Yunanistan‘ın en yeşil adası Midilli, yeşil doğasını su kaynaklarına borçlu. Ülkenin üçüncü büyük adası olan Midilli’nin dört bir yanı yemyeşil ormanlar, su kaynakları, minik kanyonlar, endemik bitkiler ve inanılmaz dağ manzaralarına sahip.
Adanın ikinci büyük şehri olan Plomari, insan ve şehirleşmenin olumsuz etkisinden, coğrafi konumu nedeniyle uzak kalmayı başaran yerlerden. Adanın ikinci büyük şehri derken, çok da şehir gibi bir yer değil Plomari.
Türkiye ölçeğinde en fazla kasaba ya da sahil beldesi olarak adlandırabileceğimiz büyüklükte. Nüfusu dağınık dağ köyleriyle birlikte 7 bini zor buluyor.
El değmemiş sahilleri, tarihi ahşap evleri, küçük tavernaları, çınar ve zeytin ağaçları, kahvehaneleri ve manzaralarıyla her şeyden uzaklaşmak için en iyi seçeneklerden biri Plomari yolculuğu. Midilli adasının merkezi ne kadar kalabalık ve hareketliyse Plomari bu durumun tam tersini yaşıyor.
Barbaros’un doğum yeri: Plomari
Kaptan-ı Derya olarak Osmanlı İmparatorluğunun ilk kaptan paşası ve büyük amirali unvanını taşıyan, Barbaros Hayrettin Paşa 1473 yılında Plomari’de dünyaya gelmiş. Plomari’de Barbaros’a ait bir iz kalmasa da denizci kasabanın tarihi için bu isim oldukça önemli.
Midilli adasının güney sahilinde Plomaritohoria ismiyle anılan Akrasi, Ampeliko, Megalohori, Neohori, Paleohori, Plagia, Trigonas köylerinden oluşan kasaba, stratejik bir konuma sahip. Yunanistan’ın Sakız adası ile İzmir’in Karaburun ilçesine hakim bir noktadaki kasaba, köklü bir ticaret geleneğine sahip.
Uzo ve zeytinyağı sabununun ilk üretildiği yer: Plomari
Yunan adaları içerisinde, 19. yüzyıl ortalarında en önemli sanayi, ticaret, üretim ve deniz ticareti merkezlerinden birine dönüşen Plomari, Yunan milli içkisi uzonun ilk üretildiği yer özelliğini de taşıyor.
Günümüzde tıpkı rakıda olduğu gibi uzonun da kalitesi kullanılan su ile ölçülüyor. Plomari, Yunanistan coğrafyasındaki en kaliteli içme suyu kaynaklarına sahip olması nedeniyle, uzoya kattığı aroma her yerde fark ediliyor.
Zeytinyağından üretilen sabunun da ilk örneklerinin üretildiği Plomari’de geçmişte uzo ve sabun fabrikalarının sayısı 50’yi buluyormuş. bugün birkaç uzo atölyesi dışında üretim yapılmıyor.
Plomari, plajları ve kültür turizmiyle daha çok yüksek sezonda Avrupalı, Amerikalı ve Türk turistin zaman geçirdiği bir bölge. Çok tanınmaması nedeniyle, kalabalık ve karmaşanın olmadığı bölge, kafa dinlemek ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenler için ideal.
Ağır çalışma koşulları nedeniyle oldukça stresli günler geçiren çalışan kesimin evine gitmeden önce birer tek attığı uzo, günümüzde de kahvehanelerde benzer şekilde tüketiliyor.
Tavla oynarken ya da arkadaş sohbeti sırasında karşılıklı atılan içkiler keyifli sohbete eşlik ediyor. Yunanistan’daki kahvehane kültürü, Türkiye’den farklı olarak içki ikramını da içinde barındırıyor.
Plomari’de üretilen uzolar
Uzo üretimi nedeniyle Midilli ve Plomari arasında ciddi bir rekabet bulunuyor. Şirin kasabayı bu rekabette bir adım öne çıkaran şey kaliteli su kaynağı ve bölgede aromatik bitkilerle birlikte yetişen nitelikli anason. Kasabada markaya dönüşen uzolar arasında Pitsiladi, Yannaçi, Varvayani ve Plomari/Isıdoro Arvaniti’yi saymak mümkün.
