Hıristiyan dünyasının en kutsal dönemlerinden biri olan Noel yaklaştıkça tüm dünya Hıristiyanlarının ortak geleneği olan Noel Pazarları kurulmaya başlıyor. Kasım ayının ikinci yarısından Noel başına kadar yiyecek içecek, hediyelik eşya, incik-boncuk gibi aklınıza ne gelirse bu pazarlarda satışa çıkarılıyor.
Bu döneme Avusturya‘nın başkenti Viyana’da rastlamışken insanların soğuk havaya aldırmadan panayırı andıran ışıl ışıl pazarlara akın ettiğini görünce ben de onların arasına karışıyorum. Çoluk çocuk tüm Viyana, Viyana’nın kalbinin attığı Belediye Binası’nın tam önünde Chriskindlmarkt adı verilen pazarda dolaşıyor.
Çeşit çeşit çikolata, sıcak şarap, binbir türlü bira, patates kızartması, hot dog, biblolar, hediyelik eşyalar, balonlar ve çocukları eğlendiremeye yönelik ilginç aksesuarlar panayırın içindeki stantlarda satışa sunulmuş durumda. Dev çam ağaçları ile İsa’nın doğumu ifade eden ve içinde figürlerin yer aldığı ahır unutulmamış. Bizlerde bayram zamanları kurulan geçici minik lunapark benzeri oluşumlar burada da benzer biçimde var. Masallardan hatırladığımız “şekerden ev” çocukların ilgisini çekiyor.
Panayırdaki kokulara dayanamayıp sıcak patates kızartmasını bir güzel mideme indirdikten sonra yorgunluğumu dindirebilmek adına otele dönüyorum. Bizimkiler benden ayrılıp değişik marka biraları tatmak üzere Avustralya Bar’a gidiyorlar.
Schwarzenberg Meydanı
Günün aydınlığı ile beraber adından çokça bahsedilen bitpazarını görmek üzere sokağa iniyoruz. Rastgele aldığımız tarifle beraber bitpazarını bulmayacağımızı anlayıp değişik bir istikamete yönelince karşımıza çıkan Schwarzenberg Meydanı’nda soluklanıyoruz.
Schwarzenberg Meydanı II. Dünya Savaşı’nın simge merkezlerinden biri. Sovyetler’in özgürlüğünü temsilen, yıkılmaması için teminat aldığı 20 metre uzunluğundaki asker anıtı Kızıl Ordu adına Viyana’da verilen emeğin temsiliyetini ifade etmek için dikilmiş. Üzerinde Rusça yazılar bulunan ve altından kaplamalı miğferli Rus askeri II. Dünya Savaşı’nda iki ateş arasında kalan Viyana’nın o günlerini yakından hissettiriyor. Anıtın çevresini saran duvarlarda yazılı olan Rusça ifadeler o günlerden bugüne aynen duruyor.
Viyana Bitpazarı
Anıtın arkasından ara sokaklara çıkıp bitpazarını aramayı sürdürürken yaşlıca bir Avusturyalı çiftle karşılaşıyoruz. İngilizce bildiklerinden emin olunca önce gitmek istediğimiz yerin bitpazarı olduğunu ve noel pazarından farklı bir yer olduğunu ifade etmeyi başarınca tamam diyorlar. Gayet keyifli, gülümseyen ve neşeli bakışlarla yol tarifini aldıktan sonra teşekkürlerimizi sunarken nereli olduğumuzu soruyorlar.
Keşke söylemeseydik dediğimiz an o an oluyor işte. “From Turkey” cevabıyla beraber yüz ifadeleri değişen çiftimiz bizim de moralimizi bozuyor kısa sürede. Adam bizdeki olumsuzluğu anlamış olacak ki hemen toparlanıp gençliğimde Konya’da iş yapmıştım diyerek konuyu değiştiriyor. Avrupa’daki Türklerin genel Türk algısı üzerindeki performansını birebir algıladıktan sonra, az önce aldığımız tarife göre Viyana Bitpazarı‘na ulaşıyoruz.
