Opera, tiyatro, bale gibi sanatlarla, muhteşem mimariye sahip yapılarıyla, ünlü müzisyenleriyle milyonlarca turistin ilgisini çeken Avusturya‘nın başkenti Viyana’da gezmeye başlıyoruz.
Günümüzde Viyana’nın nefes aldığı, yürüyüş ve spor merkezi olarak anılan Schönbrunn Sarayı’na geliyoruz. Yaklaşan noel ile birlikte Noel Pazarı hazırlıklarının hakim olduğu tüm ülke gibi sarayın ön bahçesinde panayır kurma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor.
İmparatorluk ailesinin yazlık sarayı olarak genişçe bir ovada inşa edilen saray, içinde barındırdığı botanik park ve hayvanat bahçesiyle ilgi görüyor. Ayrıca havuzlu dev peyzaj alanları görsel anlamda şölen sunuyor ziyaretçilere.
Bölgedeki komşu ülkeler gibi Avusturya da sahip olduğu geniş ormanlarıyla av severlerin uğrak noktası. Bu yüzden geçmişte hüküm süren birçok kral ve imparatorun kendine ait av bahçeleri ve av sarayları varmış. Bu saray da hem yazlık, hem de av merakı olan imparatorun bir anlamda hobilerine evsahipliği yapmış zamanında. Günümüzün yaygın tabiri ile hobi bahçesi de diyebiliriz.
İnşaatı 1696 yılında biten saraya ismini Schöner Brunnen adındaki su kaynağı vermiş. Su kaynağının keşfiyle beraber bu saraya Schönbrunn Sarayı denilmeye başlamış. Süreç içerisinde isim resmi ada dönüşmüş.
Saray, Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresa döneminde en parlak dönemini yaşamış. Sarayın içerisinde bugün sergilenen ünlü mobilyalar ve seçkin koleksiyonların önemli bölümü o yıllara ait.
Maria Theresa’nın kızı Avusturya Arşidüşesi Marie Antoinette tarafından Paris’teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı sırada söylediği iddia edilen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” (“Qu’ils mangent de la brioche”) sözü kimi kaynaklara göre bu sarayda söylenmiş.
Bu saraya ara ara uğrayan ve o dönemde ekmek kıtlığından haberi olan, Marie Antoinette Fransa halkı için o dönem tuttuğu notlarında, “Kendi bahtsızlıklarına rağmen bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sıkı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçeği kral da görmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, taç giydiğim günü -yüz yıl bile yaşasam da- hayat boyu unutmayacağım” diyerek o sözü kendisinin söylediğine dair iddialara yıllar yıllar sonra ortaya çıkan bu notlarla birinci ağızdan cevap vermiş oluyor.
Avrupa’nın en önemli ve en güzel sarayları arasında yer alan sarayda Avusturya’nın önemli kültürel ve tarihi eserleri de bahçede sergileniyor. II. Viyana kuşatması sırasında saray çevresindeki binaların birçoğu önemli derecede hasar görürken saraya zarar verilmemiş. Bu yüzden Osmanlı’nın dibine kadar gelip saraya dokunmaması hayretle karşılanıp hala anlatılıyor.
Sarayın arka bahçesinden ulaşılan ve sarayla aynı ismi taşıyan Hayvanat Bahçesi 1752 kuruluş tarihi ile dünyanın en eski hayvanat bahçesi olma gururunu taşıyor. Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası listesine dahil edilerek koruma altına alınmış. Listeye alınmasıyla beraber tanınırlığı ve görünürlüğü artınca turistik gezilerde ilk duraklardan biri haline gelmiş.