Karadağ’ın Orta Çağ İzleri Taşıyan Şehirleri

Karadag-Sehirleri-Budva

Vizesiz Balkan ülkelerinden Karadağ, 293 km’lik muhteşem sahil şeridinde birbirinden güzel orta çağ kentleriyle Avrupa‘da her geçen gün popülerleşen destinasyonlar arasında. 

Yıl boyunca güneşli havanın eksik olmadığı Karadağ’da masmavi deniz, büyüleyici Akdeniz atmosferi ve zamanda yolculuğa davet eden orta çağ esintili şehirler ülkeyi ziyaret edenler için muhteşem bir deneyim sunuyor. 

Karadağ’ın En Güzel Orta Çağ Kentleri

1. Kotor

Doğal bir fiyort olan Kotor Körfezi içerisinde yer alan Kotor, Karadağ’ın en eski şehirlerinden. Tarihte ilk yerleşimin Roma döneminde görüldüğü şehir, Venedik, Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun işgaline uğradı.

Farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan Kotor, stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca saldırı ve işgaller nedeniyle zarar görse de eski şehir bölgesi bu işgallerin getirdiği farklılıkları ziyaretçilerine hissettiriyor.

Akdeniz’in en iyi korunan yerleşim yerlerinden Kotor’da St. John Kalesi deniz seviyesinden 260 metre yüksekte kente adım atanları karşılıyor. Kenti çevreleyen 5 km uzunluğundaki surlar günümüzde UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan eski şehir merkezinin bir parçası.

Kotor Old Town, Venedik sarayları, kiliseleri, müzeleri, dar ve Arnavut kaldırımlı sokakları, meydanları, merdivenleri ve süslü kapılı yapılarıyla film sahnesini andırıyor. Şehrin dört bir yanında sıralanan yerel ve dünya mutfaklarından lezzetler sunan restoran ve kafeler kentin etkileyici atmosferini tamamlıyor.

2. Budva

Kendisiyle aynı adı taşıyan yarımadada kurulu Budva, Karadağ turizminin göz bebeği kentlerinden. Budva Stari Grad ya da Old Town, orta çağ izlerini taşıyan yapısıyla şehre gelenlerin adımını attığı ilk nokta.

1979 yılında yaşanan depremde hasar gören Budva eski şehir merkezi, ağır hasara rağmen tipik Akdeniz kenti karakterini korumayı başarmış. Kırmızı kiremitli taş binalar, küçük ve şirin meydanlar şehrin dokusunu oluşturuyor. 

Budva’ya gelen ziyaretçiler şehir surları çevresinde dolaştıktan sonra kaleye uğruyor. Şehir Müzesi, Roma mozaikleri, Arnavut kaldırımlı daracık sokaklar Budva’nın ruhunu hissettiriyor. Şehir sokaklarında turlarken deniz ürünü sunan restoranlar, pizzacılar, kokteyl barları ve hediyelik eşya dükkanları mola vermek için ideal noktalar.

3. Ulcinj (Ülgün)

Karadağ’ın en eski yerleşim yerlerinden Ulcinj kenti, Türkçe’de Ülgün olarak anılıyor. 2 bin 500 yıllık kalesi ile bir yarımada üzerinde kurulu olan Ulcinj, Roma, Bizans, Venedik ve Osmanlı izlerini taşıyor.

Ulcinj eski şehir merkezi hem orta çağ izlerini keşfetmek hem de tarih boyunca Karadağ’da egemenlik kuran farklı devletlerin şehre katkılarını görmek için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir nokta. 1593 yılında inşa edilen, 1693’te Osmanlılar tarafından camiye çevrilen kilise günümüzde müze olarak ziyarete açık.

17. yüzyılda bölgenin en önemli köle pazarlarından biri olan Ulcinj, ziyaretçilerini o yıllara götüren Köle Meydanı’na da ev sahipliği yapıyor. İtalya ve Dalmaçya’dan gelen kölelerin korsanlar tarafından alınıp satıldığı bu meydan, çetin fidye pazarlıklarının yaşandığı dramatik bir geçmişe sahip.

Günümüzde hatırı sayılır bir Müslüman nüfusa sahip olan Ulcinj, geleneksel Türk restoranları, camileri ve Osmanlı izlerini deneyimleyebileceğiniz sayısız mimari yapısıyla çok kültürlü bir görünümde.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

You might also like