümseme oluşturan şeyler de var tabi. Interrail yaptığımız ilk senelerde yaşadığımız tatlı telaşeler, rezervasyonsuz gittiğimiz yerlerde karşılaştığımız festivaller neticesinde sokakta kalma streslerimiz, İtalya’da yankesicilerle imtihanımız, Bangkok’ta tapınakta kaptırdığım ayakkabılar sonrası en yakın alışveriş merkezine kadar yalın ayak gezmelerim, Madrid’de şans eseri girdiğimiz Real Madrid stadyumunda son zamanların en önemli transferlerinden birinin imza gününe denk gelmem, eski günler bitmiştir diyerek gittiğimiz Tunus’ta tekrar Arap Baharı gösterilerine denk gelmemiz… Kısaca belki diğerleri için önemsiz ama her aklıma geldiğimde beni tebessüm ettiren anılar herkeste olduğu gibi bende de mevcut.
En’leri & İlk’leri
En sevdiği yurt içi destinasyon: İstanbul, Eskişehir
En sevdiği yurt dışı destinasyon: Amsterdam, Londra, Singapur
İlk yurt dışı seyahati yaptığı yer: Kıbrıs
Şu an bileti olsa gideceği ilk yer: Tokyo
En son seyahat ettiği yer: Kopenhag
Son olarak söylemek istediklerin?
Aslında klasiktir ama ben her ortamda bunları söylemek isterim. Bizde gezmek özellikle yurt dışına kendi imkanların yani turlara katılmadan bireysel olarak gitmek maddi, manevi çok zor bir durum olarak lanse ediliyor. Dil en büyük engel olarak görülüyor. Halbuki benim şu ana kadar sadece birkaç cümle konuşarak günler geçirdiğim coğrafyalar var. Siz dersinize çalışırsanız dünyanın neresine giderseniz gidin zorlanmazsınız.
Genç yaşlı, zengin ya da kısıtlı imkanları olan biri olun, hangi durumda olursanız olun imkanlarınızın el verdiği ölçüde zincirlerinizi kırın ve güvenli limanlardan ayrılın. Farklı coğrafyalarda hem dünyanın gerçekten bize anlatılan gibi olup olmadığını görün hem de farklı koşullar altında kendinizi daha iyi tanıma şansına erişin.
Sami’nin bloğunu takip ediyorum. Yazıları çok keyifli, bilgi içerikli ama sıkıcı değil. Çok fazla deneyim odaklı yazıları sevmiyorum zaten.
Yine bir korler sagirlar birbirini agirlar yazisi. Bu reklam yazisi icin kac para aldin??
Arkadaşlar arasında para konuşulmuyor. Aynı kategorideki yazılara bakarsanız Türkiye’de başarılı olan seyahat bloggerlarıyla düzenli olarak röportaj yaptığımı görebilirsiniz. Paradan önemli şeyler de var.
Maalesef toplum olarak o kadar farklı bir boyuta geçtik ki dayanışma için yapılan bu tip içerikler bile “kaç para aldın” mantığı ile değerlendiriliyor. Kişi bazlı şeyler yapmamız mümkün değil belki ama bol bol gezin, okuyun, olumlu düşünün, mutluluğu yakalamaya çalışın. O zaman hayat daha güzel gelecektir. Sevgiler.