Plomari’de yapılacak şeyler
Adanın en eski yerleşim yerlerinden olan kasabanın merkezinde ‘eski şehir’ olarak adlandırılan bölüm, tipik Yunan mimarisine tanıklık edebileceğiniz yer. İki katlı, cumbalı, çoğu ahşap evler dar sokaklarda sıralanıyor. Trafik gürültüsü olmayan, sessiz ve sakin sokaklarda tarihi evler arasında keyifle dolaşmak, kasaba atmosferini solumak için şart.
Şehir meydanında bulunan büyük çınar ağacının çevresinde çok sayıda dükkan, mağaza, kahvehane yer alıyor. Sokaklarda dolaştıktan sonra buralarda dinlenmek, bir şeyler içmek, yerel insanlarla sohbet etmek oldukça keyifli.
Yaz sezonunda cıvıl cıvıl olan her biri mavi bayrak taşıyan plajlar, deniz, kum, güneş tatilini sevenler için unutulmaz bir deneyim. Agios Isidoros Plajı, yalnız bölgenin değil Yunanistan’ın sayılı plajları arasında gösteriliyor.
Yunanların en çok tükettiği soğuk içeceklerden frappeyi mutlaka deneyin. Tercihe göre süt ve şeker ilave edilerek hazırlanan buzlu kahve, kasabanın her köşesindeki kafe ve kahvehanelerde bulunuyor.
Şık tasarımıyla frappe içmek için oturduğumuz Oceanis Cafe önerilerim arasında. Kafede sufle 3€, waffle 4€, frappe 2€, Türk (Yunan) kahvesi ise 1,5€ civarında. Tüm restoran ve kafelere oturduğunuzda içeceğiniz büyük bardakta su ücretsiz olarak ikram ediliyor. Sahil ve limana doğru uzanan kafelerde oturarak hayata karışın.
Kasabada meraklılarına hitap eden 3 farklı müze bulunuyor. Varvayianni Uzo Müzesi, lomari Isidoros Arvanitis Uzo Müzesi ve Sabun Müzesi bu kasaba için en önemli üretim araçlarını yerinde görmek için mutlaka görülmesi. Müzelerde ikram ve sıcakkanlı karşılama insanı mutlu ediyor.
Plomari’de nerede kalınır?
Şirin kasabada irili ufaklı 25’e yakın konaklama seçeneği var. Bütçeye ve konaklama konseptine göre tercih edilebilecek bu yerler arasında pansiyon da bulunuyor, lüks hizmet veren stüdyo da. Bu yüzden gitmeden önce tam olarak nasıl bir yerde kalmak istediğinize karar verin. Ben Plomari seyahatimde Frini Studios’ta konakladım.
Misafirperverlik ve yaklaşımı ile benden tam not alan tesiste Keşfetsek‘e özel yüzde 10 indirim var. İndirimle ilgili detaylar ve tesisi daha yakından incelemek için Frini Studios yazıma göz atın.
Plomari’ye nasıl gidilir?
Plomari, Midilli (Lesvos) adasının merkezine 42 km uzaklıkta bulunuyor. Yolun yapısı nedeniyle bu yolculuk özel araçla yaklaşık 50 dakika sürüyor. Türkiye’den bu kasabaya gitmek için Ayvalık’tan Midilli’ye feribotla geçmek gerekiyor. 1 saat 15 dakika süren feribot yolculuğunun ardından Midilli Limanı’na ulaşılıyor.
Midilli-Plomari arasında günde 3-4 sefer yapan belediye otobüsü seferi var. Ancak belediye otobüsü ile uğraşmadan, araç kiralayarak doğa manzarasına dahil olarak, keyifli bir yolculuğu tercih edin.
Bozulmamış doğası, sıcakkanlı insanları, tarihi yapıları, muhteşem plajları, uzo, zeytinyağı ve sabunuyla Plomari, Midilli’nin en güzel köşelerinden biri. Midilli seyahati planlayanların bu güzel kasabada birkaç gün geçirmesi gerekiyor.
