Fransa’nın güneyinde, Akdeniz kıyısında capcanlı, gösterişli bir şehir Nice. Adını zafer tanrıçası Nike’den alan Nice, Fransa‘nın beşinci büyük şehri olmasının yanı sıra tertemiz denizi ve masmavi gökyüzüyle Cote d’Azur bölgesinin incisi kabul ediliyor.
Attığınız her adımla birlikte deniz kokulu hafif bir esintiyi de peşinizde hissedeceğiniz bu şehir, oldukça renkli bir kişiliğe ve mimariye sahip. Caddeler boyunca sizi takip eden sıra sıra dizilmiş binalar, kendilerine has renkleriyle Nice mimarisine şekil veriyor.
Yazı: Dilan Günsen
Nice’i keşfetmeye şehrin en önemli caddesi olan Jean Medecine Avenue’den yürümekle başladığınızda karşılaşacağınız ilk şey cadde boyunca incelikle sıralanmış rengarenk binalar, bu binaların ev sahipliği yaptığı onlarca ünlü mağaza ve alışveriş yapan turistler olacak.
Yayaların rahatça gezip dolaşabildiği bu geniş ve kalabalık cadde, tam ortasından geçen tramvay yoluyla ikiye bölünüyor ve tramvaylar Nice’te yerel halkın ulaşımını sağlıyor.
Massena Meydanı
Jean Medecine Avenue boyunca yürüdükten sonra varılacak nokta, Nice’in en ünlü meydanı olan Massena Meydanı. Günün her saati kalabalık ve hareketli olan Massena Meydanı, kendisini çevreleyen koyu pembe binalar ve meydan boyunca döşenmiş siyah beyaz karoların birlikte çok farklı bir kontrast oluşturduğu müthiş keyifli bir yer. Sokak sanatçıları da, gösterilerini icra etmek için gün boyunca kendilerine ilham veren bu alanı tercih ediyor.
Meydanın çeşitli yerlerine dikilmiş uzun direklerin üzerinde yer alan ve gece olunca çeşitli renklerle aydınlatılan yedi oturan adam heykeli, dünya üzerindeki 7 kıtayı temsil ediyor. Yine meydandaki büyük bir havuzun ortasında yer alan Apollon heykeli ve bunun çevresindeki diğer heykeller, Yunan mitolojisine ve Yunan mitolojisindeki gezegenlere bir gönderme yapıyor. Tüm bunlardan yola çıkarak meydanla ilgili kesin olarak şu söylenebilir ki Massena Meydanı, zıt renkleri, sokak sanatçıları, yine sanata çağrışım yapan heykelleri ve mimarisiyle içinizdeki sanatçı kişiliği besleyecek bir yer.
Vieux Nice
Massena Meydanı’nın hemen ötesinde şehrin eski kısmı başlıyor. Vieux Nice olarak adlandırılan bu kısım, insanı oldukça heyecanlandıran, Nice’in simgesi rengarenk binalardan ve daracık sokaklar boyunca uzanan lavanta kokulu hediyelik eşya dükkanları, restoran ve kafelerden meydana geliyor. Turistlerle dolup taşan bu sokaklardaki herhangi bir restoranda yemek yiyebilmek için uzun sıralarda bekleyenlerle karşılaşmanız olası.
Şehir kendine özgü capcanlı renklerle sarmalanmışken Nice’teki en ünlü yapıların, oteller ve müzelerin, bembeyaz bir inci gibi inşa edilmiş olması, insanda tarifsiz bir ferahlık hissi uyandırıyor. Bu gösterişli beyaz yapılar genellikle ününü dünyaya çoktan duyurmuş önemli binalar. Promade des Anglais üzerinde kurulu olan ve turistlerin ziyaretine açık Hotel Negresco muhteşem mimarisiyle buna en güzel örnek. Massena Müzesi, Notre-Dame Kilisesi ve Palais de Justice mutlaka görülmesi gereken ve Nice’in duru ihtişamına kanıt olan diğer yapılar.
Yaz turizmi gelişmiş olan şehir, uzun bir sahil şeridine, bunu takip eden ünlü yürüyüş ve bisiklet yolu Promenade des Anglais’e ve geniş plajlara sahip. Dünyanın her yanından gelen turistlerin akımına uğrayan bu plajlar kumdan değil; irili ufaklı taşlardan oluşuyor ve Nice’in karakteristik özelliklerinden biri olarak biliniyor.
Nice’in taş plajları gündüz olduğu kadar gece de kalabalık. Güneşin batışını izlemek isteyenler, meraklı turistler ya da sırt çantalı gezginler gibi birçok farklı kesimden insana kucak açan plajlar günün hiçbir saati canlılığından ödün vermiyor. Sahil boyunca sıralanmış gece kulüpleri ve barlarıyla Nice, 24 saat ayakta kalan bir şehir.
Bu kadar çok seçeneği ve güzelliği bünyesinde bulunduran Nice, haliyle aynı bölgede bulunan diğer turistik şehirlere göre biraz daha pahalı ama yine de bir gezginin her koşulda gidip ziyaret edebileceği, öğrenip keşfedebileceği, kapılarını herkese açmış muhteşem bir şehir. Mutlaka görülmesi gereken, daha sonra her hatırlanışında insana kendini iyi hissettiren, duru olduğu kadar gösterişli bir şehir Nice!
Merhaba icerigi henuz gordum. Bu yazi bana ait ve CNN Turk’te yayinlanmis bir icerikli. Kaynak olarak adimi eklemenizi veya yaziyi silmenizi talep ediyorum.
Dilan Gunsen