Bitpazarı Tam Bir Çer-Çöp Yuvası
Genellikle Doğu Avrupa’dan gelen göçmenlerin bizlerdeki pazar usullerine uygun bir biçimde açtıkları tezgahlarda yaygın olarak ikinci el eşyalarını pazarladığı bu pazar tam anlamıyla çer-çöp yuvası. Sebze, balık ve kasap bölümünün yerleşik, bitpazarı kısmının ise geçici olduğu bölümde evlere şenlik bir manzara var.
Oyuncak lahana bebekler, dev ördek bibloları, kakma ahşap sehpalar, tepsiler, kasetler, mermer motifler, dvd ve cd’ler, deri çantalar, tablolar, gitarlar, battaniyeler, ayakkabı ve çizmeler, kıyafetler, içki şişeleri, fotoğraf makineleri, dondurulmuş hayvanlar, plastik çiçekler gibi birbiriyle alakası olmayan her türlü araç gereç ve eski eşya alıcı bekliyor.
Üstü başı iyi görünmeyen ve geçimini eskicilikle sağlayan çok sayıda göçmen günü kurtarmanın peşinde. Ankara’dan bizimle beraber gelen arkadaşımız Yeşim ve eşi 1 Euro’ya aldıkları ve evlerinin iç dekorasyonunda kullanacakları ahşap tepsiyi göstererek ne kadar ucuz değil mi diyorlar. Hep beraber gülümseyerek biz de az önce 3 Euro’ya aldığımız orijinal Elvis cd’sini gösteriyor ve annemin ilgi alanı olan sebze pazarına geçiyoruz.
Türkler Dönercilik Yapıyor
Türkiye’deki çığırtkanlık sistemi Allahtan buraya uğramamış derken Türk Döneri satan ve Türklerce işletilen kasapların önünden geçerken satıcıların tacizine uğruyoruz. Türkler gittiği her yere kendi sistemlerini götürüyorlar. Yürüdüğümüz koridor boyunca zeytininden peynirine herkes bir şeyler tattırmak için bas bas bağırıyor. Türkler diğer Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi yaygın olarak dönercilik yapıyorlar burada.
Soslu garip bir kuruyemişin (Wasabi nüsse) tadına baktıktan sonra almaya karar veriyoruz. Wasabi nüsse’mizi çıtırdata çıtırdata bir başka noel pazarının kurulduğu stanttan sıcak şaraplarımızı da alarak ısınmaya çalışarak Mozart’ın heykelinin bulunduğu parka doğru yürüyoruz.
Avusturya ve özellikle Viyana bilindiği üzere opera ve benzer sanatların merkez noktası olarak kabul ediliyor. Sadece sanat etkinliklerini takip etmek üzere ülkeye her yıl binlerce turist geliyor. Sokaklar ve mimari, sanatın ve sanatçının yansımalarıyla göz kırparken bizlere; bir kaldırımda yer alan ilginç sigara otomatı ilgimizi çekiyor. Ablam Türkiye’de bir sigara şirketinde çalıştığı için hemen sigara otomatını incelemeye koyuluyor ve fotoğraf çekiliyor. Belirli uzunluğun altındaki çocukların erişememesi için sigara otomatı olabildiğince yükseğe iliştirilmiş ancak yaş sınırı konusunda bir engellemeyi kontrol edebilmek mümkün değil burada.
Mozart Anıtı
Mozart heykelinin bulunduğu sanat parkı ve mükemmel mimari binaların bulunduğu alana geldiğimizde çevredeki heykelleri incelemeye başlıyoruz. Soğuk hala etkisini sürdürüyor ve kardan adam misali kat kat giyindiğimizden görüş mesafemiz oldukça düşüyor. Annem ikide bir, “buranın soğuğu iyiymiş ben burada yaşayabilirim” dese de ben kesinlikle böyle bir soğuğa tahammül edemem.
Otelden Nazi Almanyası’nın II. Dünya savaşında ilk jet fabrikası olarak da kullandığı Avrupa’nın en büyük yeraltı gölü olan Seegrotte’ya gitmek üzere hızlı hareket etmemiz gerektiğinden Viyana sokaklarına biraz mola verip dönüşe geçiyoruz hızlıca…